76 yıllık bankayı kapat, Alptürk'ü tut

GECE gündüz Meclis'i çalıştırdılar. Art arda çok ciddi yasaları çıkardılar, iş geldi ‘‘IMF, Telekom yönetimine takılmakla içişlerimize karışmış oluyor’’ noktasında düğümlendi.Türkiye'yi bir türlü geçemediği sırat köprüsünün orta yerinde sarsan olaya da yine hükümetin MHP kanadı ve onun Ulaştırma Bakanı Enis Öksüz yol açtı.Üç lider IMF'ye ‘‘Türk Telekom'a özel sektör tecrübesi olan, işinin ehli bir yönetim atanacak’’ sözünü vermişken, buna uyulmadı.Sonra da hep bir ağızdan ‘‘Bu IMF de artık çok oluyor. Telekom'a yönetici atamak bizim işimiz’’ demeye başladılar.Bu noktada MHP'nin içine düştüğü ikilemin farkında mısınız?Koalisyon kurulurken kamu bankaları arasından onların payına Emlak Bankası düşmüştü.Bu banka, son olarak MHP'li Devlet Bakanı Faruk Bal'a bağlanmıştı.Gerçi banka onların dönemine kadar çoktan ‘‘Horzumlama, hortumlama’’ deyiminin türetilmesine neden olan yıpranmayı yaşamıştı, ama olsun. Onların da ellerinde bir banka vardı.Önce çok direndiler, sonra pastanın en büyük bölümünü, konut işini ayırıp kendilerine alarak, Emlak Bankası'nın kapatılmasına razı oldular.Atatürk'ün emriyle kurulan 76 yıllık banka bugün itibarıyla artık yok.Son 15 yıldır adı hep skandallarla anılan Emlak Bankası'nı artık kapatmaktan başka çare kalmamıştı, bu doğruydu.Ancak, yaşananlara şöyle bir bakın. MHP en fazla gürültüyü ne için çıkardı?76 yıllık bankayı kurtarmak için mi, yoksa ‘‘Türk Telekom'un başında ille de hem genel müdür, hem yönetim kurulu başkanı olmasını isterim’’ dediği İbrahim Hakkı Alptürk için mi?Elbette ikincisi...Alptürk, çok değerli, çok yetenekli bir yönetici olabilir.Ancak, aynı ismi IMF'ye, Dünya Bankası'na ve G-7 ülkelerine dayatmanın bir anlamı var mıydı?MHP'ye yakın veya MHP'nin benimseyebileceği bu işi yapabilecek başka yönetici yok muydu?Türkiye o kadar mı yetişmiş insan yoksuluydu?MHP kendince, ‘‘76 yıllık bankayı kapatırım, ama 70 bin kişinin çalıştığı Türk Telekom'da tek patron olarak Alptürk'ü tutarım’’ dedi.Ama bunu dünya yutmadı. Olan Türkiye'ye oldu.Derviş, Wimbledon'dafinali seyredecektiDEVLET Bakanı Kemal Derviş, gezisinin Londra ve Brüksel bölümünü de iptal ederek, ABD'den erken döndü.Peki Derviş, ABD'ye giderken Uluslararası Para Fonu'yla (IMF) aramızdaki gerginliği yumuşatma konusunda umutlu muydu?Derviş'in ilk yaptığı program, bu güvenle yola çıktığını gösteriyor. Derviş, bu programa göre 8-9 Temmuz tarihlerinde Londra'da olacak, sonra da Brüksel'e geçecekti.Londra'da hem bankacılarla, hem de İngiliz Hükümeti'nin ekonomi yetkilileriyle bir araya gelecekti.Derviş, Londra'da bir de Wimbledon Tenis Turnuvası'nın erkekler finalini yerinde izlemeyi planlıyordu.IMF'nin 1.5 milyar dolarlık, Dünya Bankası'nın da 1.7 milyar dolarlık kredi dilimleriyle ilgili pürüzü çözmenin keyfini teniste çıkaracaktı.Ama, IMF'yle hükümet arasındaki gerginlik Derviş'in planladığı sürede atlatılamadı. Zorunlu olarak Ankara'ya erken döndü.Wimbledon'daki final de yağmur nedeniyle bugüne kaldı.Derviş, Wimbledon'da tenis keyfinden oldu, piyasanın umudu bu haftaya kaldı.