Abdülkadir Küşin: İndirilmeyen KDV sorun yaratıyor
Güncelleme Tarihi:
KATMA Değer Vergisi (KDV), yapısı ve işlevi itibari ile ürün ve hizmeti en son kullanan kişinin üzerinde kalması gereken ve satış üzerinden alınan dolaylı bir vergidir.
Bir mal veya hizmeti üreten veya satanlar, sattıkları ürünlerin satış fiyatı üzerinden alıcılarından tahsil ettikleri KDV'den (Hesaplanan KDV), kendileri ürün alırken satıcılarına ödedikleri KDV'yi indirirler. Bu işlemi de KDV Beyannamesi'nde gösterirler. İndirimden sonra gene hesaplanan KDV kalmışsa, kalan kısmı Maliye'ye öderler. Sağlıklı bir sektör ve firmada mekanizma bu şekilde işler.
Özellikle anbalaj, reklam, pazarlama gibi girdilerine yüksek oranda KDV ödeyen, fakat sattıkları ürünler üzerinden düşük oranda KDV tahsil eden veya çeşitli nedenlerle faaliyet zararı içinde olan firmaların indirilecek KDV'leri, hesaplanan KDV'lerden daima büyük olduğu için aradaki fark, ertesi aya ‘‘Devredilen KDV’’ adıyla aktarılır.
DEVREDİLEN KDV'LER
‘‘Devredilen KDV’’lerin bir iki ay devam etmesi bir sorun teşkil etmez. Fakat bunun sektörün veya işletmenin yapısından kaynaklanarak kronik hale gelmesi, giderek büyümesi, bir yıl, hatta yıllarca sürmesi işletmede bir yük meydana getirmekte ve bir finansman sorunu yaratmaktadır.
Aynı zamanda ortaya haksız bir durum da çıkmaktadır. Bütün fonksiyonu, KDV'nin yapısı itibarıyla alıcısından tahsil ettiği KDV'yi ertesi ay Maliye'ye yatırmanın aracılığından ibaret olması gereken işletmenin üzerinde, indiremediği ve tüketiciye yansıtamadığı bir vergi yükü kalmaktadır.
KDV Kanunu'nda son yıllarda yapılan bir değişiklikle; yıl içinde indirilemeyen KDV'nin yıl sonunda mükellefe iade imkanı getirilmiş ve bu konuda Bakanlar Kurulu yetkili kılınmıştır. Böyle olduğu halde, bugüne kadar bu konuda bir düzenleme yapılamamış ve uygulamaya geçilememiştir.
İndirilmeyen KDV'nin, tıpkı ihracat istisnasında olduğu gibi YMM Tasdik Raporları doğrultusunda mükelleflere iade imkanının sağlanması yerinde olacaktır.