Avrupa'nın Türkiye'ye bakışı

Dünya Bankası'ndan, Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Teşkilatı'na (OECD) kadar birçok verinin kullanıldığı "Gelecek İçin Hazır Olma" raporundan derlediği bilgiye göre, Türkiye, hazırlılık endeksinde, "potansiyel" ağırlıklı bir yapıda yer alıyor.

ABD, Japonya ve Kanada'nın temel büyüklükleri temel alınarak, eğitimden, gelir dağılımına, medeni haklardan, ekonomik büyümeye kadar bir çok göstergenin kullanıldığı endekste, 26 ülke, üç gruba ayrıldı.

"Gelecek İçin Hazır Olma" ismini taşıyan rapora göre, değerlendirilen 26 ülke içinde ilk gruba sadece Danimarka, Norveç, İsveç, İsviçre, Hollanda ve Finlandiya girebildi.

İkinci grupta, Fransa, Almanya, Macaristan, Slovenya, İngiltere, Avusturya, Yunanistan, İtalya, Portekiz, İspanya, Çek Cumhuriyeti, Slovakya, İrlanda, Belçika yer alıyor.

Türkiye ise Bulgaristan, Polonya, Romanya, Estonya ve Litvanya ile birlikte üçüncü ve son grupta bulunuyor.

Türkiye, AB ile üyelik görüşmelerini yürüten Estonya, Litvanya ve Bulgaristan'ın önünde bulunuyor.

İsveç ve Finlandiya geleceğe en hazır ülkeler olarak vurgulanırken, bu ülkelerin bile, geleceğe hazırlık kriterleri açısından ABD'nin gerisinde olduğu belirtiliyor.

AB üyesi Yunanistan ve İtalya, AB'ye aday, Slovenya, Çek ve Slovak cumhuriyetlerinin gerisinde bulunuyorlar.

TÜRKİYE'NİN ÜSTÜNLÜKLERİ VE ZAYIFLIKLARI

Rapora göre, Türkiye'nin, geleceğe hazır olma açısından bazı üstünlükleri ve zayıf olduğu alanlar da bulunuyor.

Genç nüfus (Avrupa'nın en aktif genç hüfuslarından birisine sahip olması), ekonomik büyüme potansiyeli (Gayri Safi Milli Hasıla'da hızlı artış potansiyelinin bulunması) ve hükümet borçları (borçların GSMH'ye oranının, diğer aday ülkelere göre göreceli olarak yıllar itibarıyla azalması) Türkiye'nin göreceli üstünlüklerini, medeni özgürlükler, gelir dağılımı ve eğitim alanları ise göreceli olarak zayıf olduğu alanları oluşturuyor.