ASO: Bizleri Allah kurtarsın
Güncelleme Tarihi:
Oluşturulma Tarihi: Temmuz 11, 2001 14:10
Ankara Sanayi Odası (ASO) Başkanı Zafer Çağlayan, beş bankanın Fon'a devri konusunu değerlendirirken, "görünen şu ki bu beş bankayı devlet kurtardı. Bizleri de Allah kurtarsın demekten başka bir şey aklımdan geçmiyor" dedi.
ASO Başkanı Çağlayan, bugünkü oda meclisi toplantısında, ekonomik gelişmeler ve son yaşanan olaylara ilişkin eleştirilerde bulundu.
Son bir hafta on gün içinde Türkiye'de bir tiyatro oynandığını ve bunu hep beraber izlediklerini savunan Çağlayan, son günlerde bazı insanların ekonomiye verdiği zararın, hesaplandığında 15 milyar dolara kadar çıktığını ve Türkiye'ye böyle bir bedel ödettirmeye kimsenin hakkı bulunmadığını söyledi.
Son gelişmeler nedeniyle faizlerin de 5-10 puan arttığını, Hazine'nin son iki ihalede 1.5 katrilyon lira borçlandığını ve faizlerin 10 puan artmasının devlete 150 trilyona mal olduğunu ifade eden Çağlayan, şöyle devam etti:
"BAKANLIK YAPACAKSANIZ EFELİK YAPAMAZSINIZ"
"Şimdi efelikle bakanlığı birbirine karıştırmamak lazım. Efelik yapacaksanız bakanlık yapamazsınız. Bakanlık yapacaksanız efelik yapamazsınız. Siz hükümetin bir bakanı olarak, bir programın altına imza koymuşsanız ve sizin genel başkanlarınız çıkıp (Biz bu programın arkasındayız bu programı destekliyoruz bu program bizim programımız) demişse, o saatten sonra kabadayılık yapmak kimsenin haddine değildir. Çünkü neyi, neye rağmen, niye yaptığınızı izah edemezsiniz".
Çağlayan bu arada, IMF ve Dünya Bankası'nı kastederek, istensin ya da istenmesin, muhtaç olunan, anlaşma imzalamak zorunda kalınan bir kuruluşu 'tanımıyorum' deme hakkı, lüksü bulunmadığını, o kuruluşa kızma hakkı olmadığını da ifade ederek, "kızacaksanız önce kendinize, Türkiye'yi bu hale getirenlere kızın" dedi.
"BEDELİ MİLLET VE BİZ ÖDEYECEĞİZ"
Çağlayan, dün el konulan 5 banka konusuna değinirken, BDDK'ya geçen banka sayısının 18'e ulaştığını hatırlattı. Çağlayan, "ben bu on sekiz bankayı sine-i millete dönmüş kabul ediyorum çünkü bunun bedelini millet ve bizler ödeyeceğiz. Onun için görünen şu ki bu beş bankayı devlet kurtardı. Bizleri de Allah kurtardı demekten başka bir şey aklımdan geçmiyor" diye konuştu.
Çağlayan, batık bankalara şimdiye kadar giden kaynağın 20 milyar dolar olduğunu da savundu.
HÜKÜMETE ELEŞTİRİ
Çağlayan konuşmasında hükümeti eleştirirken, hükümetin yaşanan sorunlara doğru teşhis koyamadığını, bugünkü yüksek faizlerin nedeninin kurdaki dalgalanma değil, dalgalı siyaset, siyasi kararsızlık, hükümet içinde uyumsuzluk ve bakanlar arasında yaşanan tartışmalar olduğunu söyledi.
Çağlayan, "Hükümet, oynamaya niyeti olmayan gelin gibi, ekonomik programı kerhen uygular bir görünüm arzetmekte, her fırsatta programdan vazgeçecekmiş gibi bir görünüm sergilemektedir" dedi.
Piyasalara güven verilmemesi ve hükümet içindeki tartışmaların son bulmaması halinde, bu programın da başarısızlıkla sonuçlanacağını öne süren Çağlayan, "Bu yönde atılması gereken ilk adım, IMF ile kavgaya bir son verilmesi ve hükümette uyumsuzluk unsuru olan ve programın dibini oymaya çalışan, önce posta koyan, sonra geri çekilen bakanların değiştirilmesidir. Asıl bu noktada zararın neresinde dönülürse kardır" dedi.
Son bir hafta on gün içinde Türkiye'de bir tiyatro oynandığını ve bunu hep beraber izlediklerini savunan Çağlayan, son günlerde bazı insanların ekonomiye verdiği zararın, hesaplandığında 15 milyar dolara kadar çıktığını ve Türkiye'ye böyle bir bedel ödettirmeye kimsenin hakkı bulunmadığını söyledi.
Son gelişmeler nedeniyle faizlerin de 5-10 puan arttığını, Hazine'nin son iki ihalede 1.5 katrilyon lira borçlandığını ve faizlerin 10 puan artmasının devlete 150 trilyona mal olduğunu ifade eden Çağlayan, şöyle devam etti:
"BAKANLIK YAPACAKSANIZ EFELİK YAPAMAZSINIZ"
"Şimdi efelikle bakanlığı birbirine karıştırmamak lazım. Efelik yapacaksanız bakanlık yapamazsınız. Bakanlık yapacaksanız efelik yapamazsınız. Siz hükümetin bir bakanı olarak, bir programın altına imza koymuşsanız ve sizin genel başkanlarınız çıkıp (Biz bu programın arkasındayız bu programı destekliyoruz bu program bizim programımız) demişse, o saatten sonra kabadayılık yapmak kimsenin haddine değildir. Çünkü neyi, neye rağmen, niye yaptığınızı izah edemezsiniz".
Çağlayan bu arada, IMF ve Dünya Bankası'nı kastederek, istensin ya da istenmesin, muhtaç olunan, anlaşma imzalamak zorunda kalınan bir kuruluşu 'tanımıyorum' deme hakkı, lüksü bulunmadığını, o kuruluşa kızma hakkı olmadığını da ifade ederek, "kızacaksanız önce kendinize, Türkiye'yi bu hale getirenlere kızın" dedi.
"BEDELİ MİLLET VE BİZ ÖDEYECEĞİZ"
Çağlayan, dün el konulan 5 banka konusuna değinirken, BDDK'ya geçen banka sayısının 18'e ulaştığını hatırlattı. Çağlayan, "ben bu on sekiz bankayı sine-i millete dönmüş kabul ediyorum çünkü bunun bedelini millet ve bizler ödeyeceğiz. Onun için görünen şu ki bu beş bankayı devlet kurtardı. Bizleri de Allah kurtardı demekten başka bir şey aklımdan geçmiyor" diye konuştu.
Çağlayan, batık bankalara şimdiye kadar giden kaynağın 20 milyar dolar olduğunu da savundu.
HÜKÜMETE ELEŞTİRİ
Çağlayan konuşmasında hükümeti eleştirirken, hükümetin yaşanan sorunlara doğru teşhis koyamadığını, bugünkü yüksek faizlerin nedeninin kurdaki dalgalanma değil, dalgalı siyaset, siyasi kararsızlık, hükümet içinde uyumsuzluk ve bakanlar arasında yaşanan tartışmalar olduğunu söyledi.
Çağlayan, "Hükümet, oynamaya niyeti olmayan gelin gibi, ekonomik programı kerhen uygular bir görünüm arzetmekte, her fırsatta programdan vazgeçecekmiş gibi bir görünüm sergilemektedir" dedi.
Piyasalara güven verilmemesi ve hükümet içindeki tartışmaların son bulmaması halinde, bu programın da başarısızlıkla sonuçlanacağını öne süren Çağlayan, "Bu yönde atılması gereken ilk adım, IMF ile kavgaya bir son verilmesi ve hükümette uyumsuzluk unsuru olan ve programın dibini oymaya çalışan, önce posta koyan, sonra geri çekilen bakanların değiştirilmesidir. Asıl bu noktada zararın neresinde dönülürse kardır" dedi.