Tercih meselesi

Üniversiteli olmak için aşılması gereken ilk engel olan Yükseköğretime Geçiş Sınavı (YGS) 13 Mart’ta yapılacak. Geçen yıldan itibaren tıp, hukuk, mimarlık ve mühendisliklere başarı sırası barajı getiren, YGS’de ön lisans bölümlerine girmek için barajı 140’tan 150’ye çıkaran Yükseköğretim Kurulu (YÖK), adayların 30 olan üniversite tercih sayısını 24’e düşürmüştü. Gerekçe olarak, Öğrenci Seçme ve Yerleştirme Sistemi (ÖSYS) kapsamında sınava giren üniversite adaylarının tercih listelerinde tüm seçenekleri doldurması ve yerleştikleri bölümlere gitmemesi nedeniyle diğer adayların mağdur olduğu, bunun da ‘tercih-yerleşme-kesin kayıt olma’ arasındaki makası her geçen yıl açtığı yönünde eleştiriler gösterilmişti. Uzmanların bu konudaki görüşleri şöyle:

İŞE YARAYACAKTIR

Celil Vardar (Final Eğitim Kurumları Tanıtım ve Rehberlik Koordinatörü): Zaten daha önce 24’tü, sonra 30’a çıkarılmıştı. Adayların yeni durumda ciddi şekilde, daha ince eleyip sık dokuyarak tercih yapacaklarını düşünüyorum. Hem yerleşme oranlarıyla, hem boş kontenjanlarla ilgili işe yaracaktır. Tercihlerini biraz daha ciddiye alacaklar. Bir insanın üniversite ile ilgili o kadar geniş yelpazede tercih yapması çok gerekli değil. 24 tercihe düşmesi çok bir şey kaybettirmez.

ŞANSLARINI AZALTIYOR

Cihan Yeşilyurt (Fen Bilimleri Temel Liseleri Rehberlik Genel Koordinatörü): 180 barajını zor geçenler için olumsuz bir düzenleme. Çok başarılı olmayan öğrencilerin üniversiteye girme şansı azalmış oluyor. Üniversite ve alternatif program sayısı arttığı için 30’un da üzerine çıkması gerekiyor. Vakıf üniversiteleri için de problem yaratabilir. Barajı geçen ve ücretli vakıf üniversitelerinde eğitim almak isteyenler için de aynı durum söz konusu.

DAHA FAZLA BOŞ KONTENJAN

Salim Ünsal (Kültür Temel Liseleri Eğitim ve Rehberlik Hizmetleri Genel Müdür Yardımcısı): Teknik olarak yanlış bir karar değil. Geçen yıl adayların yarısından fazlası ilk üç tercihine yerleşmiş. Tercih sırasının sonlarına gittikçe yerleşme oranları düşüyor. Fakat bu daha fazla kontenjan boşluğuna neden olabilir. Sadece kazanıp da kaydolmayan sayısını azaltabilir. Ancak düzenlemenin olumsuz tarafı ise, öğrencilerin yerleşme şansının bir miktar azalacak olması.

17’Sİ KULLANILIYOR

Tercihlerin düşürülmesi kararının alındığı YÖK Genel Kurulu’nda, ‘2015 ÖSYS’de Lisans Programlarına Yerleşenlerin Tercih Listelerinin Tercih Sayısı Bazında İncelenmesi’ raporu ele alınmıştı. Geçen yıl ÖSYS’de Kıbrıs ve yurtdışı üniversiteleri dışındaki lisans programlarının genel ve okul birinciliği kontenjanlarına yerleşen 467 bin 15 kişinin tercihleri incelenerek hazırlanan rapora göre, adaylar 30 tercihten ortalama 17’sini kullandı. Bu adaylar, 483 farklı isimdeki lisans programına yerleştirildi ve bunlardan sadece 59’unda, yerleşen adayların 20’nin üzerinde tercih yaptığı gözlendi. Lisans ve ön lisans kontenjanlarının tamamı değerlendirildiğinde, 2015’te tercih yapan 983 bin adaydan yüzde 52’sinin ilk üç tercihine, yüzde 79’unun ilk 10 tercihine yerleştiği görülüyor. 25-30 tercih sırasına yerleşenlerin oranı yüzde 5 civarındayken, 24 ve üstü tercih sırasına yerleşenlerin sayısı az.