Tekstilde bıçak kemiÄŸe dayandı

Güncelleme Tarihi:

Tekstilde bıçak kemiğe dayandı
OluÅŸturulma Tarihi: Åžubat 20, 2008 07:00

hurriyet.com.tr olarak hazırladığımız tekstil dosyasının bugünkü konuğu Türkiye Giyim Sanayicileri Derneği Başkanı Ahmet Nakkaş.

Haberin Devamı

 Â

Dün Sanko Holding Yönetim Kurulu BaÅŸkanı Abdülkadir KonukoÄŸlu ile baÅŸladığımız seriye bugün Ahmet NakkaÅŸ ile devam ediyoruz...Â

20 yıllık tekstilci olan ve derneğin başkan koltuğuna geçen sene oturan Nakkaş, sektörün en büyük problemi olarak değerli YTL ile üretim maliyetlerini arasındaki ilişkiyi görüyor. Nakkaş, tekstilde artık bıçağın kemiğe dayandığına dikkat çekiyor. 

"Gelecek açısından tedirginiz" diyen Nakkaş, sektörün rekabetçi yapısının giderek azaldığına işaret ediyor. Nakkaş'a göre sektörün kurtuluşunun yolu Anadolu'dan geçiyor...

TDSD Başkanı Ahmet Nakkaş ile tekstil sektörünü değerlendirdik...

Haberin Devamı

Nakkaş'a ilk sorumuz sektörün temel sorunları ile ilgili. Size göre tekstili en büyük problemleri nedir?

"2007 yılında yüzde 17 oranındaki ihracat artışına ve ulaşılan 16 milyar dolar ihracata rağmen hazır giyim sektöründe karlılık daralıyor, iç ve dış rekabet baskısı artıyor. Üretimde artış geçen sene sınırlı kaldı. Buna karşın her ölçekten şirket kapanmaları  ve istihdam kaybı yıl boyunca yaşanmaya devam etti.

Tekstil en olumsuz etkiyi fiyat istikrarı ile değerlenen Türk Lirası karşısında artan üretim maliyetleri nedeniyle yaşıyor. Yapısal reformların gecikmesi, yüksek kamu maliyetlerinin sürmesi ve kamu desteklerinin yeterince ve istenilen sayıda firmaya ulaştırılamaması gibi nedenlerden dolayı da dönüşüm süreci 2007 yılında yönetilebilir olmaktan çıktı ve doğal bir seleksiyon sürecine dönüştü.

Son 3 yılda kazandığımız rekabet üstünlüğünü yitirmeye başladık. Müşterilerimizden ve alıcı gruplarından gelen tepkileri ölçtüğümüzde avantajlı yapımızın rekabet adına yeterli olmadığı, maliyetlerimizin çok yükseldiğini söylemeleri gelecek açısından bizleri tedirgin ediyor."

Sektörün geleceğini nasıl görüyorsunuz?

Türk hazır giyim sektörü, rekabetçi yapısını son 4 yılda yüzde 42 kaybetti. Bu çok önemli bir kayıp. Bu kaybı işletmeler verimlilik çalışmalarını, ürün çeşitlemeleri yaparak korumaya çalıştılar, ama artık bıçak kemiğe dayandı. Bu noktadan sonra, rekabetçi anlamda daha yapılabilecek çok fazla bir şey yok.

Haberin Devamı

TEKSTÄ°LÄ°N ROTASI ANADOLU

FİNANSMAN DESTEĞİ İSTİYORUZ

- Hükümetten bir beklentiniz var mı?

2008-2009 yılları içinde  devlet tarafından bir finansman desteği sağlanırsa hazır giyim ve konfeksiyon sektörü için dönüşüm süreci sürdürülebilir hale gelir. Aksi halde çok sayıda firma dönüşüm sürecini tamamlayamadan sektörden çekilmek zorunda kalacak. Biz finansal önlemlerin süratle hayata geçirilmesini istiyoruz. Ayrıca sektörün orta vadeli olarak netleşmesini istediği 6 konu var...

Hükümetin sektöre orta uzun vadeli açık ve net bakışı, sektöre yönelik kamu stratejisi, Anadolu’ya taşınma ve ihtisas sanayi bölgelerinde üretimin desteklenmesi, kamu yüklerinin azaltılmasına yönelik takvim, sektöre yönelik devlet destekleri, yeni yatırımların desteklenmesi ve 5084 sayılı kanunun geleceği...

Tekstil mevcut durumda büyük umutlar vaat etmiyor. Ancak bunun bir çıkış yolunun da olması lazım. Bir önceki röportajımızda Sanko Holding Yönetim Kurulu Başkanı Abdülkadir Konukoğlu, 'tekstilin Güneydoğu'ya kaydırılması gerekir' demişti. Peki Ahmet Nakkaş'ın reçetesi nedir?

Haberin Devamı

"Hazır giyim yatırımlarının yüzde 85'lik bölümü büyük illerde yer alıyor. Ancak, büyük şehirlerde artık rekabetçi yapıyı sürdürmek mümkün değil. Dolayısıyla, bu sanayinin Anadolu'ya kaydırılması gerekir. Türk hazır giyim sektörü rekabet gücünü her yıl biraz daha kaybediyor. Bıçak kemiğe dayandı. Biz, 'artık bir sanayi stratejisi oluşturulmalı' diyoruz.

Son iki yılda yüzde 18 küçülen sektör için `Ufuk 2015-Türk Hazır Giyim Sektörü Yol Haritası` başlıklı bir rapor hazırladık. Bu raporumuzda yetkililere, üretimin Anadolu`ya kaydırılmasını sağlayacak AB uyumlu devlet destekleri, bölgesel ve sektörel destekler gibi yeni teşvik politikaları geliştirmelerini öneriyoruz. Türkiye, her alanda ulusal bir ruhla hareket etmeli. Türkiye’nin giderek tehdit halini alan dış ticaret açığından ve özellikle sıcak para ile finanse edilen cari açıktan
kurtulması için de artık sen ben tartışmalarının bir kenara bırakılması gerekiyor."

Haberin Devamı

ÇİN'İ NASIL GEÇEBİLİRİZ?

/images/100/0x0/55eaeaa7f018fbb8f89eecd1
Türkiye'nin testildeki en büyük rakibi Çin. Sıfıra yakın işçi maliyetleri, enerji ve devlet teÅŸvikleri, ihracata özendirici uygulamalar derken Çin neredeyse tekstilin üretim üssü haline geldi. Peki Türkiye'nin Çin karşısında hiç mi ÅŸansı yok? Çin ve diÄŸerlerine karşı rekabet üstünlüğünü nasıl saÄŸlayabiliriz? Cevabı TGSD BaÅŸkanı NakkaÅŸ veriyor...Â

"2007’deki koşulların sürmesi halinde 2008 yılında doğal seleksiyon sürecinin sektörde daha ağır tahribatlar yaratması kaçınılmaz. 2008 yılında Çin’e karşı AB’de uygulanan kotaların muhtemelen kalkacak olması ile birlikte ilave bir olumsuz etki ile karşılaşılacak. Kotanın kalkmasıyla birlikte, Çin malları AB’ye büyük ölçekli bir şekilde “saldıracak."

Haberin Devamı

Sektörün dönüşüm sürecinin yönetilebilir olması için UFUK 2015 çalışması ile orta vadede uygulanmasını önerdiğimiz başta Anadolu’ya yatırım veya taşınma olmak üzere önlemlerin hayata geçirilmesi gerekiyor.  Bununla birlikte 2008 yılında sektörde dönüşüm sürecine ayak uyduran ve bu konuda azami çaba gösteren firmalarımıza özellikle finansman alanında bir ara destek sağlanması ihtiyacı çok yüksek olacak. "

TÃœRKÄ°YE'NÄ°N AVANTAJLARI NELER?

Türkiye son yıllarda tekstilde Çin ve diğer ucuz iş gücü sağlayan ülkelerin ağır baskısı altında kalsa da, bu sektörde önemli tecrübe, birikim ve deneyime sahip. Özellikle uluslararası alanda hala gözde ülkelerden biri olma konumunu koruyor. Bizim en büyük avantajlarımız nedir?

"Türk hazır giyim sektörü, İtalya’da  olduğu gibi tekstil sektörü ve diğer değer zincirinin aktörleri ile azami bir entegrasyon içinde.  Pamuktan  başlayarak her  türlü girdiye sahibiz. Hazır giyim sektörü  üretim  kalitesi olarak çok  gelişmiş bir düzeyde ve dünyanın  tüm önemli markaları için üretim yapılabiliyor.

İtalya’da  olduğu gibi küçük-orta ölçekli, esnek, hızlı üretim yapabilen işletme sayısı yüksek. Tasarım ve koleksiyon kapasitesi hızla gelişiyor, Çok sayıda marka ile bölge ülkelerinde ve diğer gelişmiş ülke pazarlarında kendine yer buluyor. Türk hazır giyim sektörü, tüm bu birikimi ile İtalya olma potansiyeline sahip.

Biz Ä°talya ile rekabet edebilir miyiz?

Türk tekstil ve hazır giyim üreticisi, ağır vergi politikaları altında eziliyor. İstihdam vergilerinin işgücü maliyetine oranının %43’lere vardığı bir ülkede, tekstil ve hazır giyim sektörünün ne Çin gibi dev bir fason üreticiyle ne de İtalya gibi "moda yaratma ülkesiyle" sağlıklı bir rekabete girmesi mümkün değil.

İtalya'nın sırrı nedir?

ÇİN'E KARŞI GÜÇBİRLİĞİ

Ahmet Nakkaş, tekstilin iki önemli ülkesi, İtalya ve Türkiye'nin Çin'e karşı güçlerini birleştirebileceğine ve yeni alanlara girebileceğine de dikkat çekiyor...

"Çin'e karşı daha sağlam durabilmek için bölgesel iş ve güç birliği yapılması gerektiğini söyleyen pek çok merci var. Bunlar, Türk-İtalyan işbirliğine sektör olarak hazır olduklarını söylüyor.

Bir yandan yurtdışında İtalya gibi büyük oyuncularla işbirliği yaparken içeride de ulusal çıkarları ön planda tutarak birlik ve beraberlik içinde yola devam etmeliyiz. Fast - Flexible - Fashion ( hız - esneklik - moda) hizmetleri ve verimlik çalışmalarına öncelik verilmesi halinde istenen fiyatlar istenen kalitede tutturulabilir. Pazar derinliğine erişimde (market penetration) ülke bazlı Dış Ticaret Şirketi (UDS) dayanışma modeliyle aktif marketing, ortak show-standı ve sonrasında ortak show-room oluşturarak Kuzey Avrupa pazarları ve Özbek - Kazak - Kırgızistan pazarlarına ortak girişimle başlatılması önemli işbirliği alanları olabilir."

İtalya Çin’den 20 kat daha pahalı iş gücüyle üretmesine rağmen uluslararası pazarda rekabet gücünü koruyabiliyor.  Bunun temel nedeni, İtalya’nın ‘moda ürünler’ yaratması ve bunları pazarlayabilmesi...

HEM MARKALAÅžMA HEM FASONCULUK

Tekstilde Türkiye'nin en büyük problemlerinden birisi markalaÅŸma, daha doÄŸrusu markalaÅŸamama... Dolayısıyla tekstil ürünlerinin katma deÄŸeri oldukça düşük. Ahmet NakkaÅŸ, markalaÅŸma ve fasonculukla ilgili düşüncelerini anlattı...Â

"Türkiye tekstil ve hazır giyim sektörü markalaşma ve kendi modasını yaratmaya çalışırken, aynı zamanda daha iyi şartlarda fason üretim fırsatlarını da kovalamalı. Çünkü sektörün kısa süre içinde tamamıyla marka üretim endüstrisine entegre olması zor görünüyor.

2008 sonrasında oluşacak ortamda, düşük maliyet üstünlüğüne dayanan rekabetin Türk hazır giyim sektörü için etkin bir çözüm olamayacağı kesin. Bunun da anlamı şu; tekstilciler fiyat rekabeti yerine moda ve markalaşmaya, kaliteli mal üretimine ve pazarlama tekniklerini geliştirmeye yönelmeliler. Fasonculuk sisteminin orta vadede sektörü taşıması olanaksız. Bu nedenle sektör kendi markasını yaratarak, başta İtalya olmak üzere Fransa ve İngiltere gibi kalite odaklı ülkelerin rakibi olmalı. Böylece sektörde Çin ile kulvarımız da ayrılacak...

 

 

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!