TÖZOK Başkanı Cem Gülan: Çalışanlar 2030’larda işsiz kalabilir

Güncelleme Tarihi:

TÖZOK Başkanı Cem Gülan: Çalışanlar 2030’larda işsiz kalabilir
Oluşturulma Tarihi: Şubat 06, 2017 09:05

Geçtiğimiz haftadan itibaren eğitim camiası “öğretmenlikte acı tablo”yu konuşuyor. Üniversiteler ortaöğretimden nitelikli öğrenci gelmediğini, Milli Eğitim Bakanlığı da üniversitelerden gelen adayların yetersiz olduğunu söylüyor. 1 milyona yakın adayın devlet kapısında beklediği ve ancak 2020’ye kadar bunun 100 bininin atanacağı düşünülürse tablo pek de iç açıcı değil. Bu öğretmenlerin bir iş kapısı da özel okullar. İşte Türkiye Özel Okullar Derneği (TÖZOK) Başkanı Cem Gülan’la da sektörü ve istihdamı konuştuk.

Haberin Devamı

Türkiye’de nüfus artışı bu hızla devam ederse 2030’larda düşmeye başlayacak. Yani okul olarak yaptığımız binalara ihtiyaç kalmayabilir. Bu okulları başka bir yere çevirirsek bugün öğretmen diye görevlendirdiğimiz 1 milyon kişinin bir kısmı örneğin 100 bini ne olacak? 10 yıl sonra ihtiyaç düşerse 30 yıl daha devlet bu öğretmenlere maaş vermek zorunda kalabilir. Ama bu boşluğu özel okullarla doldurursanız, onlar da işleri bittiği zaman başka bir alana döneceklerdir. Böylece devlete ek yük gelmeden, ekstra maliyetler çıkmadan sorun çözülebilir. Bir de işin kalite boyutuna inersek insanlar bir şeye para verdikleri zaman karşılığında sorgulama hakkına sahipler. Resmi okullarda verilen eğitim-öğretimle ilgili çok fazla sorgulama yapmıyorlar, yapamıyorlar. Ama özel okula 5-10 bin lira da verse haklı olarak hesabını soruyor. Burada devletin yavaş yavaş çekilerek taşeronluğu özel okullara vermesi yararlıdır. Böylece eğitim, daha fazla kalitesi sorgulanabilir hale gelir.

Haberin Devamı

BİZ DE HATALAR YAPTIK

Bu kadar özel okul açılıyor ama öğretmenler yine devlet kapısına koşuyor. Neden sizce?

- Devlet güvencesine girmek istiyor olabilirler. Özel okulcular da öğretmenlerine daha fazla değer vermeli, az da olsa gece 23.00’lere kadar öğretmen çalıştıran okullar var maalesef ve onları kaçırmak için elinden geleni yapıyor. Kurucular, öğretmenin eğitimin en önemli ve hatta eğitimin kopmaz bir parçası ama yerine göre de çalışan olduğunu, onun da bir ailesi olduğunu düşünmüyorsa öğretmen de özel öğretimde çalışmak istemez. Geçmişte bizim sektör de çok hatalar yaptı. AVM’lerde tanıtım için öğretmenler kullanıldı. Öğretmene bir makinanın parçasıymış gibi davranan kurucular oldu. Gerekli uyarıları yaptık yapmaya da devam ediyoruz.

Türkiye’de özel okulculuğu yeterli bulmayanlar ya da beğenmeyenler olabilir, ama bence özel okulculuk hiçbir şey yapmamış olsa bile en azından rekabet ortamı yaratarak resmi okullardan da beklentinin artmasını sağladı. Bugün velilerin talebiyle devlet okullarında daha az mevcutlu, teknoloji üstünlükleri olan sınıflar kurulmaya çalışılıyor. Öğretmen kalitesi hakkında bir şey diyemiyorum, iyi öğretmen yetiştiremiyoruz maalesef. Resmi okullar sıkıntı çekiyor. Özel okullar gelen öğretmenin eksiğini hizmet içi eğitimle kapatmaya çalışıyor. Özel okullar bu rekabeti yaratarak eğitim hizmetinin farklı bir yüzü de olabileceğini gösterdi. Bugünden sonra da kaliteli eğitim yapmak konusunda üzerlerine düşen görevi yaparak ülkelerine katkıda bulunmak durumundalar.

Haberin Devamı

Veliler seçimlerini neye göre yapmalı?

- Veliye düşen, güvendiği kişilere gidip danışmak olmalı. Önce bir okulları incelesinler, öğretmen ve yöneticileriyle tanışsınlar, okulun içini gezip atmosferini solusunlar. Veliden, öğrenciden, mezundan bilgi alsınlar. Yani araba, ev alırken binlerce araştırma yapıyoruz. Okul seçerken sihirli bir değnek bekliyoruz.

Hangi okulun çocuğuna uygun olduğunun ayrımını nasıl yapacak veli?

- Önce çocuğunu iyi tanıyacak. Çocuğu ne yönde gidiyor diye bakacak. Tabii ki seçmenin kuralları var. Okul öncesi bir yer seçmek istiyorsa o okulun, ortaokulda veya üniversitede verdiği başarıya bakıyor veli. Oysa, çocuğun yeteneklerini doğru tespit edebilecek temel bilgileri verecek sağlıklı bir insan yetiştiren bir okul olup olmadığına bakmalı. Genelde üniversite ya da TEOG’daki başarıya bakılıyor. Bu başarıyı elde etmekten daha ucuz bir yol yok, asıl zor olan saydıklarımı başarmaktır.

Haberin Devamı

ÇOK DÜŞÜK ÜCRETLİ OKULLARA DİKKAT!

Özel okul sayısı giderek artıyor, ancak bu da incelenmeli. Ama düşük ücret grubundaki okullar sayısal olarak çoğaldı. Eğer düşük ücret nedeniyle kaliteden eksiltme varsa bu çok büyük bir tehlike. İşin asgari maliyeti var, bunun altına düşünce eğitimden çalıyorsunuz, öğretmen maaşını eksik veriyorsunuz demektir. Bunlar hemen sonuçlarını vermez ama 10-15 yıl sonra kalitesiz eğitim olarak çocuklarda ortaya çıkabilir. Bu da ortaya çıkarsa özel okullara olan talep ve güven de azalır. Hiçbir zaman çok yüksek ücretler olsun ve veli kazıklansın gibi bir şeyi arzu etmem. 6 bin liraya eğitim veren okullar var bu kadar düşük ücretli eğitimde bazı eksiklikler olur. Okullarımızı uyarıyoruz. Ne yaparsak yapalım dayanma gücü az olan okullar bu büyüme sürecinde dökülebilir.

 

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!