Şimdi maker olma zamanı, hadi sen de üret!

Güncelleme Tarihi:

Şimdi maker olma zamanı, hadi sen de üret
Oluşturulma Tarihi: Mayıs 21, 2018 09:07

Ekonomik anlamda gelişmiş ülkelerle rekabet etmek istiyorsak 21’inci yüzyılın becerilerine sahip, inovasyon yapan ve bunları pazara aktarabilen girişimci ruha sahip bireylere ihtiyacımız var. Bu anlamda maker yani ‘yapan, üreten’ bireyler ekosistemini incelemek ve bu ekosistemde soluk almak bizlere yön verecektir.

Haberin Devamı

Halk arasında “kendin yap (DIY: Do It Yourself)” olarak bilinen yaklaşıma bilim, teknoloji, mühendislik, tasarım ve diğer alanların entegrasyonu ile maker kültürü yaygınlaşıyor. Özellikle Maker Media’nın CEO’su Dale Dougherty, maker ruhunun yaygınlaşmasına öncülük eden kişiler arasında bulunuyor. Maker; düşünen, hayal eden, problemi veya ihtiyacı tanımlayan, tasarlayan, tasarımlarını üreterek hayata geçiren ve bunları paylaşan bireydir. Maker ekosistemi, insanlara düşündükleri tasarımları hayata geçirme imkânı sunar, benzer amaçtaki diğer makerlarla işbirliği yapmayı; sadece bilgi ve teknolojiyi tüketen değil aynı zamanda inovasyon ruhuna sahip üreten bir toplum oluşturmayı hedefler. Açık kaynak ve ücretsiz yazılımların yaygınlaşması, teknolojik ürünlerin kısmen herkesin alabileceği düzeyde ucuzlaması ve internet kullanımının artması gibi teknolojik gelişmeler maker kültürünün yaygınlaşmasını tetikledi.

Haberin Devamı

EĞİTİMİN HER KADEMESİNDE DESTEKLENMELİ
Çocukların merakı, hayal gücü ve yaratıcılıkları oldukça geniştir. Her çocuk aslında bir ‘maker’dır. Fakat Helen Buckley’in o bildik ‘Küçük Çoçuk’ şiirinde de vurgulandığı gibi çoğunlukla formal eğitimin standart yapısı zamanla çocukların bu heyecan, merak, keşfetme, yaratıcılık ve öğrenme motivasyonunu azaltabiliyor. Örneğin, maker ekosisteminde sürdürülebilir bir içsel motivasyon baskınken formal eğitim ortamında çoğunlukla dışsal motivasyon baskın oluyor. İçsel motivasyonla birey bir eylemi veya projeyi kendi istediği için yaparken, dışsal motivasyonla bir eylemi veya projeyi başkası istediği için yapar.

Maker kültüründe itici güç bireyin merak ettiği bir problemi çözmesi veya üretimi sevme hazzı ve mutluluğu yatarken, dışsal motivasyon bazlı bir kültürdeyse para kazanmak ya da yüksek not almak gibi teşvikler itici güç olabiliyor. Çoğu start-up genelde bu içsel motivasyon ve üretme tutkusuyla yola başlarken ilerleyen zamanda firma büyüdüğünde ekonomik kazanç cazibesi bu tutkunun yerine geçebiliyor. Maker çoğunlukla kendi tanımladığı problem sonucunda oluşturduğu ürüne değer kazandırma anlayışını benimserken, iş dünyasındaki bir mühendis veya bireyse çoğunlukla başkaları tarafından ileri sürülen problemlere çözüm üretmeyi veya (ekonomik) değer kazandırmayı amaçlıyor. Çocukların bu maker tabiatı eğitimin her kademesinde desteklenmeli ve cesaretlendirilmeli. Çocukların sınırsız hayal gücü ve merakıyla şekillenecek bu ekosistem yıkıcı inovasyon dalyası yaratacaktır.

Haberin Devamı

İNOVASYONA DAYALI GİRİŞİMCİLİK EKOSİSTEMİ OLUŞTURMA
Maker eğitimi sadece K-12 ve üniversiteler için önemli değil. Ülkemizde lise mezunlarının yaklaşık yüzde 20’sinin üniversite eğitimine devam edebildiği düşünüldüğünde, 12 yıllık zorunlu eğitimin sonunda nüfusun büyük bir çoğunluğu yükseköğretime devam edemediği görülüyor. Bu sebeple 12 yıllık zorunlu eğitim sürecinde maker ruhuna sahip, yaşam boyu ve bağımsız öğrenme anlayışına sahip bireyler yetiştirmeye ihtiyacımız var. 2017 Eylül ayında uygulamaya başlanan yeni ‘3-8 Fen Bilimleri Dersi Öğretim Programı’ kapsamında ‘Fen, Mühendislik ve Girişimcilik Uygulamaları’ ile öğrencilerin olaylara disiplinlerarası bir bakış açısıyla öğrendikleri bilgi ve becerileri kullanarak ürün oluşturmaları ve bu ürünlere katma değer kazandırma konusunda stratejiler geliştirmeleri amaçlanıyor.

Haberin Devamı

SOLUK ALABİLEN EĞİTİM ORTAMLARI OLUŞTURULMALI
Özellikle küçük yaşlarda öğrencilere fen, mühendislik ve girişimcilik uygulamalarının deneyimlendirilmesi oldukça önemli. Yaparak-yaşayarak öğrenilebilen etkili bir süreç ortaya konulduğunda bu süreci bireylerin deneyimlemesi sağlanabilir. Örneğin, tasarım-odaklı düşünme yaklaşımıyla birey(ler) gerçek hayat odaklı karmaşık bir problem üzerinde çalışırken üst düzey beceriler elde edebilir. Bu süreçte bireylere sadece problem çözme becerisi ile birlikte, problemi anlama ve ihtiyacı tanımlama becerisi de kazandırılmalı. Belli bir ihtiyaca cevap veren bir üretimin yapılması ürünün pazar payı bulması açısından avantaj sağlayacaktır. Özellikle iş dünyasına baktığımızda yıkıcı inovasyonların çoğu (örneğin iPhone, Bitcoin, Airbnb, Alibaba) problem veya ihtiyacın iyi tanımlanması sonucunda hayata geçirildiği görülüyor. Ayrıca 21’inci yüzyılın bireylerden beklediği; karmaşık problem çözme, eleştirel düşünme, yaratıcılık, birlikte çalışma ve uyum, bilişsel esneklik, hizmet odaklılık, inovasyon, üretkenlik, girişimcilik ve zaman yönetimi gibi beceriler de bu süreçte kazandırılabilir. Endüstri 4.0 çağında inovasyon ekosisteminde soluk alabilen eğitim ortamlarının oluşturulması ve bu ekosistem içerisinde tüm paydaşlara rol verilmesi inovasyona dayalı girişimcilik ekosistemini güçlendirecektir.

Haberin Devamı

TASARIMLAR ÜRÜNE DÖNÜŞTÜRÜLMELİ
Öğrenciler, tasarımlarını ürüne dönüştürmeleri ve prototip üretmeleri için desteklenmeli. Örneğin (son sınıf) mesleki ve teknik Anadolu lisesi öğrencilerine tasarımlarının prototip üretimi için finansal destek sağlanabilir. Düşük maliyetli 3D (3 boyutlu) yazıcılar gibi teknolojilerin yaygınlaşmasıyla prototip üretimi kısmen daha kolaylaşmıştır. Ülkemizde herkesin 3D yazıcı alması mümkün olmadığından 3D yazıcılardan baskı alınması daha erişilebilir ve ekonomik hale getirilebilir. Örneğin, fotokopi makineleri gibi 3D yazıcılardan da kırtasiyelerde, üniversitelerde, bilim merkezlerinde ve alışveriş merkezlerinde makul ücretler karşılığında baskı alınabilir olmalı.

Haberin Devamı

HER YAŞTAN İNSANIN FİKRİNİ HAYATA GEÇİRECEĞİ ORTAMLAR GEREKİYOR
İnformal öğrenme ortamları, örneğin bilim merkezleri ve STEM & Maker festivallerinin, bilimin eğlenceli bir şekilde toplumun her kesimine yaygınlaştırılması ve makerların ürünlerini birbirleriyle ve toplumla paylaşmaları açısından önemli. Bilim ve hayat boyu öğrenme merkezlerinin makerspace (maker atölyeleri) tarzında tasarlanarak her yaştan bireyin fikrini hayata geçirebileceği ve prototip üretebileceği ortamlar olarak tasarlanması yeni makerların doğmasına vesile olacaktır. Aileler, çocuklarının bu ortamlarda daha fazla vakit geçirmesi için fırsat sağlamalı ve mümkünse çocuklarını gönderdikleri okullardan bu tür özgür makerspace ortamlarının oluşturulması için önayak olmalı.

Oluşturulan bu ‘makerspace’lerde maker veliler ürünlerini paylaşabilecekleri gibi öğrenciler için farklı atölyeler de düzenleyebilirler. Örneğin, elektrik ve elektronik mühendisi bir veli ‘lehim yapma atölyesi’ yapabileceği gibi marangoz  ‘ahşap tasarım atölyesi’, cam ustası ‘cam tasarım atölyesi’, aşçı ‘çikolata yapma atölyesi’ veya bilgisayar mühendisi ‘kodlama atölyesi’ düzenleyebilir. Öğrenci, öğretmen ve veliler tarafından geliştirilen ürünler yıl sonunda okulda düzenlenecek maker festivalinde paylaşılabilir. Öğrenci, öğretmen, veli ve sanayi işbirliğiyle şekillenmiş makerspace ortamları keşfetme, öğrenme, üretme, paylaşma ve değer yaratma ekosistemini daha eğlenceli hale getirecek ve zamanla daha da büyüyen bir maker dalgası oluşturacaktır.

ZAMAN ÇOCUK RUHUNA SAHİP BİREY OLMA ZAMANI
Atlas Okyanusu’nu uçakla tek başına geçen ilk kadın pilot olan Amelia Mary Earhart’ın, “Bir şeyi yapmanın en etkili yolu, onu yapmaktır” sözü maker kültürünü oldukça iyi özetliyor. Çocukların doğasında olan bir şeyleri parçalarına ayırma ve bir şeyleri yapma (sanayide bu yaklaşım tersine mühendislik olarak tanımlanıyor) mutluluğu büyüdüklerinde, “öyle şeyleri pek yapamam” tarzında pasif bir ruha dönüşebiliyor. Çocuklara büyüdüklerinde de maker olarak kalma gücü ve şansı vermeliyiz. Bilim kurgu yazarı Ursula K. Le Guin’in ifade ettiği gibi, “Yaratıcı yetişkin hayatta kalmış bir çocuktur.” Zaman çocuk ruhuna sahip birey olma zamanı, zaman maker olma zamanı. Hadi sen de üret! 

PROF. DR. GÜLTEKİN ÇAKMAKÇI KİMDİR?
İlkokul, ortaokul ve lise eğitimini Kars’ta bitiren Gültekin Çakmakcı, lisans eğitimini Ankara Üniversitesi Kimya Mühendisliği Bölümü’nde tamamladıktan sonra yaklaşık bir yıl Deniz Kuvvetleri Komutanlığı’nda Mühendis Teğmen olarak görev yaptı. Yüksek lisans (York Üniversitesi) ve doktora eğitimini (Leeds Üniversitesi) İngiltere’de Milli Eğitim Bakanlığı (MEB) bursuyla bilim eğitimi alanında tamamladı. TÜBİTAK post doktora araştırma bursuyla 2011-2012 yıllarında Stanford Üniversitesi’nde bilim eğitimi alanında çalışmalarını yürüttü. Prof. Çakmakcı, ‘Hacettepe Üniversitesi STEM & Maker Laboratuvarı’ başkanı, ‘Turkish STEM Alliance’ direktörü ve ‘Public Communication of Science and Technology (PCST)’ derneğinin yönetim kurulu üyesidir.

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!