Bankalar 4 milyar dolara kurtulacak
Güncelleme Tarihi:
Oluşturulma Tarihi: Ocak 05, 2002 02:07
BDDK Başkanı Engin Akçakoca, büyük tartışma yaratan banka kurtarma operasyonunun maliyetinin 4 milyar dolar düzeyinde olacağını açıkladı. Akçakoca, ‘‘Kurtarma operasyonu haziran ayına kadar tamamlanacak. Arkasından mevduata sınırsız garanti uygulaması kalkacak’’ dedi.
Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurulu (BDDK) Başkanı Engin Akçakoca, sermaye yeterlik oranı yüzde 8'in altındaki bankalara yapılacak kamu katkısını ‘kabaca’ 4 milyar dolar (bugünkü kurla 5.7 katrilyon lira) olarak hesapladıklarını açıkladı.
Bankacılık sektörünün sağlıklı çalışmasının, reel sektörün sağlıklı çalışması anlamına geldiğini söyleyen Akçakoca, ‘‘Bankalara bir sermaye katkısında bulunulacaksa bunun hesabının doğru, bir defada ve süratle yapılması gerekiyor’’ dedi. Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurulu Başkanı, ‘‘Tekrar böyle birşey yapılmasını gerektirecek şartlar ortaya çıkarsa, sorun hükümeti, BDDK'yı, bankacılık sektörünü aşmış olur. Bunun sürekliliği söz konusu olamaz’’ dedi.
POLEMİK OLMASIN
Akçakoca, bu operasyonun tamamlanacağı tarih olarak planlanan Haziran ayında, tasarruf mevduatına dönük ‘sınırsız garantinin kalkması için’ anons yapılacağını bildirdi.
Basın mensuplarıyla sohbet toplantısı düzenleyen Akçakoca, bankalara yapılacak sermaye katkısıyla düzenleme hakkında soruları yanıtlayarak, uluslararası deneyimler hakkında bilgi verdi.
Sermaye katkısı yapılacak bankalarda aranan yüzde 1 aktif büyüklük koşulu için 30 Eylül 2001 tarihli bilançolar esas alınırken, bankalardaki ‘asgari sermaye yeterlik rasyosu yüzde 8’in altında olma' durumunda ise 31 Aralık 2001 tarihli bilançolara bakılacak. Akçakoca, aktif büyükülket yüzde 1 koşulunda 30 Eylül'ü tercih etme nedenlerini, şöyle açıkladı:
‘‘Yanlış anlamaları, polemikler önlemek için. (Hazırlığımızdan haberdar olan bankalar, iki-üç aylık dönemde aktiflerini yükselttiler) denilmesin diye.Çünkü 30 Eylül'den sonra Fon bünyesindeki bankaların mevduatlarını satın alan bankalara kamu kağıdı verildi, bu bankaların sistem içerisindeki payı bu yolla büyüdü.’’
YÜZDE 3 DEMEDİM
Akçakoca, aktif büyüklük sınırının, önce yüzde 2-3 olarak konuşulurken neden sonra yüzde 1 olarak belirlendiği sorusuna ise ‘‘Ben yüzde 3 veya 2 demedim. Bu işin bir ölçeği olması gerekir. Yüzde 1, Ekvator Çizgisi gibi’’ yanıtını verdi.
Bankacılık sisteminde yeniden yapılanmanın başarılı olması için yük ve sorumlulukların özel sektör ile paylaşılması gerektiğinin altını çizen Akçakoca, ‘‘Sektör ciddi şekilde kabuk ve zihniyet değiştiriyor’’ dedi.
Akcakoça, TOBB Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu'nun bu düzenlemeye muhalefet ettiğinini anımsatılması üzerine, bankacılığın bir aktarım sektörü olduğunu, halktan, tasarruf sahiplerinden topladığı parayı reel sektöre aktardığını vurguladı.
İLK TECRÜBEMDİ
Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurulu Başkanı, bu operasyonun Milli Güvenlik Kurulu toplantısında da gündeme geldiğinin anımsatılması üzerine, cevap vermek istemediğini belirterek, ‘‘Bu benim ilk tecrübemdi’’ dedi.
Birleşme 100 milyon dolar tasarruf sağlar
Sermaye yeterlik oranı sıfırın altında olan bankaların birleşmesinin çok önemini belirtirken, iki bankanın birleşmesinin, bilançolarda yıllık 100 milyon dolar tasarruf sağlayacağını kaydeden Akçakoca, ‘‘Birleştikten sonra satış imkanları daha da artacaktır’’ dedi. Bankacılık sektöründe ilişkin dedikodulardan ilk geldiği günden beri çok rahatsız olduğunu belirten Engin Akçakoca, ‘‘Kendimize güvensizliği, stresi, dedikoduyu artık bırakalım’’ dedi.
Kurtarma operasyonu nasıl yapılacak?
BDDK Başkanı Engin Akçakoca'nın verdiği bilgiye göre, tasarının yasalaşıp yürürlüğe girmesinden sonra bankaları kurtarma operasyonu şöyle yürüyecek:
Sermaye yeterlilik rasyosu 0-5 arasında olanlara, sahipleri ne kadar sermaye katkısında bulunursa devlet de o kadar katkıda bulunacak. Bu yolla sermaye yeterlilik rasyosu yüzde 5'in üzerine çıkarılacak.
Sermaye yeterliliği yüzde 5-8 arasında bulunanlara ise özel tertip tahvil verilerek bu oran yüzde 9'un üzerine çıkarılacak. Sermaye rasyosu yüzde 5-8 arasında olanlara verilen özel tertip tahvillerin alım satımı yapılamayacak. Vadesinde ödenmez ise hisse senedine dönüşebilecek. Yüzde 0-5 arasında olanlara verilecek bonolar ise önceden haber verilerek nakde dönüştürülebilecek.
Sermaye yeterlilik rasyosu sıfırın altına inenler için ise mevcut uygulama devam edecek. Başka bir ifadeyle söz konusu bankalar Fon'a alınacak.
Operasyon kapsamında bankaların önce sermayesi, zararı bağımsız bir denetim şirketi tarafından belirlenecek. İkinci bir bağımsız denetim şirketi tarafından da denetlendikten sonra, BDDK kendi değerlendirmelerini yapacak ve sermaye desteğinde bulunulacak. Sermaye desteği verilen bankalardan sermaye rasyosu 0-5 arasında olanların yönetimine BDDK'dan veto hakkına sahip bir üye atanacak. 5-8 arasında olanlarda ise verilen tahviller sermayeye dönüşürse yönetim kuruluna üye atanacak.
Sermaye konulan bankaya ‘veto’ silahlı yönetici
BDDK Başkanı Engin Akçakoca'nın verdiği bilgiye göre, sermaye yeterliliği sıfır ile 5 arasında olan bankalara yapılacak sermaye katkısı sürecinde, BDDK'dan bir yönetim kurulu üyesi atanacağını ve bu üyenin alınacak kararlara karşı ‘veto hakkı’ yetkisiyle donatılacak. Akçakoca, ciddi davranmayanların sektörden ayıklanmasının BDDK'nın görevi olduğunu belirterek, sektörün ciddi bir şekilde kabuk değiştirdiğini ifade etti. Akçacoka,, ‘‘Şimdi anladık ki özkaynak ciddi bir iş. Sadece bilançonun aktifi için değil, nazım hesaplarda yer alan yükümlülükler için de öz kaynak olması gerektiğini öğreniyoruz’’ dedi.
Bankacılık sektörünün sağlıklı çalışmasının, reel sektörün sağlıklı çalışması anlamına geldiğini söyleyen Akçakoca, ‘‘Bankalara bir sermaye katkısında bulunulacaksa bunun hesabının doğru, bir defada ve süratle yapılması gerekiyor’’ dedi. Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurulu Başkanı, ‘‘Tekrar böyle birşey yapılmasını gerektirecek şartlar ortaya çıkarsa, sorun hükümeti, BDDK'yı, bankacılık sektörünü aşmış olur. Bunun sürekliliği söz konusu olamaz’’ dedi.
POLEMİK OLMASIN
Akçakoca, bu operasyonun tamamlanacağı tarih olarak planlanan Haziran ayında, tasarruf mevduatına dönük ‘sınırsız garantinin kalkması için’ anons yapılacağını bildirdi.
Basın mensuplarıyla sohbet toplantısı düzenleyen Akçakoca, bankalara yapılacak sermaye katkısıyla düzenleme hakkında soruları yanıtlayarak, uluslararası deneyimler hakkında bilgi verdi.
Sermaye katkısı yapılacak bankalarda aranan yüzde 1 aktif büyüklük koşulu için 30 Eylül 2001 tarihli bilançolar esas alınırken, bankalardaki ‘asgari sermaye yeterlik rasyosu yüzde 8’in altında olma' durumunda ise 31 Aralık 2001 tarihli bilançolara bakılacak. Akçakoca, aktif büyükülket yüzde 1 koşulunda 30 Eylül'ü tercih etme nedenlerini, şöyle açıkladı:
‘‘Yanlış anlamaları, polemikler önlemek için. (Hazırlığımızdan haberdar olan bankalar, iki-üç aylık dönemde aktiflerini yükselttiler) denilmesin diye.Çünkü 30 Eylül'den sonra Fon bünyesindeki bankaların mevduatlarını satın alan bankalara kamu kağıdı verildi, bu bankaların sistem içerisindeki payı bu yolla büyüdü.’’
YÜZDE 3 DEMEDİM
Akçakoca, aktif büyüklük sınırının, önce yüzde 2-3 olarak konuşulurken neden sonra yüzde 1 olarak belirlendiği sorusuna ise ‘‘Ben yüzde 3 veya 2 demedim. Bu işin bir ölçeği olması gerekir. Yüzde 1, Ekvator Çizgisi gibi’’ yanıtını verdi.
Bankacılık sisteminde yeniden yapılanmanın başarılı olması için yük ve sorumlulukların özel sektör ile paylaşılması gerektiğinin altını çizen Akçakoca, ‘‘Sektör ciddi şekilde kabuk ve zihniyet değiştiriyor’’ dedi.
Akcakoça, TOBB Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu'nun bu düzenlemeye muhalefet ettiğinini anımsatılması üzerine, bankacılığın bir aktarım sektörü olduğunu, halktan, tasarruf sahiplerinden topladığı parayı reel sektöre aktardığını vurguladı.
İLK TECRÜBEMDİ
Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurulu Başkanı, bu operasyonun Milli Güvenlik Kurulu toplantısında da gündeme geldiğinin anımsatılması üzerine, cevap vermek istemediğini belirterek, ‘‘Bu benim ilk tecrübemdi’’ dedi.
Birleşme 100 milyon dolar tasarruf sağlar
Sermaye yeterlik oranı sıfırın altında olan bankaların birleşmesinin çok önemini belirtirken, iki bankanın birleşmesinin, bilançolarda yıllık 100 milyon dolar tasarruf sağlayacağını kaydeden Akçakoca, ‘‘Birleştikten sonra satış imkanları daha da artacaktır’’ dedi. Bankacılık sektöründe ilişkin dedikodulardan ilk geldiği günden beri çok rahatsız olduğunu belirten Engin Akçakoca, ‘‘Kendimize güvensizliği, stresi, dedikoduyu artık bırakalım’’ dedi.
Kurtarma operasyonu nasıl yapılacak?
BDDK Başkanı Engin Akçakoca'nın verdiği bilgiye göre, tasarının yasalaşıp yürürlüğe girmesinden sonra bankaları kurtarma operasyonu şöyle yürüyecek:
Sermaye yeterlilik rasyosu 0-5 arasında olanlara, sahipleri ne kadar sermaye katkısında bulunursa devlet de o kadar katkıda bulunacak. Bu yolla sermaye yeterlilik rasyosu yüzde 5'in üzerine çıkarılacak.
Sermaye yeterliliği yüzde 5-8 arasında bulunanlara ise özel tertip tahvil verilerek bu oran yüzde 9'un üzerine çıkarılacak. Sermaye rasyosu yüzde 5-8 arasında olanlara verilen özel tertip tahvillerin alım satımı yapılamayacak. Vadesinde ödenmez ise hisse senedine dönüşebilecek. Yüzde 0-5 arasında olanlara verilecek bonolar ise önceden haber verilerek nakde dönüştürülebilecek.
Sermaye yeterlilik rasyosu sıfırın altına inenler için ise mevcut uygulama devam edecek. Başka bir ifadeyle söz konusu bankalar Fon'a alınacak.
Operasyon kapsamında bankaların önce sermayesi, zararı bağımsız bir denetim şirketi tarafından belirlenecek. İkinci bir bağımsız denetim şirketi tarafından da denetlendikten sonra, BDDK kendi değerlendirmelerini yapacak ve sermaye desteğinde bulunulacak. Sermaye desteği verilen bankalardan sermaye rasyosu 0-5 arasında olanların yönetimine BDDK'dan veto hakkına sahip bir üye atanacak. 5-8 arasında olanlarda ise verilen tahviller sermayeye dönüşürse yönetim kuruluna üye atanacak.
Sermaye konulan bankaya ‘veto’ silahlı yönetici
BDDK Başkanı Engin Akçakoca'nın verdiği bilgiye göre, sermaye yeterliliği sıfır ile 5 arasında olan bankalara yapılacak sermaye katkısı sürecinde, BDDK'dan bir yönetim kurulu üyesi atanacağını ve bu üyenin alınacak kararlara karşı ‘veto hakkı’ yetkisiyle donatılacak. Akçakoca, ciddi davranmayanların sektörden ayıklanmasının BDDK'nın görevi olduğunu belirterek, sektörün ciddi bir şekilde kabuk değiştirdiğini ifade etti. Akçacoka,, ‘‘Şimdi anladık ki özkaynak ciddi bir iş. Sadece bilançonun aktifi için değil, nazım hesaplarda yer alan yükümlülükler için de öz kaynak olması gerektiğini öğreniyoruz’’ dedi.