BDDK'nın bankacılık raporu

Güncelleme Tarihi:

BDDKnın bankacılık raporu
Oluşturulma Tarihi: Aralık 25, 2001 14:38

Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurulu (BDDK), faiz oranlarındaki düşüş ve yabancı para açık pozisyonların önemli oranda gerilemesiyle birlikte, Temmuz-Eylül döneminde bankacılık sektörünün karlılık performansında iyileşme kaydedildiğini bildirdi.

BDDK tarafından yayımlanan Bankacılık Sektörü Değerlendirme Raporunda (Eylül 2001), bu yılın üçüncü çeyreğinde, ekonomik aktivitede daralma devam ederken, mevsimsel etkilerden arındırılmış aylık fiyat artış hızlarının, hedeflerin üzerinde kaldığı vurgulandı.

Rapora göre, bu dönemde cari işlemler dengesi fazla verme eğilimini sürdürdü ve sermaye hareketleri dengesindeki çıkışlar önemli ölçüde yavaşladı.

Temmuz-Eylül döneminde, uygulanan ekonomik program çerçevesinde maliye ve para politikalarına ilişkin performans kriterlerinde, hedeflerin üzerinde bir başarı sağlandı.

Faiz oranları, Temmuz ayı başında bazı yapısal reformlardaki gecikmeler ve 1 Eylül`de ABD`ye yönelik terörist saldırılar sonrasındaki geçici yükselmeler dışında, dönemin genelinde düşüş eğilimi gösterdi.

Faiz oranlarındaki düşüş ve yabancı para açık pozisyonların önemli oranda gerilemesiyle birlikte, Temmuz-Eylül döneminde bankacılık sektörünün karlılık performansında da bir iyileşme kaydedildi.

SEKTÖR 9 AYDA 697 MİLYON DOLAR KAR ETTİ

Bankacılık sektörü, Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu (TMSF) bankaları hariç tutulduğunda, yılın ilk yarısındaki 381 milyon dolar olan zararını, dokuz aylık dönemde 697 milyon dolar kara çevirmeyi başardı.

Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu (BDDK) tarafından yayımlanan Bankacılık Sektörü Değerlendirme Raporunda (Eylül 2001), buyılın ilk çeyreğinde 3.1, ikinci çeyreğinde 6.4 milyar dolar olarak gçekleşen sermaye çıkışının, üçüncü çeyrekte önemli ölçüde azalarak 1.1 milyar dolara indiği kaydedildi.

Rapora göre, bu yılın üçüncü çeyreğinde aktif büyüklüğü TMSF kapsamındaki bankalar dışında reel olarak artış gösterdi.

Bu dönemde Fon kapsamına 5 bankanın alınmasına rağmen bu gruptaki bankaların aktif büyüklüğündeki daralmada, Sümerbank`ın satışı ve Hazine tarafından verilen iç borçlanma senetlerinin bir kısmının erkenitfası ile ihtiyacın azalmasına bağlı olarak geri verilmesi belirleyici oldu.

Özel bankalardaki büyüme ilk beş bankanın aktif büyüklüğündeki yüksek oranlı artıştan kaynaklandı.

TOPLAM AKTİFLERDE DARALMA

Eylül 2001 itibariyle bankaların toplam aktifleri 110 milyar 763 milyon dolar olarak belirlenirken, Haziran-Eylül dönemine göre yüzde 8.6, 2000 yılı Aralık ayına göre ise yüzde 28.5 oranında daraldı.

Kamu bankalarının toplam aktifleri 30 milyar 101 milyon dolar olarak hesaplanırken, Haziran-Eylül döneminde yüzde 5.5 oranında azaldı.

Aynı dönemde özel bankaların toplam aktifleri de yüzde 4.5 oranında daralırken, 59 milyar 403 milyon dolar olarak belirlendi.

Fon bankalarının toplam aktiflerinde ise bu dönemde yaşanan daralma yüzde 30.5`i buldu. Fon bankalarının aktifleri 12 milyar 965 milyon dolara kadar geriledi.

SEKTÖR İSTİHDAMINDAKİ DÜŞÜŞ SÜRÜYOR

Eylül ayı itibariyle Haziran ayına göre banka sayısında ve istihdamdaki daralma devam ederken, banka sayısı 72`den 68`e, personel sayısı da 155 bin 299`dan 147 bin 453`e geriledi.

Böylece bu dönemde banka sayısında yüzde 5.6, çalışan sayısında yüzde 5.1 oranında azalış oldu.

Aynı dönemde şube sayısı da 7 bin 530`dan, 7 bin 321`e indi. Şube sayısındaki azalış da yüzde 2.8 olarak hesaplandı.

GRUP PAYLARI

Haziran-Eylül döneminde, toplam aktifler içinde kamu bankalarının payı yüzde 26.3`ten yüzde 27.2`ye, özel bankaların payı yüzde 51.1`den yüzde 53.6`ya çıkarken, Fon bankalarının payı yüzde 15.5`ten 11.7`ye düştü.

Aynı dönemde krediler içinde kamu ve Fon bankalarının paylarında azalma olurken, özel bankaların payı arttı.

Toplam mevduat içinde de kamu bankaları ve Fon bankalarının paylarında azalma yaşanırken, özel bankaların payları yüzde 53.1`den yüzde 56.6`ya çıktı.

Bankacılık sektörü yoğunlaşma açısından değerlendirildiğinde de toplam aktifler içinde aktif toplamına göre ilk 5 bankanın payı yüzde 47.6`ya çıktı. Haziran ayında bu oran yüzde 41.8 düzeyindeydi.

İlk 5 bankanın toplam krediler içindeki payı yüzde 41.9`dan 44.8`e, toplam mevduat içindeki payı da yüzde 48.7`den yüzde 53.4`e çıktı.

Raporda, belirsizlik ortamının yarattığı riskleri azaltma çabası içinde olan sektörün yılın ilk yarısında önemli ölçüde bozulan karlılık performansının üçüncü çeyrekte iyileşmeye başladığı belirtildi.

YABANCI PARA MEVDUAT PAYINDA ARTIŞ

Rapora göre, belirsizlik ve güven sorunu, kaynak yapısında kısa vade ve yabancı para cinsinden yoğunlaşma eğiliminin sürmesine yol açtı.

Nitekim Aralık 2000`de yüzde 52.4 olan TL mevduatın toplam mevduat içindeki payı, Haziran 2001`de yüzde 43.8`e, Eylül sonunda ise yüzde 37.5`e geriledi.

Bankaların kredi hacminde Ocak-Haziran döneminde yaşanan reel gerileme, özellikle TL cinsinden kredilerdeki düşüşe bağlı olarak, üçüncü çeyrekte de devam etti. Ancak üçüncü çeyrekte kredi hacmindeki düşüş hızının bir miktar yavaşladığı gözlemlendi.

SORUNLU KREDİLER ARTIYOR

Ekonomik aktivitedeki daralma, şirket ve hanehalkları bilançolarındaki kötüleşme ve varlık fiyatlarındaki düşüş bankaların sorunlu kredilerindeki artışın üçüncü çeyrekte hızlanmasına neden oldu.

2000 yılı sonunda yüzde 11 olan tasfiye olacak alacakların toplam krediler içindeki payı esas olarak kamu ve TMSF bünyesindeki bankalardaki yükselmeye bağlı olarak 2001 Haziran ayında yüzde 13.8`e,Eylül ayı sonunda da yüzde 17`ye çıktı.

Kamu ve Fon bankalarına görev zararları ve sermaye ihtiyacına karşılık verilen devlet iç borçlanma senetleri nedeniyle, menkul değerler cüzdanının bankacılık sektörünün toplam aktifleri içindeki payı 2000 yıl sonuda yüzde 11.5 olan oranından Eylül ayında yüzde 22.6`ya yükseldi.

SEKTÖRÜN KARI

Yılın ilk yarısında TMSF bankaları hariç tutulduğunda 381 milyon dolar zarar eden sektör, dokuz aylık dönemde 697 milyon dolar kar etti.

Fon bankaları dahil edildiğinde Haziran ayı itibariyle 4 milyar dolar olan zarar, Eylül sonunda 3.3 milyar dolara geriledi.

BANKACILIK SEKTÖRÜ REEL OLARAK YÜZDE 13.2 GERİLEDİ

Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu (BDDK), 2001 yılının üçüncü çeyreğinde bankacılık sektörünün toplam bilanço dışı işlemleri reel olarak yüzde 13.2 oranında gerilediğini bildirdi.

BDDK tarafından yayımlanan Bankacılık Sektörü Değerlendirme Raporu`na (Eylül 2001) göre, gruplar itibarıyla incelendiğinde, aynı dönemde bilanço dışı işlemler, kamu bankalarında yüzde 18, özel bankalarda yüzde 11.5, yabancı bankalarda yüzde 35.7 ve kalkınma ve yatırım bankalarında ise yüzde 35.1 oranında küçülürken, TMSF`ndaki bankalarda yüzde 18.9 artış gösterdi.

Bilanço dışı işlemlerinin iki temel kalemini oluşturan gayri nakdi krediler ve yükümlülükler yılın üçüncü çeyreğinde yüzde 1.3 artarken, taahhütler yüzde 16.9 oranında daraldı.

Bu dönemde toplam gayri nakdi krediler ve yükümlülükler kaleminin yüzde 71`ni oluşturan teminat mektupları reel olarak yüzde 3 artış gösterdi.

Teminat mektupları dışındaki diğer kalemler reel olarak azalırken en yüksek daralma ise yüzde 8.7 ile kabul kredilerinde görüldü

KARLILIK

2001 yılının üçüncü çeyreğinde bankacılık sektörünün karlılığında nispi bir iyileşme görülürken bu yılın ilk yarısına göre, dönem zararı dolar bazında gerileme gösterdi.

Bu gelişmeler kambiyo zararının yükselmesine rağmen net faiz gelirlerinin reel olarak artması ve sermaye piyasası işlem zararlarının azalması etkili oldu.

2001 yılının ilk yarısında 3.9 milyar dolar olan bankacılık sektörünün dönem zararı Eylül ayında 3.3 milyar dolara geriledi. 2001 yılının ilk yarısında TMSF kapsamındaki bankalar hariç bankacılık sektörü 477 trilyon lira zarar ederken, 2001 yılının üçüncü çeyreğinde özel bankaların karlarının artması ve kamu bankalarının zararlarının gerilemesine pararel olarak 1 katrilyon 68 trilyon lira kar etti.

Bu yılın ilk yarısında 955 trilyon lira olan kamu bankalarının toplam zararı üçüncü çeyrek sonunda 407 trilyon liraya geriledi.

2001 Eylül döneminde TMSF kapsamındaki bankaların zararları Haziran ayına göre 1.7 katrilyon lira artarak 6.2 katrilyon liraya yükseldi.

GELİR-GİDER DENGESİ

2000 yılı Eylül ayında faiz gelirleri toplam gelirlerin yüzde 84`nü, faiz giderleri de yüzde 68`ni oluştururken, faiz oranlarındaki artışa pararel olarak faiz gelirlerinin payı arttı ve söz konusu oranları 2001 yılının üçüncü çeyreğinde sırasıyla yüzde 92 ve yüzde 66 olarak gerçekleşti.

2001 yılı Eylül ayı itibarıyla, hem bir önceki yılın aynı dönemine göre, hem de Haziran ayına kıyasla faiz gelirlerinin faiz giderlerine göre daha yüksek oranda artması sonucunda her iki dönemde net faiz gelirler artış gösterdi.

Eylül ayı sonu itibarıyla toplam faiz gelirleri Haziran ayı sonuna göre reel olarak yüzde 19.4 oranında artarak 41.6 katrilyon liraya yükseldi. Bu gelişmede, DİBS`ler ile kredilerden alınan faiz gelirlerinin reel olarak artması belirleyici oldu.

2001 yılı Eylül sonu itibarıyla faiz gelirleri içinde yüzde 29 paya sahip olan kredilerden elde edilen faiz gelirleri, bütün banka gruplarında artış göstererek, Haziran ayına göre 8.4 katrilyon liradan 12.1 katrilyon liraya çıktı.

Bu yılın üçüncü çeyreğinde özel bankaların bankalardan alacakları kaleminin azalmasına bağlı olarak bankalardan alınan faizler reel olarak yüzde 3.8 oranında gerilerken, bankalararası para piyasası işlemlerinden alınan faizler, bu dönemde artmaya devam etti.

Eylül ayı itibarıyla toplam faiz giderleri Haziran ayına göre reelolarak yüzde 13.7 oranında artış göstererek 28.5 katrilyon lira oldu.Bu dönemde faiz giderlerinin reel olarak artmasında en büyük etken mevduata verilen faizlerin önemli oranda artması etkili oldu.

2001 Eylül itibarıyla bankacılık sektörünün faiz dışı gelirleri Haziran ayına göre reel olarak azalarak yüzde 25 oranında artış gösterirken, bir önceki yılın alnı dönemine göre yüzde 15.8 azaldı. Toplam gelirler içindeki payı yüzde 12`den yüzde 8`e geriledi.

Bu gelişmede, ekonomik aktivitedeki daralma ve buna bağlı olarak bankaların operasyonel işlemlerindeki azalma etkili oldu.

2001 yılının üçüncü çeyreğinde TMSF kapsamındaki bankaların artan zararları yanında diğer faiz dışı gelirler-giderler dengesi de bankacılık sektörünün karlılığının belirlenmesinde önemli rol oynamaya devam etti.

SERMAYE YETERLİLİĞİ

2001 yılının ilk yarısında, kamu bankaları ile TMSF kapsamındaki bankaların yeniden yapılandırılması kapsamında Hazine ve TMSF`nundan sağlanan sermaye desteği sonucunda belirgin bir biçimde artan sektörün sermaye yeterliliği rasyosu, yılın üçüncü çeyreğinde yüzde 19.7`den 17.4`e geriledi.

Ancak TMSF kapsamındaki bankalar hariç tutulduğunda ayni dönemde sermaye yeterliliği rasyosu yüzde 14.3`den yüzde 15.9`a yükseldi.

2000 yılı Kasım ve 2001 yılı Şubat aylarında yaşanan krizler sonrasında ciddi bir likidite sorunu ile karşılaşan ve aşırı maliyetlerle kaynak toplamak zorunda kalan sektör likit varlıklarını önemli ölçüde artırdı. Bu yılın üçüncü çeyreğinde belirsizlik ortamının devam etmesi nedeniyle bu pozisyonunu değiştirmedi.

KUR RİSKİ

Dalgalı kur sistemine geçilmesi ile birlikte bankacılık sektöründe döviz pozisyon açığını kapatma eğilimi arttı.

Bu yılın üçüncü çeyreğinde döviz pozisyon açığındaki gerileme eğilimi devam etti. Haziran sonu itibarıyla 2 milyar 417 milyon dolar olan döviz pozisyon açığı (vadeli işlemler hariç) Eylül sonu itibarıyla 1 milyar 932 milyon dolara geriledi.

Vadeli işlemler dahil edildiğinde sektörün net gelen pozisyon açığının 2001 yılının üçüncü çeyreğinde 695 milyon dolar olarak gerçekleşti.

TMSF bankaları hariç tutulduğunda ise Eylül sonu itibarıyla bankacılık söktürünün 470 milyon dolar pozisyon fazlası bulunuyor.

KREDİ RİSKİ

Ekonomik aktivitelerdeki daralma şirket bilançolarındaki kötüleşme ve varlık fiyatlarındaki gerileme bankacılık sektöründe kredilerin takibe dönüşme oranını 2001 yılı ikinci çeyreğinden itibaren önemli oranda artmasına yol açtı.

Nitekim 2000 yılı Aralık ayında yüzde 11.1 olan takipteki alacakların toplam krediye oranı Haziran ayında yüzde 13.8`e, Eylül ayında yüzde 17 seviyesine yükseldi.

Eylül ayı itibarıyla takibe dönüşüm oranı TMSF bankaları grubunda yüzde 70, kamu bankaları grubunda yüzde 29.6, özel bankalar grubunda ise 4.7 seviyesinde bulunuyor.

11 EYLÜL OLUMLU GELİŞMELERİ KESİNTİYE UĞRATTI

Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu (BDDK), 11 Eylül`de ABD`ye yönelik terörist saldırı yurtiçi ekonomi ve finansal piyasalarda Ağustos ayından itibaren başlamış olanolumlu gelişmelerin kesintiye uğramasına yol açtığını bildirdi.

BDDK tarafından yayımlanan Bankacılık Sektörü Değerlendirme Raporu`nda (Eylül 2001) finansal piyasalarda makro ekonomi ve bankacılık sektöründe Ekim-14 Aralık dönemindeki gelişmeler ele alındı.

Ancak hem gelişmiş ülkelerin gerekli parasal ve mali önlemleri zamanında almalarıyla birlikte uluslararası ortamın yeniden normalleşme eğilimine girmesi, hem de uygulanmakta olan programın sağlanacak dış kaynakla güçlendirilerek devam ettirileceği yönündeki adımlar sonucunda Ekim ayı ortasından itibaren yurtiçi ekonomi ve finansal piyasalarda yeniden olumlu bir sürece girildi.

11 Eylül saldırıları ardından Merkez Bankası`nın piyasalara gerektiğinde likidite sağlayacağını açıklaması ve faizlerdeki üst kotasyon oranlarının aşağı çekmesi de finansal piyasalardaki olumlu gelişmelerde etkili oldu.

Ekim ayı başında yüzde 94 seviyesine çıkan ikinci el devlet iç borçlanma senetlerinin (DİBS) piyasasındaki faiz oranları hızla gerileyerek, 14 Aralık tarihinde yüzde 69.2`ye indi.

Ekim-Aralık döneminde Hazine ihalelerinde gerçekleşen faiz oranları da benzer bir eğilim gösterdi. Ekim ayı ortalaması 1 milyon 637 bin liraya kadar yükselen TL/dolar paritesi, Aralık ayı itibarıyla1 milyon 402 bin liraya indi.

Bu gelişmelere paralel olarak İMKB borsasının artığı belirtilen raporda, Türkiye`nin uluslararası piyasalarda ihraç etmiş olduğu Eurobond`ların spreadlerinin 11 Eylül saldırıları ardından 8 Ekim`de 988 baz puana yükseldiğini, izleyen dönemde yeniden düşüş eğilimine girerek 14 Aralık itibarıyla 697 baz puana gerilediği belirtildi.

Türk Lirası`nın değer kaybına bağlı olarak Ekim ayında TEFE ve TÜFE aylık artış hızları beklentilerin önemli ölçüde üzerine çıkarak sırasıyla yüzde 6.7 ve yüzde 6.1 oranında gerçekleşti. Kasım ayında ise fiyat artış hızı yeniden yavaşlayarak her iki endekste de yüzde 4.2 oldu.

ÜRETİM VE TALEBE İLİŞKİN BEKLEYİŞLER

11 Eylül saldırıları sonrasında üretim ve talebe ilişkin bekleyişlerde belirgin bir kötüleşme ortaya çıktı. Ekim ayında sanayi üretim endeksi bir önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 13.5 oranındageriledi.

Ancak KDV indirimleri, faiz oranlarının düşme eğilimine girmesi veindirimli satılardaki ekonomik aktivite de göreli bir toparlanma yaşandı.

BİLANÇO İÇİ VARLIK

23 Kasım 2001 itibarıyla bankacılık kesiminin bilanço içi açık pozisyonu 1.6 milyar dolar seviyesinde gerçekleşti. Genel pozisyon itibarıyla değerlendirildiğinde ise 28 Eylül itibarıyla 695 milyon dolar olan sektörün pozisyon açığı 23 Kasım`da 443 milyon dolara geriledi.

TMSF kapsamındaki bankalar hariç tutulduğunda bankacılık sisteminin 23 Kasım itibarıyla 471 milyon dolar genel pozisyon fazlasıvar.

TAKİPTEKİ ALACAKLAR, 9 KATRİLYON LİRAYA YÜKSELDİ

Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurulu (BDDK), bankaların 2000 yılı sonunda 4 katrilyon lira olan brüttakipteki alacaklarının, Eylül sonunda 9 katrilyon liraya yükseldiğini açıkladı.

BDDK tarafından yayımlanan Bankacılık Sektörü Değerlendirme Raporunda (Eylül 2001), Eylül ayı itibariyle toplam aktifler içinde TLcinsinden aktiflerin payının, hem geçen yıl sonuna göre hem de Haziranayına göre gerilediği belirtildi.

Rapora göre, geçen yıl sonu itibariyle yüzde 64.7 olan TL cinsinden aktiflerin toplam aktifler içindeki payı, Haziran ayında yüzde 56.7`ye, Eylül`de ise yüzde 52`ye geriledi.

KREDİLER

Bankacılık kesiminin kredi hacmi, bu yılın üçüncü çeyreğinde de daralma eğilimini sürdürdü.

Nitekim, kredi hacmi Eylül itibariyle Haziran ayına göre reel olarak yüzde 0.6 oranında azaldı. Kredi hacmindeki 9 aylık daralma yüzde 15.3`ü buldu.

2000 yıl sonunda yüzde 50.6 olan mevduat bankalarının kredi/mevduat oranı, 2001 Haziran ayında yüzde 41.3`e, Eylül ayında dayüzde 38.3`e geriledi.

Gruplar itibariyle incelendiğinde ise 2001 yılı üçüncü çeyrekte, kamu ve Fon bankalarının kredi portföyünün reel olarak önemli oranda gerilemeye devam ettiği, özel bankaların kredi hacminin ise yılın ilk yarısındaki daralmanın ardından bu dönemde reel olarak artış gösterdiği gözleniyor.

KREDİLERİN DAĞILIMI

İhracat kredilerinin toplam krediler içindeki payı Haziran-Eylül döneminde yüzde 21.5`ten yüzde 23.2`ye çıkarken, tüketici kredileri ve kredi kartlarının payında azalma görüldü.

Haziran ayında 8 katrilyon 445 trilyon lira olan ihracat kredilerinin toplamı, Eylül sonunda 10 katrilyon 198 trilyon lirayı buldu.

Buna karşılık, aynı dönemde tüketici kredileri 3 katrilyon 201 trilyon liradan 2 katrilyon 699 trilyon liraya düştü.

Bu dönemde kredi kartlarının kredi tutarı ise 2 katrilyon 333 trilyon liradan 2 katrilyon 417 trilyon liraya çıktı.

Öte yandan, kredilerin sektörel dağılımına bakıldığında ise en fazla payı yüzde 12 ile tekstilin aldığı görülüyor.

Toptan ve perakende ticaret yüzde 10, taşımacılık, depolama ve haberleşme yüzde 7.9, inşaat yüzde 7.6, gıda, meşrubat ve tütün sanayisi de yüzde 7.5 oranında kredi kullandı.

Kredilerin vade yapısı incelendiğinde, orta ve uzun vadeli kredilerin toplam krediler içindeki payı 2000 yıl sonuna göre artış gösterdi ve Eylül sonunda yüzde 36 oldu.

TAKİPTEKİ ALACAKLAR

2000 yılı sonunda 4 katrilyon lira olan brüt takipteki alacaklar, Eylül ayı sonunda 9 katrilyon lirayla yükseldi.

Eylül ayı itibariyle sektörün takipteki alacaklarının (Brüt) yüzde 43.6`sını Fon bünyesindeki bankaların, yüzde 38.1`ini kamu bankalarının, yüzde 16`sını da özel bankaların takipteki alacakları oluşturdu.

Eylül sonu itibariyle kamu bankalarının takipteki alacakları 3 katrilyon 424 trilyon lira, özel bankaların takipteki alacakları 1 katrilyon 439 trilyon lira, Fon bankalarının alacakları da 3 katrilyon 921 trilyon lira olarak hesaplandı.

2001 yılı Eylül ayı itibariyle kredilerin takibe dönüşme oranı yüzde 17`ye yükseldi. Bu gelişmede Fon ve kamu bankalarının takipteki alacaklarındaki yüksek oranlı artış belirleyici oldu.

Fon bünyesindeki bankalar hariç tutulduğunda toplam bankacılık sektöründe kredilerin takibe dönüşme oranı yüzde 10.7 olarak hesaplandı.

Eylül itibariyle toplam tasfiye olunacak krediler içinde içinde tekstil, inşaat ve taşımacılık, depolama ve haberleşme sektörleri en yüksek paya sahip ilk üç sektörü oluşturuyor.

MEVDUAT

Mevduat, üçüncü çeyrekte reel olarak yüzde 6.9 artarak Eylül ayı itibariyle 105.5 katrilyon liraya ulaştı.

Aynı dönemde TL mevduatlar reel olarak yüzde 8.3 azalırken, yabancı para cinsinden mevduatlar yüzde 18.8 oranında arttı.

Yılın üçüncü çeyreğinde Fon bankaları dışındaki tüm banka gruplarında mevduatlar reel olarak artış gösterirken, Fon bankalarının mevduatları reel olarak yüzde 13.3 oranında geriledi.

Mevduat türlerinin dağılımına bakıldığında, TL tasarruf mevduatları yılın üçüncü çeyreğinde reel olarak yüzde 10.9 oranında azalarak 24.9 katrilyon lira oldu. Bu dönemde döviz tevdiat hesapları (DTH) ise reel olarak yüzde 18.8 oranında artarak 65.7 katrilyon liraya çıktı.

Dolar bazında incelendiğinde, DTH`lar Haziran ayı sonuda 39.3 milyar dolar iken Eylül sonunda 42.9 milyar dolara yükseldi.

Kısa vadeli TL mevduatın toplam TL mevduat içindeki payı Haziran ayına göre önemli bir değişme göstermeyerek, Eylül ayında yüzde 93.1 oldu.

Bir yıl ve daha uzun vadeli mevduatlar ise üçüncü çeyrekte reel olarak yüzde 245.5`lik artış gösterdi. Bu artışta TSMF`nin Sümerbank`ın satışı sonrasında bu bankaya yatırdığı 672 trilyon lira tutarında 3 yıl vadeli mevduat etkili oldu.

BANKA BORÇLARI

Öte yandan, kamu bankalarında bankalara borçlar kalemi üçüncü çeyrekte reel olarak yüzde 16.6 oranında azalırken, ilk 9 aylık dönemde reel azalma yüzde 72.7 olarak gerçekleşti.

Özel bankaların 2000 yılı sonunda 15.9 milyar dolar olan yurtdışı bankalara olan borçları Eylül sonunda 9.6 milyar dolara geriledi.

ÖZKAYNAKLAR

Haziran ayı itibariyle 16.4 katrilyon lira olan bankacılık sektörünün özkaynakları, Eylül sonunda 15.6 katrdilyon liraya geriledi. Dolar bazında bakıldığında ise özkaynaklar aynı dönemde 13.1 milyar dolardan 10.2 milyar dolara düştü.
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!