Kaynak sıkıntısı sürerse kredi vadeleri düşebilir

Güncelleme Tarihi:

Kaynak sıkıntısı sürerse kredi vadeleri düşebilir
Oluşturulma Tarihi: Ekim 19, 2011 00:00

Bankalar Birliği Genel Sekreteri Ekrem Keskin, bankaların yeni dönemde ‘ihtiyatlı’ davranacağını belirtirken, kaynak bulmada sıkıntı yaşanması halinde bireysel kredilerde 4 yıllık vadelerin 3 yıl ya da daha aşağı inmesinin mümkün olabileceğini açıkladı.

Haberin Devamı

BANKACILIK sektöründe riskler artarken, kârlılığın düştüğünü, uluslararası piyasalardan uzun vadelerde kaynak bulmanın zorlaştığına dikkat çeken Türkiye Bankalar Birliği (TBB) Genel Sekreteri Ekrem Keskin, “Bundan sonraki dönemde bankalar yavaşlama, artan riskler, düşen sermaye yeterliliği, kaynak kısıtı ve düşük kar marjı nedeniyle risk alırken daha ihtiyatlı davranacaklar” dedi. Keskin, şu andaki gelişmelerin bankaların uluslararası piyasalardan uzun vadelerde kaynak sağlanmasını zorlaştırmış gibi göründüğünü söylerken, bireysel kredi vadelerinde kısalma beklendiğini açıkladı.
3 yıldan daha kısa olur
Uzun vadelerde kaynak sağlanırsa bankaların bu imkanı sunmaya devam edeceklerini, değilse kredi vadesinin 3 yıl veya biraz daha aşağıya inebileceğini kaydeden Keskin, bankacılık sektörü Temmuz-Eylül 2011 dönemindeki gelişmelere ilişkin toplantıda şu noktalara vurgu yaptı: “İç tasarrufun artmasını destekleyen ve özendiren politikalara daha fazla önem verilmesinin bekleniyor. Yavaşlama, artan riskler, düşen sermaye yeterliliği, kaynak kısıtı ve düşük kar marjı nedeniyle bankalar risk alırken daha ihtiyatlı davranacaklardır. Bireysel kredilerde vadelerin kısalması beklenmektedir. Faiz dışı gelir gider dengesinin düzeltilmesine yönelik uygulamalar sürecektir. Sektörde rekabet daha da güçlü hale gelecektir.
Bir yıl öncesine göre farklı
Ekrem Keskin, “Bir yıl öncesine göre, hatta ilk yarıya göre oldukça farklı bir ortamdayız” derken, sözlerine şöyle devam etti: “Bankacılık sistemi için 2012’nin gündemindeki en önemli konunun makro açıdan büyümenin yavaşlaması olacak. Politikaların yeni duruma göre gözden geçirilmesi önem kazanmıştır. Mevduatın ortalama vadesinin 3 ay civarında olduğu gözönüne alındığında, zorunlu karşılıklarda uygulamanın öncelikle 6 ay ve 12 aylık vadeleri esas alması daha yararlı olur. Sektörün zorunlu karşılıklara faiz ödenmesi talebi devam etmektedir. Mevduatın ortalama vadesinin 3 ay civarında olduğu gözönüne alındığında, zorunlu karşılıklarda uygulamanın öncelikle 6 ay ve 12 aylık vadeleri esas alması daha yararlı olur. Sektörün zorunlu karşılıklara faiz ödenmesi talebi devam etmektedir.”
Üçüncü çeyrekte parasal önlemlerde yumuşama başladığını ve ihtiyatlı önlemlerin sıkılaştırıldığını hatırlatan Keskin, şöyle konuştu: “Parasal önlemler kâr üzerinden özkaynakların büyümesini, ihtiyatlı önlemler ise riskli varlıkların düzeyini etkiledi. Her iki önlem bankaların sermaye yeterliliğini aşağıya çekti. Sermaye yeterlilik oranındaki düşüşe kârdaki azalmanın yanında, TL’nin değer kaybı da katkı yaptı.

Haberin Devamı

Borçluluk azalıyor

Haberin Devamı

EKREM Keskin, sorunlu kredi oranının düştüğünü, Aralık 2010’da yüzde 3.9 olan takipteki alacakların kredilere oranının Eylül 2011 itibariyle yüzde 2.8 olduğunu kaydetti. Keskin, bireysel kredilerin 2010’da GSYH’ya (Gayri safi yurtiçi hasıla) oranın yüzde 16 iken, 2011 Eylül sonunda bu rakamın yüzde 17 olduğunu, bireysel kredilerin bireysel tasarruflara oranına bakıldığında ise yüzde 54 civarında bir oranın söz konusu olduğunu ve bireysel borçluluk oranlarındaki artışın yavaşladığının söylenebileceğini belirtti.

Türkiye, bankaların sermaye yeterliliği ile G-20’de 3’üncü

EKREM Keskin, Türkiye’nin Uluslararası Para Fonu’nun (IMF), ‘2011 Finansal Sağlamlık Raporu’ eylül ayı verilerine göre, G-20 ülkeleri içinde sermaye yeterlilik oranı açısından yüzde 18 seviyesi ile Brezilya ve Rusya’nın ardından üçüncü sırada yer aldığını söyledi. Keskin, Türkiye’de bankaların özkâynak karlılığı açısından ise, IMF’ye göre G-20 ülkeleri içinde yüzde 14 oranı ile 11’inci sırada yer aldığı bilgisini verdi.

Haberin Devamı

Şube sayısı 10 bine yaklaştı

TBB’nin ‘Türkiye’de Bankacılık Sistemi, Banka, Şube ve Personel Bilgileri Eylül 2011’ raporuna göre, yılın üçüncü çeyreği ile şu gelişmeler yaşandı:
Toplam şube sayısı son bir yılda 503 adet, Ekim-Aralık 2010 dönemine göre ise 376 adet artarak 9 bin 841’e yükseldi. Mevduat bankalarında banka başına ortalama şube sayısı 316 oldu. Bu rakam kamusal sermayeli mevduat bankalarında 965, özel sermayeli mevduat bankalarında 454, yabancı sermayeli bankalarda ise 119 olarak gerçekleşti.

Mevduat bankaları ile kalkınma ve yatırım bankalarında çalışan sayısı son bir yılda 3 bin 908 kişi (yüzde 2), Ekim-Aralık 2010 dönemine göre ise 2 bin 774 kişi (yüzde 1.6) artarken, Nisan-Haziran 2011’de 311 kişi azalarak 181 bin 277 oldu. 2010 yıl sonu rakamlarına göre; çalışan sayısı kamusal sermayeli mevduat bankalarında 1983 kişi, özel sermayeli mevduat bankalarında 5 bin 521 kişi arttı.

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!