Sanayi üretimi düştü hasar azaldı
Güncelleme Tarihi:
BMS Türkiye Başkanı Salih Taviloğlu, sigortalı hasarın ekonomik gelişmelere paralel arttığını belirterek, “Son dönemde, hasarlarda ciddi düşüş var. Sanayi ve üretimin durgun olduğu ekonomide çok hasar olması beklenmez” dedi.
ÖZELLİKLE doğal afetlerin sigortalı sanayi ve ticari işletmelerde neden olduğu hasarın restorasyon ve onarımı başlı başına sektör haline geldi ve hem reel sektöre hem de ekonomiye katkı sağlamaya başladı.
Türkiye’de 2001 yılında faaliyete geçen ABD merkezli BMS Türkiye’nin Başkanı Salih Taviloğlu, hasar onarımına yönelik merak ve ilginin arttığını belirterek, kendi başına hem maliyet hem vakit avantajı sağlayan bir hizmet olmasına rağmen uygulamada kaotik bir durum yaşandığını söyledi. Kaliteli işin maliyeti olduğunu ve daha düşük maliyet arayışının hizmet kalitesini de düşürdüğünü ifade eden Taviloğlu, “Restorasyon maliyet avantajı sağladığından temel prensip, hasarın en uygun maliyetle, en kısa sürede, en iyi işçilikle onarılarak eski duruma getirilmesidir. Sigorta şirketi bu hizmeti sigortalısına tereddüt etmeden sunar, firma sahipleri de tesislerinden azami verim alacaklarına inanarak bu hizmeti alır” dedi.
ÜRETİM KAPASİTESİ
Salih Taviloğlu, dönemsel olarak sınai ve ekonomik gelişmelerdeki değişkenliklere paralel hasarın da arttığını belirterek, şunları söyledi:
“Son dönemde, yaşanan hasarlarda ciddi bir düşüş olduğu görülüyor. Sanayi ve üretimin durgun olduğu ekonomilerde çok fazla hasar olması zaten öngörülemez. Genellikle hasarlar, üretimin kapasite üstü yoğunluğa ulaştığı zamanlarda ve dikkatsizlik gibi insan faktörünün devreye girmesi, işi daha az bilen elemanlarla maliyet azaltılmaya çalışılması ile oluşur. Tadilat dönemlerinde plansız ve projesiz hareket edilmesi gibi unsurlar genellikle en çok karşılaştığımız hasar sebepleridir.”
Salih Taviloğlu, hasar sonrası onarım pazarı hakkında bilgi vererek, pazarın büyüklüğünün sigorta sektörü ve sanayinin büyüklüğüyle bağlantılı olduğunu belirtti ve şunları söyledi:
“Sigorta sektörü geliştikçe pazar da gelişecektir. Türkiye ile diğer ülkeler arasındaki en büyük fark, sigorta poliçe yapılarıdır. Diğer ülkelerde düzenlenen poliçelerin teminat yapıları daha zengin ve ihtiyaca yöneliktir. Ülkemizde ise genellikle poliçeler düzenlenirken bilinçli veya bilinçsiz olarak eksik sigorta yapılabiliyor. Tesislerin ihtiyaçlarını veya değerlerini tam olarak yansıtmayan poliçe yapısı sebebiyle sektörün tıkanması gibi sorunlar ile karşılaşıyoruz.”