Önce farklılıklara saygı

Baharın hafif ürperten dokunuşlarını hissediyorum, bir yaz daha tüm ihtişamıyla geliyor. Umutlar kalbimdeki yerlerine bir bir yerleşirken, hayallerime daha sıkı sarılıyorum ve onlara giden yollar bir bir şekilleniyor gözlerimin önünde. Şimdi Kadıköy’de, bir başka yaza “merhaba” derken, geçmişte “merhaba” dediğim yılların, bana nasıl veda ettiğini düşünüyorum. Hayallerimi nasıl kucakladıklarını, nasıl bir sonraki yıla kadar koruyup gözettiklerini. Şimdi yeni bir “merhaba” derken, ne oldu, nasıl oldu hatırlamak istiyorum.

Çorum’da ilkokulu ve ortakolu okurkan hayalini kurduğum bir şehir vardı, İstanbul. Dersler ve sınavlara çalışırken motivasyonum İstanbul, hayallerimin baş rolünde oynayan isim İstanbul’du. 2016 yılında Kadıköy Anadolu Lisesi’ni kazanarak hayallerini kurduğum bu şehre geldiğimde, yanılmadığımı çabuk anladım. Hayalini kurduğum çeşitlilik, sosyal aktivitelerin çokluğu ve bir bilgi akışının merkezinde olmak gerçekten harika hissettiriyordu. O an hissettiklerim, şu an da katlanarak artıyor. Üretkenliğimi üst noktaya çıkartan bu şehir karşısında tekrar ve tekrar saygıyla eğiliyorum.

BİR HAYAL YETMİYOR Kİ BANA
Tamam, bir hayal gerçek olmuştu; ama bir hayal yetmiyordu ki bana. Bir hayal daha kurdum, görme engellilerin de çizgi romanlara eşit ve engelsiz bir biçimde ulaşabilmeleri için. Doğru insanlarla kurulan, doğru ekiplerin neler başarabileceğini ‘Engelsiz Çizgiler’ projesiyle gördüm. Altı kişilik bir ekip, belki de dünyada ilk kez bir çizgi romanı görme engelliler için betimliyor, yeni bir eser türü daha engelsiz hale geliyordu. Hayalimiz önce Türkiye’de bu olayı yaygınlaştırmaktı ve bir sonraki hayalimiz bu projeyi uluslararası bir hale getirerek bu eşitsizliği ulaşabildiğimiz her ülkede çözmek.

Sonra bir hayal daha kurdum; gençlerin fikirlerini rahatça söyleyebileceği, düşündükleri fikirleri sahada uygulayabileceği bir topluluğu düşündüm. Bu noktada ‘Young Guru Academy (YGA)’ ailesiyle tanışıp onlara katıldım. Henüz çok kısa bir süredir bu ailenin bir üyesiyim ama içerisindeki özgürlük ve rahatlık, beni bir şeyler üretmeye iten o istek ne kadar doğru hayaller kurduğumu gösteriyor. Bir insanın ihtiyaç duyduğu özgürlük, üretkenlik ve huzurun birarada olduğu bu hayalin gerçek olması enfes hissettiriyor. 

ÇOK ÇALIŞMAK, TOPLUMCU DÜŞÜNMEK VE PES ETMEMEK
Birçok farklı hayalim gerçek oldu veya bunun için çabalamama rağmen gerçekleşmedi. Şimdi, birçok hayale sahibim, yarına ve yarınlara dair. Daha çok okumak, daha çok dinlemek, insanlara farklılıklar yüzünden ayrıştırmanın ne kadar yanlış olduğunu anlatmak, sahip olunan özelliklerden çok, insanlar tarafından yaratılan ortamın ne kadar yargılayıcı olduğuna daima dikkat çekmek gibi. Bu hayallerimin daima arkasında olacağım. Çok çalışmak, toplumcu düşünmek ve pes etmemek gibi prensiplerimden asla ayrılmadan. Gerçekleşen her hayalimde buram buram kokan bu ilkelerden vazgeçtiğimde, hayallerimden de vazgeçmiş olacağım.

Şimdi dışarıdan bir parça güneş geliyor, bir avuç maviliğin arasından sıyrılmış, güçlü, azimli. Çok uzakta olmayan bir yaz mevsiminin kahkahalarını duyuyorum. Hadi, hayalleyelim. Ama sadece kendimiz için değil, birbirimiz için bir dünya çizelim. Şu an çok güzel, o zaman her şey daha güzel olacak.

GENÇLER KENDİLERİNİN FARKINDA OLMALI
19 Mayıs Atatürk’ü Anma, Gençlik ve Spor Bayramı, en başta Atatürk’ün gençlere en büyük armağanlarından biri olduğu için kuracağımız hayallerin, hedeflerimizin bugünden aldığımız motivasyonla daha güçlü ilerlemesini sağlar. Yarını inşa edecek olan biz gençler, bize verilen bu armağanı öyle bırakmayıp üzerine kendimiz de kat çıkarak ardımızdan gelen diğer nesillere daha değerli ve bir adım ileriye götürülmüş bir hayali bırakmamız gerekir. Benim en büyük hayalim, insanların farklılıklarına göre ayrıştırılmadan, huzur içinde yaşayabileceği bir gelecek. Bu da gençlerin temel hedeflerinden biri olmalı. Farklılıklara karşı saygı duyulmadan, huzur ortamı sağlanmadan kurulacak hayallerin başarıya ulaşması çok daha zor olacaktır. Böyle bir gelecek yaratmak için öncelikle gençler kendilerinin farkında olmalılar. Kendilerinin farkında olan gençler, etraflarını da gözlemleyecek, sorunları tespit edecek ve bu sorunlara yönelik çözüm üretmekten geri kalmayacaklardır. Özetlemek gerekirse, farkındalık sahibi gençler huzurlu ve başarılı bir geleceğin mimarlarıdırlar.