Banka kurtarmaya ‘olur’ ‘dokunulmazlığa’ veto

Güncelleme Tarihi:

Banka kurtarmaya ‘olur’ ‘dokunulmazlığa’ veto
Oluşturulma Tarihi: Ocak 26, 2002 02:18

Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer, kamuoyunda ‘‘banka kurtarma yasası’’ olarak bilinen yasanın 3 maddesini veto etti. Sezer, bankalara kaynak aktarılmasını öngören düzenlemelere itiraz etmezken, kamu bankaları yöneticilerine koruma sağlayan ve kamu bankası personelini memur statüsünden çıkaran maddeler ile BDDK'yı Sayıştay denetiminden çıkaran maddeleri Anayasa’ya aykırı buldu.

Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer, bankacılık ile ilgili düzenlemeler içeren ‘‘Mali Sektöre Olan Borçların Yeniden Yapılandırılması ve Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun’’un 3 maddesini veto etti. Sezer, yasayı yeniden görüşülmek üzere TBMM'ye iade etti. Sezer, yasanın, kamu bankalarında 31.12.2002 tarihinden sonra özel hukuk hükümlerine tabi olmayan personel çalıştırılamayacağına ilişkin kural içeren 6'ncı, özerk kurul, üst kurul ve bunlara bağlı kurumların denetimini düzenleyen 7'nci, kamu bankalarının yönetim, denetim ve tasfiye kurulları üyelerinin sorumluluğunu, özel bankaların yönetim, denetim ve tasfiye kurullarına uygulanan özel hukuk hükümlerine ve mevzuata bağlayan ve ceza ve idare hukuku yönünden memur sayılamayacaklarını düzenleyen geçici 1'inci maddelerini bir kez daha görüşülmesi için TBMM'ye gönderdi.

Sezer, yasanın Ziraat, Halk ve Emlak Bankası ile ilgili 6'ıncı maddesinde kamu bankalarında çalıştırılması uygun görülen tüm personelin 2002 yılı sonuna kadar özel hukuk statüsüne geçirilmesinin öngörüldüğüne dikkat çekerek, şu değerlendirmeyi yaptı:

ÖZLÜK HAKLARI

Sermayesinin tümü kamuya ilişkin olan bu bankaların, yeniden yapılandırma ve özelleştirme çalışmaları tamamlanıncaya ve sermayelerindeki kamu payı yüzde 50'nin altına düşünceye kadar kamu bankası niteliğini, dolayısıyla personelinin de kamu görevlisi statüsünü koruyacağı açıktır.

Bu bankaların yeniden yapılandırma ve özelleştirme süreci, yasanın yayımlandığı 25.11.2000 gününde başlamıştır. Özelleştirme süreci, 25.11.2003 gününe kadar tamamlanacaktır. Dolayısıyla, özelleştirme işlemleri bitirilmeden ve bu süre içinde kamu bankası statüsü süren bankaların, kamu hukuku statüsünde olması gereken personeli özel hukuk kurallarına bağlı duruma getirilecektir. Oysa, kamu bankalarını kamu iktisadi teşebbüsü statüsünden çıkarıp özel hukuk kurallarına bağlı kılan yasada Yasa'nın yürürlüğe girdiği günde bu bankalarda görevde bulunan personelin aylıkları, özlük hakları ve emeklilikleri yönünden bağlı oldukları kuralların uygulamasının sürdürüleceği vurgulanmıştır.

Başlangıçta Yasa Koyucu, kamu bankalarını bankacılık işlemleri yönünden özel hukuk kurallarına bağlı kılmasına karşın, personelin kamu görevlisi statüsünü sürdürmesini öngörmüştür. Açıklanan gerekçelerle, özelleştirme işlemi bitmeden ya da sermayesindeki kamu payı yüzde 50'nin altına düşmeden, kamu bankalarındaki tüm personelin özel hukuk kurallarına bağlı duruma getirilmesinin hukukla bağdaşmayacağı düşünülmektedir.

ÜST KURUL DENETİMİ

Sezer'in, veto ettiği bir diğer kanun maddesi ise aralarında Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurulu'nun da bulunduğu bazı üst kurulların Sayıştay denetiminden çıkarılmasını öngörüyor. Sezer, yasanın bu maddesi ile ilgili veto kararının gerekçesini anlatırken, Rekabet Kurumu ile Telekomünikasyon Kurumu'nun Sayıştay, Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu ile Şeker Kurumu'nun da Başbakanlık Yüksek Denetleme Kurulu'nun denetimine bağlı olmasına karşılık, yasa ile bazı kurumların özel komisyonca denetlenmesinin istenmesini bir çelişki olarak gördüğu mesajını verdi. Sezer'in yasanın bu maddesi ile ilgili görüşleri kısaca şöyle:

Söz konusu kurulların gelirlerinin kamu geliri olduğu ortadadır.

Anayasa Mahkemesi kararlarına göre geliri bütçeden, bütçe içi ya da bütçe dışı kamu kaynaklarından oluşan, tüzel kişiliğe sahip kamu kuruluşları Meclis denetimine bağlı olacaklardır. Özel yasalarla kurulan ve gelirlerinin kamu geliri olduğunda kuşku duyulmayan kurul, üst kurul ya da kurumların bu ölçütlerin tümünü taşıdığı açıktır.

Madde kapsamına giren kurul, üst kurul ve bunlara bağlı kurumların yıllık hesaplarının denetlenmesi görev ve yetkisinin, Anayasa'nın 160. maddesiyle Meclisi adına denetim yapma görev ve yetkisiyle donatılan Organı olan Sayıştay'a verilmesi, kurulların 'özerk' yapısına daha uygun düşecektir.

DOKUNULMAZLIK

Sezer, kamu bankalarının yönetim, denetim ve tasfiyesi ile görevli olan çalışanların hukuksal sorumluluklarını düzenleyen maddeyi veto ederken de özlük haklarıyla ilgili maddedeki veto gerekçesine yakın bir görüş bildirdi. Sezer, sermaye çoğunlu kamuda olan bu bankaların yöneticilerinin özel hukuk hükümlerine bağlı olmasının yasal olmadığı görüşünde. Sezer'in bu madde ile ilgili görüşü şöyle:

Yasada Ziraat, Halk ve Emlak Bankası yönetim, denetim ve tasfiye kurulu üyelerinin yaptıklarından dolayı hukuksal sorumluluklarının, özel bankaların yönetim, denetim ve tasfiye kurullarına uygulanan özel hukuk hükümlerine bağlı oldukları, bunların ceza ve idare hukuku yönünden memur sayılamayacakları öngörülmüştür.

Bu bankaların, sermayelerindeki kamu payı yüzde 50'nin altına düşünceye kadar kamu bankası oldukları ve yönetim, denetim ve tasfiye kurulları üyelerinin kamu görevlileri olduğu açıktır.

Özel hukuk kurallarına bağlı tutulmalarına karşın, sermayeleri kamuya ilişkin olduğuna göre, yeniden yapılandırma sürecinde işlemleri yürütecek görevlilerin, sorumluluk yönünden özel hukuka bağlı kılınması hukuka uygun düşmemektedir.

Kamu bankalarında çalışan personel özelleştirme işlemleri tamamlanıncaya kadar kamu görevlisi sayılırken, yönetim, denetim ve tasfiye kurulu üyelerinin sorumluluk yönünden bu statüden çıkarılması haklı bir nedene dayandırılamaz.

Hangi maddeleri neden veto etti?

MADDE 6: 31 12 2002'den itibaren Ziraat, Halk ve Emlak bankalarındaki tüm personel memur statüsünden çıkarılacak.

VETO GEREKÇESİ:
Sermayesinin en az yüzde 50'si kamuda olan kuruluşlardaki personel, kamu personeli sayılır.

MADDE 7: Bazı üst kurulların denetimi Sayıştay yerine, Başbakanlık müfettişi, Başbakanlık Yüksek Denetleme Kurulu denetçisi ve Maliye müfettişinden oluşan bir komisyon tarafından yapılmalıdır.

VETO GEREKÇESİ:
Bu kurulların gelirleri kamu geliridir. Bu nedenle kamu tüzel kişiliği statüsündeki bu kurulların denetimi Anayasa'da öngörüldüğü gibi yapılmalıdır.

GEÇİCİ MADDE 1: Kamu bankalarının denetim, tasfiye ve yönetiminde görev yapanlar, özel hukuk kurallarına tabi olmalılar ve bu yöneticiler ceza ve idare hukuku yönünden memur sayılmazlar.

VETO GEREKÇESİ:
Üç bankanın sermayesi kamu malıdır. Bu nedenle bu bankada görev yapanlar memur statüsündedir. Özelleştirilene kadar bu çalışanların sorumluluk yönünden memur statüsünden çıkarılması haklı bir nedene dayandırılamaz.

Banka kurtarmaya itiraz etmedi

10 Ocak 2002'de Meclis'te kabul edilen ve 14 Ocak'ta Köşk'e gönderilen yasa, 3'ü geçici olmak üzere toplam 10 maddeden oluşuyordu. Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer'in, kamuoyunda, ‘‘banka kurtarma yasası’’ olarak da bilinen kanunun, bankalara kaynak aktarılması ile ilgili bölümlerine bir itirazı olmadı.

Hükümet: Sezer’in vetosu IMF'yi etkilemez

Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer'in Bankacılık Yasası’nı Meclis’e geri göndermesi hükümeti rahatsız etmedi. Sezer'in vetolarını değerlendiren Hükümet, ‘‘Veto edilen 3 madde IMF'in 4 Şubat'taki İcra Kurulu'nu etkilemez. Önemli olan diğer maddelere bir itirazının olmamasıydı. Bu da bizi rahatlattı’’ yorumunda bulundu. Hazine üst düzey yetkililerinden biri de Sezer'in itiraz etmediği maddelerin kendileri açısından çok önemli olduğunu belirterek, ‘‘IMF İcra Kurulu'nun 4 Şubat'taki toplantısını etkilemeyeceğine inanıyoruz’’ dedi.

Kamu Bankaları Ortak Yönetim Kurulu Başkanı Vural Akışık'ın, talep ettiği maddenin veto edilmesinin bir sorun yaratıp yaratmayacağı sorusuna da aynı kişi şu yanıtı verdi:

‘‘Meclis Başkanımız ile de konuşuldu. Veto edilen 3 maddenin gerekçelerini inceleyeceğiz. Belki bu üç maddeden 1-2'si yeniden Meclis'ten geçebilir. Sayıştay denetimi ile ilgili gerekçelerine baktık. Cumhurbaşkanı bazı kurumları sıralıyor bunların denetim içinde olduğunu söylüyor. Kendisinin belirttiği kurumlar arasında bir tanesinin mali sektör ile doğrudan ilgisi yok. Bunu görmezden geliyor. Sayın Akışık'ın bu durumda ne yapacağını da henüz bilmiyoruz. Pazartesi günü konuşacağız.’’
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!