MEB’de ‘Ziya Hoca’ dönemi

Güncelleme Tarihi:

MEB’de ‘Ziya Hoca’ dönemi
Oluşturulma Tarihi: Temmuz 10, 2018 14:51

MEB'e Prof. Dr. Ziya Selçuk’un atanması, eğitim dünyasında memnuniyetle karşılandı. Sosyal medyada yenilikçi, değişime açık düşüncelerini bilenler tarafından “Eğitimde ‘Ziya Hoca’ dönemi başlıyor” yorumları yapıldı. Biz de Prof. Dr. Ziya Selçuk’u daha yakından tanımak isteyenler için birkaç yazı ve röportajını derledik.

Haberin Devamı

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın yeni kabineye Milli Eğitim Bakanı olarak Prof. Dr. Ziya Selçuk’un atandığını açıklaması, eğitim dünyasında heyecan ve memnuniyetle karşılandı. Nedeni ise, Prof. Dr. Selçuk’un eğitimin sorunlarını bilen, çözüm yollarıyla ilgili düşüncelerine güvenilen, değişime ve dönüşüme açık kişiliği ve gerek üniversiteden öğrencileri, gerek seminer ve sempozyumlarına katılan velilerle öğretmenler tarafından yakından tanınan bir isim olması. Yeni bakanın açıklanmasıyla yaşanan heyecan sosyal medyaya da yansıdı ve “Eğitimde ‘Ziya Hoca’ dönemi başlıyor” yorumları yapıldı.

Şimdi gözler Prof. Dr. Selçuk’un bakan koltuğuna oturmasıyla gerçekleştireceği icraatlarda. Biz de, yeni Milli Eğitim Bakanı Prof. Dr. Ziya Selçuk’u daha iyi tanımak isteyenler için geçmiş yıllarda Hürriyet Eğitim’in Konuk Yazar köşesi için kaleme aldığı köşe yazılarını ve Hürriyet’e verdiği röportajları derledik.

Haberin Devamı

İşte Prof. Dr. Selçuk’un ilköğretimden üniversiteye eğitimle ilgili düşüncelerini yansıtan birkaç yazı ve röportajı:

KÖŞE YAZILARI:

Yükseköğretimde hayal ettiğimiz yer, dünyanın gideceği yer olmayabilir
Düşünmek kelimesinin anlamı, insanın kendi içine “düş”mesidir. Yükseköğretim meselesi tam da kendi içine düşecek kadar derin düşünmeyi gerektiren bir konu. Ne yazık ki Türkiye, gündeminin yoğunluğundan yükseköğretim yasasını ya da sorunlarını konuşamayacak durumda. YÖK yıllardır birikmiş acil gündelik sorunları çözme çabasında. Dünyadaki yeni nesil üniversite sancıları hiç duyulmuyor sanki.

Çok normal
Sokaktaki insanlara “normal misiniz?” diye bir soru yöneltilse, ihtimaldir ki içinde küçük bir şüpheyi ve daha çok gururu barındıran bir “elbette” cevabı gelecek. Normal olmak örtülü bir güven verir. Normal olmak için herkes gibi olmak yeterlidir oysa.

Eğitimde yeni bir çatı model doğuyor: Dokuz Tip Mizaç Modeli
Öğrenciler açısından baktığımızda, bireysel farklılıkların öğrenme ve öğretme sürecindeki önemi tartışmasız kabul ettiğimiz bir gerçek.

Üniversite bitirmek nasıl olmalı?
Üniversite mezunlarının kalitesi, özellikle sanayi toplumundan bilgi toplumuna geçerken farklılaşan beceri gereksinimleri nedeniyle yoğun tartışılıyor. Bu sadece Türkiye’de değil, yükseköğretimin cenneti sayılabilecek Kuzey Amerika’da da yapılıyor. Ancak bir farkla; bizdeki eleştiriler asgari yeterliklerin kazanılmasıyla, Kuzey Amerika’dakiler ise mükemmeliyetin yakalanmasıyla ilgili.

RÖPORTAJLARI:

Batıda 6'ya giden öğrenci doğuda 8. sınıf düzeyinde
ERG’nin ‘Eğitim İzleme Raporu 2016-2017’ye göre, 2019’da bitirilmesi planlanan ikili eğitim için yeterli bütçe ayrılmadı. TEOG yerine gelecek sistemin ekonomik durum ve başarı arasındaki ilişkiyi göz önünde bulundurması önemli. Ayrıca PISA 2015’ten edinilen bulgulara göre, batı ile doğudaki öğrenciler arasında neredeyse iki okul yılı gibi ciddi bir fark olduğu vurgulandı.

Öğrencilerin ‘mizaç tipleri’ araştırılıyor
Küçüklüğünden itibaren anne-babalar çocuklarının hangi özelliklere sahip olduğunu merak edip onu incelemeye ve davranışlarından yola çıkarak onları anlamaya çalışıyor. İstanbul’da bir özel okul ise Türkiye’den araştırmacıların ortaya koyduğu model üzerinden, öğrencilerinin mizaç tipini belirlemeye çalışacak.

Sağlam bir milli eğitim için önce evrensellik
Türk ve Avrupalı eğitimcilerin İstanbul’da düzenlediği panelde sağlam bir milli eğitim için önce evrensel eğitim modeli gerektiği belirtildi. Panelde konuşan Prof. Dr. Ziya Selçuk, mevcut müfredat anlayışının doğanın ilkelerine aykırı olduğunu vurgulayarak, başarı yerine mutluluk ve sevgiyi, hafıza yerine zekanın öne çıkarılmasını, şimdiye odaklanmayı, kişiselleştirme ve esnek müfredatı önerdi.

Gençler sadece sınavlara hazırlanıyor
Psikolojik danışma ve rehberlik eğitimi alan; ilk, orta, lise ve yükseköğretim düzeyinde birçok kurumun kuruluşunda görev alan Prof. Dr. Ziya Selçuk’un asıl uzmanlık alanı dünya okul sistemleri.

Uzmanlardan elyazısı yorumu: Faydalı ama uygulama yanlış
Birinci sınıflarda elyazısının kaldırılması tartışmaları sürerken Milli Eğitim Bakanı Nabi Avcı, uygulamanın devam edeceğini açıklamıştı. Bitişik eğik yazının getirilmesini öneren, zamanın MEB Talim ve Terbiye Kurulu Başkanı Prof. Dr. Ziya Selçuk, “Uygulamadaki beceriksizlik yazının türüyle ilişkilendirilmeye çalışılıyor” dedi.

Uzmanlar yorumladı: El yazısı sistemi Türkiye’de sağlıklı uygulanmıyor
El yazısının faydalı olup olmadığı konusunda dünyada farklı tartışmalar yaşanırken Türkiye’de bu yazı tipinin kaldırılması için başlatılan imza kampanyasına binlerce kişi  destek verdi. Uzmanlar ise el yazısının güven duygusunu, düşünce becerisini artırdığına vurgu yaparak fikirlerin daha kolay dile getirilmesine yardımcı olduğunu söylüyor. Ancak Türkiye’deki uygulamada yanlışlık ve eksiklikler bulunduğuna, doğru yazı yazmayan çocukların başarısız olacağına da işaret ederek, gerekli önlemlerin alınmasını öneriyorlar.

Prof. Dr. Ziya Selçuk: Gençler sadece sınavlara hazırlanıyor
Psikolojik Danışma ve Rehberlik eğitimi alan; ilk, orta, lise ve yükseköğretim düzeyinde birçok kurumun kuruluşunda görev alan Prof. Dr. Ziya Selçuk’un asıl uzmanlık alanı dünya okul sistemleri.

"Kaç nesil daha feda edeceğiz"
TED Genel Başkanı Selçuk Pehlivanoğlu, 2015-2022 yılları arasında eğitim sisteminin dönüşüm alanlarını kapsayan Ulusal Eğitim Programı’nı (UEP) açıkladı.Konuşmasına “Bu eğitim sistemine kaç nesil daha feda edeceğiz?” sorusuyla başlayan Pehlivanoğlu, bu endişelerle yola çıktıklarını söyleyerek, “Programın, ‘bu milletin bütün evlatları için’ iyi niyetle hazırlanmış bir yol haritası olarak değerlendirilmesini istiyoruz” dedi.

Şura endişesi
2-6 Aralık’ta düzenlenen 19. Milli Eğitim Şûrası’na “Din kültürü ve ahlak bilgisi dersi ilkokul 1’inci sınıftan itibaren zorunlu olsun”, “Turizm okullarında alkollü kokteyl hazırlama dersi kaldırılsın”, “İmam hatip liselerinde Osmanlıca Türkçesi zorunlu olsun” önerileri ve genel kurulda bu konularda alınan tavsiye kararları damga vurdu.

Dokuz mizaçtan bir ya da birkaçı sizin çocuğunuzun olabilir... Sizin çocuğunuz hangisi?
Dokuz Tip Mizaç Modeli (DTMM) ile öğrencilerin mizaç yapılarına uygun olarak hangi öğrenciye nasıl bir eğitim verileceği, nasıl davranılacağı tespit edilebiliyor.

Türkiye’nin Eğitim Atlası
Türkiye’de eğitim alanında genel olarak politika üreten ve istatistik tutan, araştırmalar yapan sivil toplum kuruluşu çok az.

Dersi kırıyoruz, okulu seviyoruz
TEDMEM tarafından Türkiye’nin Eğitim Atlası çıkarıldı. Atlasa göre, en fazla devamsızlık, ders kırma, okul terki Türkiye’de yaşanıyor. Ancak, PISA mutluluk indeksinde okul memnuniyeti en yüksek çocuklar da bizim ülkemizde bulunuyor.

BAKMADAN GEÇME!