Parası olan ne yapsın?

Güncelleme Tarihi:

Parası olan ne yapsın
OluÅŸturulma Tarihi: Nisan 02, 2009 09:54

Alarko Holding CEO'su Ayhan Yavrucu ile dün başlayan röportaj devam ediyor.

Haberin Devamı

I.BÖLÜM: Konut fiyatları daha da düşecek

- Krizdeki son durumu nasıl değerlendiriyorsunuz?

Bizim 2001 krizinde yaşadığımız en büyük problem bankaların içindeki kalitesi bozulmuş alacak mahiyetindeki kağıtlardı. Daha sonra da bu bankalar fona devredildi ve sistem çürüklerden ayıklandı. İşte ABD ve Avrupa'daki bankalarda da temel sorun buydu. Bankalardaki toksik varlıklar temizlensin ki bilançolar net bir şekilde ortaya çıksın ve  resmi görelim.

- Görebiliyor musunuz?

ABD Hazinesi bunun adımını geçen hafta attı. Kamu ve özel sektörün toksik varlık denilen sorunlu varlıkları temizlemesi yönünde bir adım atıldı. Zaten en başından beri yapılması gereken de buydu.

- Neden bu kadar geciktiler?

Eren GÃœLER YAZIYOR

Zannederim şöyle bir şanssızlık oldu: ABD seçimleri nedeniyle giden hükümete yeteri kadar hareket alanı bırakılmadı veya onlar 'nasılsa biz gidiyoruz, bundan sonra gelenler yapsın' felsefesi ile hareket etti ve bu karar gecikti. Karar aslında geçen yılın eylül-ekiminde alınmalıydı. Problem bu kağıtlardan doğdu, bunların ödenmeyecek olanlarının veya değeri düşmüş olanların tespit edilmesi gerekliydi. Birşeyi tedavi edebilmek için problemin tanınması gerekir. İşte en önemli tedbir de buydu ve nihayet adım attılar.

Haberin Devamı

- O zaman kriz bitiyor diyebilir miyiz?

Eğer bu hafta yapılacak olan G-20 toplantısında bizim gibi gelişmekte olan ülkelere de yarayacak şekilde çok büyük bir ekonomik paket daha ortaya konursa, işte o zaman kriz bu yılın son çeyreğinde dönme noktasına gelir. Ama bunlar yapıldı diye hemen piyasalarda güven ortamı tesis edilecek, kredi kanalları işleyecek, tüketici güveni artacak diye bişey yok.

Bir de paketin ciddi bir şekilde uygulanması lazım. Eğer paketin içi doldurulmazsa kriz gerçek bir L şeklini alır, daha kötü olur.

- Olası toparlanma hızlı değil yavaş yavaş olacak deniyor. Katılıyor musunuz?

Aynı kanıdayım. Hızlı büyümeler olmaz. Büyük yıkımların büyük çıkışlar yaratması mümkün değil. Bir kere insanlar çok daha tedbirli olacak. Sütten ağzı yanan suyu üfleyerek içecek. Bu psikolojiyi hemen düzeltemezsiniz. Öyle 2009 son çeyrekte 2008 ortalarındaki anlayışa dönecek gibi bişey beklemeyin. Güven ortamının oluşabilmesi, insanların kendisini iyi hissetmesi, işsiz kalanların iş bulabilmeye başlaması bir zaman alacak. Dünyada bu kadar işsiz ordusu varken siz bu tedbirleri aldınız diye ekonominin hemen çıkışa geçmesi söz konusu değil.

Haberin Devamı

Bir de bu kadar para saçıldı piyasaya ve bunun enflasyonist bir etkisi var. Talep dizginlemek zorunda. Çünkü bu sefer enflasyonla uğraşmak zorunda kalırsınız. Onunla uğraşmak da deflasyonla uğraşmaktan daha kolay değil. Biz bunu yıllarca yaşadık.

/images/100/0x0/55eaa0a5f018fbb8f88c6709

- Alarko olarak bundan sonra hangi sektöre önem vereceksiniz?

Enerjiye çok önem vereceğiz. Bizim için en başta yer alacak sektördür. Şu anda elimizde 1200 megawattlık kömür santrali, iki tane 500'er megawattlık gaz santrali ihalesi var. Ayrıca 85 megawattlık hidroelektirik santrali var, onun etüdleri başladı.

Kırklareli'nde gaz santrali inşaatı devam ediyor. Bu yılın ağustos ayında üretime başlamış olacak.

Haberin Devamı

- Bundan sonra esas iÅŸiniz enerji mi olacak?

Ağırlık oraya doğru kayıyor. Şu anda müteahhitlik sektörü önde ama ileride enerji biraz daha öne geçebilir.

- Turizmde yeni yatırımlarınız olacak mı?

Biz turizme çok önem veriyoruz çünkü büyük bir potansiyeli var. Tatil kültürü de çok gelişti Türkiye'de. 80'li yıllarda böyle bir kültür yoktu, 'tatile gidiyorum' dediğinizde insalar size ters ters bakarlardı. Ama şimdi onun da bir gereksinim olduğunu öğrenmeye başladılar.

Ayrıca insan ne için çalışır? Bir takım özlemleri olduğu için, onlara ulaşmak için... Bunlardan biri de mutlu yaşamak. O yüzden insanlar tatile ve eğlenceye giderek daha fazla vakit ayırmaya çalışıyor, daha çok harcama yapıyor. Dolayısıyla bu turizm ve eğlence işinin gideceği çok yer var.

Haberin Devamı

Bizde şu anda Fethiye'de Hillside var, Antalya'da Hillside Su var. KKTC'de de 450 dönüm üzerine çok büyük bir turizm kompleksi, İstanbul'da da bir şehir oteli yapacağız. Ama bunlar ilk 3-4 yıllık projeler. Ondan sonra yatırımlara devam edeceğiz. Biz bu sektörü çok geliştirmek istiyoruz.

- Son dönemde sektörde bazı el değiştirmeler oluyor. Bunlar devam eder mi?

Türkiye'de bir dönem herkes bu işe girdi. Biz de maalesef şöyle bir durum var: Ben her işi yaparım diye düşünüyor insanlar. Mesleklere biraz saygı göstermemiz lazım. O yaptı ben de yaparım... Hayır ben yapamam...

Bu iÅŸin erbabı olmayanlar tesis yaptı, iÅŸletmeye baÅŸladı, sonra beceremediler, devrettiler... Türkiye'de bundan sonra da bir takım tesisler el deÄŸiÅŸtirecek, meslekten olmayanlar bu iÅŸten çıkacak. Eliminasyon olunca, Türk turizmi de kendine gelecek. Ama ÅŸimdi deÄŸil, bu dediÄŸim zaman alacak... Â

Haberin Devamı

Mesela bize diyorlar ki, sizin fiyatlarınız Türkiye ortalamasının üzerinde. Evet üzerinde ve öyle kalmaya da devam edecek. Bizim için esas olan şudur: Oraya gelen insan için o 5 gün, 10 gün en önemli günleridir. Hiçbir aksilik olmamalı. Gücümüz yetse gökteki güneşi bile parlak tutmalıyız, deniz hep lacivert olmalı... Bunları kontrol edemiyoruz ama insanları kontrol edebiliyoruz. Bizim personelimizin tek görevi vardır, geleni memnun etmek, ben bu parayı buraya verdim dedirtmemek...

- Yeni istihdam planınız var mı?

Krizden etkilenmeyen bazı yurtdışı projeler var. Bunun için 1500-2 bin kişilik yeni bir istihdam yaratp yurtdışına götüreceğiz.

- Ekonomide son dönemde alınan canlandırma önlemleri için ne diyorsunuz?

Bir kere gerçekçi olmak lazım. Türkiye imkanları fazla olan bir ülke değil. Büyük fonlarla özel sektörü destekleme gücüne sahip değiliz. Ama tabii bu hiçbir iş yapmayacağız anlamına da gelmiyor. Fakat bütün bunları önümüzdeki yılları da ipotek altına almadan yapmak gerekiyor.

Yangını söndürelim ama söndürürken idareli su kullanalım. Yoksa yarın bu göl kurur. O zaman suyu nereden bulacağız?

- Fazla açılmamak lazım yani...

Evet öyle. Tamam herşey desteklensin de kaynak nerede? Eğer biz belirli bir hesap içinde kalmaz da herkese istediğini verirsek 2010-2011'de ciddi bir bütçe açığı, ciddi bir faiz yükselişi, ciddi bir yatırım gerilemesi ve büyüme sorunu ile karşı karşıya kalırız. Sonuçta söylemek kolay ama kaynak bulmak o kadar kolay değil.

- Başka ne gibi önlemler alınabilir?

En önemlisi KOBİ düzeyindeki işletmeler için kredi garanti fonu oluşturulmalı. Bu kesimin desteklenmesi piyasada daha ciddi bir yatırım ve talep yönündeki güveni artıracak. Bence bu pakete ilave edilebilecek en temel enstrümanlardan biri budur. Zaten Türkiye'nin imkanları ile yapılacak olan da odur.

- Parası olana ne tavsiye edersiniz? Ne yapsınlar?

Bir kere pozisyon değiştirmesinler şu dönemde. TL'deyse dövize dönmeleri, dövizdeyse TL'ye dönmeleri için uygun zaman değil. Pozisyonlarını aynen korusunlar. Ama ekonominin canlanma işaretlerini almaya başlayan para tutacaksa TL'de tutsun.

- Dolara hiç bulaşmasın mı?

Dövize bulaşmanın hç anlamı yok. Işığı gören TL'de devam edebilir. Türkiye artık 2000 öncesinin Türkiye'si değil.

Ama burada şöyle bişey de var. Merkez Bankası'nın  faizleri artık daha da aşağı indirmemesi gerekir. O zaman insanlar dolarizasyona doğru gidebilir, o riski de iyi görmek gerek. Sonuçta dolar biraz da Merkez 'n faiz topunu nerede tutacağına bağlı. Çok hassas denge.

- Peki denge burası mıdır?

Bence burasıdır. Bir taraftan basıp da diğer tarafı yükseltmeyelim. Artık bir süre bütçe açığını ve enflasyonu izleyelim. Dengelere çok dikkat etmek lazım.

I.BÖLÜM: Konut fiyatları daha da düşecek

 

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!