Okulun ilk günü mutlu başlangıç olsun

Güncelleme Tarihi:

Okulun ilk günü mutlu başlangıç olsun
Oluşturulma Tarihi: Eylül 17, 2018 09:05

Yeni eğitim yılı başladı ve yaklaşık 18 milyon öğrenciyle 1 milyon öğretmen ders başı yaptı. Öğrenciler arasında okula ilk defa başlayacak çocuklar da olacak. Okulun ilk gününün kabus değil, mutlu başlangıç olarak anılması için ailelere ve öğretmenlere büyük görev düşüyor. Okullar açılmadan önce aile-öğretmen işbirliği başlamalı. Çünkü, bu işbirliği sadece ilk gün ya da ilk yılı değil, çocuğun eğitim hayatını etkileyecek.

Haberin Devamı

Çocuğun okula uyum sürecinde ailenin sabırlı, hoşgörülü, anlayışlı aynı zamanda kararlı olması gerekiyor. Bu süreçte ailelerin çocuğun zihninde olumlu bir ‘okul’ algısı oluşturması, onun sonraki okul yaşamı açısından önemli. Bunun için öncelikle çocuğun okula karşı daha önceden oluşmuş olumsuz önyargılarının kırılması gerekiyor. Çocuğa okul yaşantısını anlatan bir hazırlık yapmak uygun bir yaklaşım olacaktır.

İşe hazırlık dediğimiz ebeveynlerin olumlu okul algısına yönelik kendi okul yaşantılarından anılarını çocuklarıyla paylaşmasından başlayabiliriz. Bu süreçte çocuğun zihninde ‘olumlu okul’ algısını oluşturabilmek için okullar, çocukla birlikte gezilebilir. Bu sırada çocuklara okulda oyun oynanan alanlar ve varsa okul bahçesi gezdirilip, tanıtılabilir. Çocuğa yaşayacağı yeni deneyimlerden, kuracağı arkadaşlıklardan, günlük aktivitelerden bahsedilebilir. Bu noktada okul idaresinin de onları karşılama ve okula uyumla ilgili bir programının olması çocuğun okula karşı olumlu tutum geliştirmesinde son derece önemli.

Haberin Devamı

İLK BULUŞMA KRİTİK
Eğer yapılabilirse çocukla öğretmen tanışmadan önce ailenin tanışması daha iyi olabilir. Aile ile öğretmen buluştuğunda çocuk hakkında yapılan kısa bir sohbet öğretmenin çocuk hakkında bilgi sahibi olmasını sağlayacaktır.  Öğretmenle ilk buluşma son derece kritiktir. Çünkü çocuklar ailelerinden sonra öğretmenle zaman geçirecekleri için bu buluşma dikkate alınmalı. Öğretmenle yapılan görüşmede okul başlamadan yapılacak ilk buluşmada öğretmen ve çocuk arasındaki bağı güçlendirecek durumlar konuşulabilir. Örneğin, çocuğun öğretmene bir resim yaparak getirmesi. Resmin okulda bir günü nasıl geçireceğini anlatması gibi örnekler çocuğun okulla olan bağını güçlendirecektir.  Bu önceden yapılan buluşma çocuk açısından rahatlatıcı olacak ve çocuğun okulda ilk günü yaşayacağı stresi azaltacaktır.

OKUL-AİLE İŞBİRLİĞİ ÖNEMLİ
Okula başlamak, çocuklar için bir sonraki yaşa geçme ve bir nevi artık büyümenin habercisidir. Bu noktada ailenin çocuk ile okul seçimini konuşması ve özellikle kırtasiye alışverişinin çocukla yapılması özgüven gelişimi açısından önem taşıyor. Bu ilk heyecan çocuk için eşsiz bir deneyimken çocuğu okulda karşılayan tablonun soğuk ve itici olması uyum sürecini zorlaştıracaktır. Bu nedenle ailelerin, okulla işbirliği içinde bu süreci yürütmesi gerekiyor.

Haberin Devamı

UYUM PROGRAMI ŞART
Ailenin okula kayıtta soracağı ilk soru, okulun uyum programının olup olmadığı. Çocuğun gözünde okul büyüdüğü için gittiği özel bir yer olmalı. Okula hazırlık süreci aile ve çocuk açısından konforlu bir şekilde hazırlanırsa okulun ilk gününü mutlu bir başlangıç olarak ananların içinde yer alır. Tam tersi durumda da bu özel gün bir kâbusa dönebilir.

Okulun başladığı ilk haftalarda çocuğun sevdiği bir oyuncak, nesne vs. onunla birlikte okula gönderilebilir. Ancak buna öğretmenle birlikte karar verilmeli. Öğretmenler çocukların aile fotoğrafıyla sınıfa gelmelerini sağlayarak ilk haftalarda çocuğun uyum sürecini kolaylaştırabilir. Okula hazırlık ve uyum üçlü bir ayaktır. Çocuk aile ve öğretmen. Bu durum çocuğun kendini güvende hissetmesine yardımcı olacaktır. İlerleyen yıllarda okul başarısı ve yaşantısına olumlu katkıları olacaktır.

Haberin Devamı

AYRILIK KAYGISINA DİKKAT!
Çocuğunuzu okula götürdünüz, öğretmeniyle tanıştınız, okulda oynayacağı oyunlardan bahsettiniz ancak çocuğunuz hala okula gitmek istemiyor. Bu noktada çocuklarda ayrılık kaygısı üzerinde düşünmeye başlamak gerekiyor. Çocuklar evden uzaklaştıklarında kendilerini güvende hissedecekleri ortamlara ihtiyaç duyarlar. Yine bu noktada okul ve aile işbirliği çok önemli. Çocuk okula gitmek istemediğinde aile bireyleri kararlı olmalı. Ancak çocuğun ağlayarak okulda kalmaya zorlanması çocuk açısından olumsuz bir durum.

Eğer bir okulda çocuklar sürekli ağlıyorsa, orada çocuklara sunulan eğitim ortamlarına kuşkuyla yaklaşmak gerekiyor. Eğer çocuklar güvende olduklarını düşünüp öğretmenle oyun oynuyorsa ve dikkatlerini toplayabiliyorlarsa ailelerini istemeyeceklerdir. Ağlasın deyip çocukların zorla okula uyum sağlamasını beklemek okul fobisi geliştirmesine zemin hazırlayabilir. Okulu seven çocuklar için öncelikle öğretmen aile işbirliği gerekiyor. Çocuğun okula karşı olumlu tutum geliştirmesinde, öğretmenin çocuklara sunduğu eğitim ortamlarını ve evde ailenin okul yaşantısını destekleyici yaşantılarının rolü büyüktür. Gelecek yeni nesil alfa çocuklarının okul ve okul dışındaki yaşantıların eğitim ortamlarının yeni yüzyıl becerilerine evrilmesiyle yön değiştirecektir. Bu noktada okula başlama ve uyum da yeni bir yol alacaktır.

Haberin Devamı

DOÇ. DR. SERAP ERDOĞAN KİMDİR?
Lisans öğrenimini 1992-1997 yılları arasında Ankara Üniversitesi Ev Ekonomisi Yüksekokulu'nda; yüksek lisans ve doktorayı ise 1999-2007 yılları arasında Ankara Üniversitesi Çocuk Gelişimi Bilim Dalı’nda tamamladı.1997-1998 yılları arasında okul öncesi öğretmenliği yapmış, 1998’de Anadolu Üniversitesi Eğitim Fakültesi Okul Öncesi Eğitimi Anabilim Araştırma Görevlisi olarak atandı. 2007 yılında aynı bölümde yardımcı doçent olan Serap Erdoğan, 2011’de çocuk gelişimi ve eğitimi alanında doçent unvanını aldı. Anadolu Üniversitesi Eğitim Fakültesi Okul Öncesi Eğitimi Anabilim Dalı’nda 2012 yılında doçent kadrosuna atandı. Ulusal ve uluslararası birçok projede yer alan Erdoğan, 2015 yılından bugüne Anadolu Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi’nde Çocuk Gelişimi Önlisans Programı’nın koordinatörlüğünü yürütüyor.

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!