Eğitimde nicelik niteliğin yine önünde

TÜRKİYE’de eğitim politikası alanındaki en önde gelen sivil toplum inisiyatiflerinden biri olan Eğitim Reformu Grubu’nun (ERG) her yıl düzenli bir şekilde açıkladığı izleme raporları, bu alandaki hal ve gidişi objektif ölçütler üzerinden gösteren referans çalışmalar.

Haberin Devamı

ERG’nin geçen haziran ayında beklenen ancak gecikmeli olarak dün açıklanan 2012 raporu, özellikle 4+4+4 modelinin eğitim sistemi üzerindeki ilk sonuçlarını değerlendirmesi bakımından önem taşıyor.

* * *

ERG raporu, öncelikle yasanın TBMM’den geçiriliş yöntemini “demokratik yönetişim ilkesi” açısından eleştiriyor. Raporun genel değerlendirme bölümü “4+4+4 teklifinin yasalaşma süreci, Türkiye’de eğitim politikalarının tasarlanması ve uygulanması açısından geriye dönük bir adım olmuştur” diye başlıyor.
Rapor, TBMM’nin yasanın hakkıyla uygulamaya geçirilmesi için Milli Eğitim Bakanlığı’na yeterli zaman ve rehberliği sağlamadığını da belirtiyor, dezavantajlı okulların değişiklikten olumsuz etkilendiklerine dikkat çekiyor.
Temel eleştirilerinden biri şu gözlemde yatıyor: “Öğrencilerin eğitime erişimine verilen önem, eğitim ve öğretimin kalitesini arttırmaya ve eşitsizliği azaltmaya aynı oranda verilmiyor görünüyor...”
Bu çerçevede kayda geçirilen önemli bir sorun, önceki yıllarda planlanmış olan eğitimde kaliteyi arttırmayı hedefleyen önemli projelerin 4+4+4 ile birlikte yavaşlamış olmasıdır. Bunların önemli bir bölümü, öğretmenlerin yeterliliklerinin geliştirilmesiyle ilgili projeler. Rapor, bu girişimlerin daha fazla gecikmesini “Türkiye’nin aleyhine” bir durum olarak görüyor.
ERG, 4+4+4’ün gündeme getirdiği önemli bir meseleyi, seçmeli derslerin seçimi ve programlarında yaşanan aksamalar, zorlanmalar olarak sıralıyor. Keza okulların fiziksel kapasitelerindeki yetersizlikler de bir başka sorunlu alan olarak işleniyor.

* * *

Haberin Devamı

Bir diğer önemli saptama, 4+4+4 modeliyle birlikte ortaöğretimin (lise) zorunlu eğitim kapsamına alınmasına karşılık, beklentilerin aksine, uygulamanın okullulaşmayı kayda değer oranda tetiklememiş olmasıdır. 2012-2013 eğitim-öğretim yılında ortaöğretim düzeyinde net okullulaşma oranı yüzde 70.1’dir. Bu oran bir yıl öncekinden yalnızca yüzde 2.69 daha fazladır.
Ayrıca, illere ve cinsiyete göre kayda değer farklılaşmalar ortaya çıkabiliyor. 2012-13 döneminde ortaöğretimde en düşük okullulaşma oranları Ağrı, Bitlis, Muş, Şanlıurfa ve Van gibi doğu ve güneydoğu illerinde kaydedildi. Bu gibi illerde kız ve erkek çocukları arasındaki fark da açılıyor. Türkiye’de bu kademede en düşük okullaşma oranının görüldüğü Ağrı’da kız çocuklarının ancak yüzde 30.59’u, erkek çocuklarının ise yüzde 39.1’i okula devam ediyor.

* * *

Haberin Devamı

Orta öğretimdeki ana yönelişlere bakıldığında, geçen 2012-2013 döneminde düz liselere giden öğrencilerin payı düşüşe devam etmiş. Bu liselere giden öğrencilerin toplam içindeki oranı 2008-2009 döneminde yüzde 39.1’di. Bu oran 2012-13 döneminde yüzde 19’a düşmüş. Anadolu liseleri gibi akademik seçicilik uygulayan liselerin oranı ise bu dönemler itibarıyla yüzde 13.1’den yüzde 24.2’ye çıkmış.
Rapora göre, imam hatip liselerine devam eden öğrencilerin oranı da düzenli artışını sürdürüyor. Bu liselere devam eden öğrencilerin toplam lise öğrencilerinin içindeki oranı 2008-2009 döneminde yüzde 4.3 iken, bu oran 2012-2013 döneminde yüzde 9.6’ya yükselmiştir.
Dikkat çekilen bir nokta, imam hatip liselerine devam eden kız öğrencilerin oranında erkeklere kıyasla daha belirgin bir artışın görülmesidir. Türkiye’deki ortaöğretime kayıtlı kız öğrencilerin yüzde 8.5’i imam hatip liselerine devam ediyor. Milli Eğitim Bakanlığı istatistiklerine göre, 2012-2013 döneminde bu okullardaki toplam 380 bin 771 öğrenciden yüzde 52.6’sı kız öğrencilerdir (200 bin 531).
Keza 4+4+4 sistemiyle birlikte yeniden açılan imam hatip ortaokullarının toplam içindeki oranında eskiye kıyasla küçük bir artış söz konusu. Bu okulların ortaokulların toplamı içindeki oranı 2012-2013 döneminde yüzde 6.47 olmuş. Rapora göre, aynı oran, bu okullar 8 yıl zorunlu eğitim yasası ile kapatılmadan önceki 1996-97 döneminde yüzde 6.11’di.

* * *

Haberin Devamı

Ayrıca, hükümetin çok önemsediği FATİH projesinde içerik ve öğretmen eğitimi konularındaki çalışmalar hâlâ önemli eksikliklerle devam ediyor. “Tabletler ve etkileşimli tahtalar uygun içerikten yoksun oldukları sürece öğrenmeye ancak sınırlı katkı yapabilir” diyor ERG raporu ve uyarıyor: “Projenin hazırlık aşamasında acele bir yaklaşımla içerik geliştirilmeye çalışılması, projenin amaçlarına ulaşması olasılığını zayıflatabilir.”
Eğitimi önemseyen herkesin elinin altında olması gereken bir çalışma Eğitim İzleme Raporu 2012. (http:/erg.sabanciuniv.edu)

Yazarın Tüm Yazıları