Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu (BDDK) Başkanı Engin Akçakoca, BDDK'nın kurulduğundan beri hedef tahtası haline geldiğini belirtti. Akçakoca, İmar Bankası'yla ilgili olarak bir-iki hafta içinde açıklamalarda bulunacağını kaydetti.Active Academy tarafından düzenlenen 1'nci Uluslararası Finans Zirvesi'nin ikinci gününde "Finansal Sektöründe Üst Kurulların Rolü ve Fonksiyonu" başlıklı oturumda konuşan Akçakoca, katılımcıların sorularını yanıtladı.Zirveyi düzenleyen Active Academy'nin logosunu göstererek büyük dairenin BDDK, içindeki küçük dairenin ise kendisi olduğunu ifade eden Akçakoca, BDDK'nın kurulduğundan beri hedef tahtası halinde olduğunu kaydetti. Akçakoca, bağımsız kurullar için, biri tam bağımsızlık ve özerklik diğeri de merkezi hükümetin bir parçası olmak gibi iki yol bulunduğunu belirterek, "İkisi de dünyada saygıdeğer sistem. Tercih, global dünyada nerede yer almak isteminize bağlı" dedi. Akçakoca, bunlardan bir tanesini seçmek gerektiğini vurgulayarak, ikisi arasında ortak bir yol bulmak için karşılıklı tavizler alınacak düzenlemelerin yapılmasını sakıncalı olabileceğini, o zaman tam bağımsız ve özerklikten beklenilen kalitenin elde edilemeyeceğini söyledi. Akçakoca, gazetecilerin sorularını da yanıtladı. Akçakoca, bankalara yönelik bir endişenin bulunup bulunmadığına ilişkin bir soru üzerine, "Son olaylardan bahsediyorsanız orada değişik farklılık sözkonusu. Orada, zimmet, dolandırıcılık, sahtecilik gibi bir olay sözkonusu. Böyle bir beklentimiz yok, böyle bir beklenti sizde de yok" değerlendirmesinde bulundu.BANKA BİRLEŞMELERİ YETERLİ DEĞİLAkçakoca, banka birleşmeleriyle ilgili bir soru üzerine, Türkiye'de birleşmelere ihtiyaç olduğunu, bunun sağlanabilmesi için çalıştıklarını, önlem aldıklarını, teşvik çıkardıklarını, ancak orta ölçekteki banka sahiplerinin patronca aile duygularına çok bağlı olarak faaliyet gösterdiklermeleri yüzünden birleşmeye ilgi göstermediklerini söyledi. Akçakoca, birleşmelerin ekonomik ölçek ve boyut meselesi olduğunu dile getirdi. Bunu kendisinin gördüğü gibi banka sahiplerinin ve yöneticilerinin de görmesi gerektiğini vurgulayan Akçakoca, "Birleşsinler o boyuta ulaşabilsinler. Birleşmeyip zayıf kalacaklar ise onun sonucuna katlanmak durumunda kalacaklar" dedi. Bankaların birleşmeler konusunda isteksiz davranmalarının nedenini ise "genetik özelliklerine" bağlayan Akçakoca, şöyle konuştu: "Daha böyle aile gururlarına düşkün olmalarına bağlıyorum. Daha böyle psikolojik etkenler diye düşünüyorum. Daha bu işin matematiğini tam olarak anladıklarına inanmıyorum. Anlamış olsalar biraraya gelirler. Teşvik etmek için vergi kanunlarında gerekli düzenlemeleri yaptık. Tasarruf mevduatı sigorta primlerinde gerekli düşüşleri yaptık. Bugüne kadar bundan yararlanan aktif birleşme sayısı 26.5 milyar dolar; ama yeterli değil, daha fazlasını bekliyoruz açıkçası." Akçakoça, batık bankaların yükünün veri olarak halka yasıtıldığının hatırlatılması üzerine şunları söyledi: "Batması durumunda da, batmaması durumunda vergi ödeniyor. Vergi her zaman ödeniyor. Sistem neyi gerektirdi. 2001 yılında tüm pasif garantisi getirildi diye böyle konuşuyorsunuz. Hesap başına, mudi başına 50 milyar lira civarındadır, şu andaki kanunda da öyledir. 2004 başında yürürlüğe girecek olan bizim düzenlememiz de öyledir. 2001 yılının başındaki kriz nedeniyle pasif garantisi hükümet tarafından açıklandığında bunun arkasından BDDK tarafından pasif garantisi ancak 'zor durumdaki bankalar Fon'a alınırsa işler' denildiğinde bankalar bugün Fon'a alındığı için ek bir maliyet sözkonusu. 2000, 2001 yılı krizleri nedeniyle bu böyledir. Krizleri de BDDK çıkarmamıştır. Sigorta 4 Temmuz 2004 tarihinde mudi başına 50 milyar liraya inecek diye BDDK kararı var. 2001 başında yapılan açıklamayla da 1 yıl öncesinden taraflara, yani piyasa oyuncularına
haber verilecek diye duyuru yapılmıştır. Bu nedenle o duyuruya uygun olarak bir senelik geçiÅŸ dönemi verilmiÅŸtir.""Ä°STÄ°FA EDÄ°LÄ°R GÄ°DÄ°LÄ°R, YERÄ°NE BAÅžKASI GELÄ°R" Akçakoca, bir gazetecinin "istifanız isteniyor, istifanız sorunu çözer mi" yönündeki sorusunu yanıtladı. Akçakoca, "Ä°stifa edilir gidilir, yerine baÅŸkası gelir" yanıtını vererek, şöyle konuÅŸtu: "50 senelik bankacılık birikimiyle uÄŸraÅŸan 2 senelik bir kurum sözkonusu. Bu kurumun kalitesinin de denlendiÄŸi, düzenlendiÄŸi, sektörün üzerinde olması lazım. Kurumun kalitesi isminde ve logosunda deÄŸil ki, kalitesi kadrosunda. Bu kadroyu oluÅŸturmak için çaba ve para sarfetmek lazım. Para, çaba sarfını kısacak, tasarruf tedbiri ÅŸu tedbir, bu tedbirle uÄŸraÅŸmaktan düzenlemeye ve denetlemeye daha az zaman ayırmak, bu gibi kurumlar için zuldür. Ä°stifa her zaman olur, baÅŸkası gelir o da gider. Kurum kalıcıdır, önemli olan kurumdur."Ä°MAR BANKASI'YLA Ä°LGÄ°LÄ° AÇIKLAMA BÄ°R-Ä°KÄ° HAFTAYA KADAR Akçakoca, bir gazetecinin "Ä°mar Bankası'nda bu kadar usulsüzlük varken BDDK neden seyretti" söylemlerini anımsatması üzerine, Ä°mar Bankası için açıklamaları bir-iki hafta içinde yapacağını bildirdi.Â
button