Çocuğunuzda ‘takip edilme’ hissi yaratmayın

Güncelleme Tarihi:

Çocuğunuzda ‘takip edilme’ hissi yaratmayın
Oluşturulma Tarihi: Nisan 30, 2018 09:12

Liselere giriş sınavlarına yaklaşık bir ay kaldı. Öğrenciler hazırlıklarını devam ettirirken, bazen anne babaların öğrencilerin kaygı düzeyini artıran konuşmalar yaptığı veya davranışlarda bulunduğu görülüyor. Anne babalar elbette bu dönemde çocuklarıyla yakından ilgilenmeli ancak bu, gereğinden fazla olursa çocukta ‘izleniyormuş (takip ediliyormuş)’ hissi yaratabileceği için motivasyonları düşebilir.

Haberin Devamı

Sınav bir ölçektir. Sınavın içeriği ve yapısı değişse de kişinin bir konuyla ilgili edindiği bilgiyi ölçmek amacıyla yapılıyor. Liselere giriş sınavlarına anne-babaların, “hayati bir önem taşıyor” bakış açısıyla yaklaşması çocukların sınav sürecindeki başarısını olumsuz etkileyebiliyor. Bu nedenle sınava hazırlanan çocuğunuzla ilgilenirken şunlara dikkat etmenizi öneriyoruz:

“NE İSTİYORSAN YAPTIK” DEMEYİN
- Çocuklarınızın kişisel özelliklerini ve başarılarını dikkate alarak objektif hedefler belirleyin. Her birey özeldir ve sınav sürecindeki başarıları çevresiyle karşılaştırılmamalı. Bu süreçte akranlarıyla kıyaslanma öğrencilerde değersizlik hissi oluşturabilir.

- Onların dönemsel değişimlerini gözlemleyip onunla empati kurmaya çalışın. İçinde bulunduğu dönemin gerektirdiği duygusal dalgalanmaların farkında olun.

Haberin Devamı

- Çocuğunuza karşı yüzde 100 koşulsuz sevgi ve kabulle yaklaşmalı ve kendisini değerli hissetmesini sağlamalısınız. Sınav başarısıyla sevgi arasında doğru orantı kurmamalısınız. Çocuğunuz, “Sınavda başarılı olmalıyım ki annem babam beni çok sevsin” hissine kapılmamalı.

- Onun sınav sürecinde başarısını artırmak için yaptığımız davranışlar sürekli hatırlatılmamalı. Örneğin; “Kitapsa kitap, ödülse ödül ne istiyorsan her şeyi yaptık” vb.

ABARTILI ÖDÜL VE CEZALARDAN KAÇININ
- Çocuğunuzun gösterdiği başarı veya başarısızlık durumlarına karşı anlık reaksiyonel tepkiler vermemeye özen gösterin. Sınava hazırlanma sürecinde çocuğunuzun başarısında iniş-çıkışlar olabilir. Başarının hemen ardından abartılı ödüllendirme, başarısız olduğunda cezalandırma gibi davranışlardan kaçınmak gerekiyor.

- Sözel mesajla verdiğiniz geribildirimle beden dili geribildirimi birbiriyle çelişmemeli. Örneğin; yumuşak ses tonuyla yaptığımız konuşma sert bir beden dili içermemeli.

BİREY OLDUKLARINI UNUTMAYIN
- Anne ve babanın, öğrencinin sınav sürecindeki her adımını çok yakından takip ederek konuyla gereğinden fazla ilgilenmesi, çocukta izleniyormuş (takip ediliyormuş) hissi yaratabilir ve çocuğunuzun motivasyonunu düşürebilir. Çocuklarınızla ve çevrenizle konuşmalarınızda “Biz sınavdan düşük aldık.”, “Bizim hedefimiz yüzde 5’lik dilime girmek” gibi cümleler kurmamaya özen göstermeli, onların bir birey olduğunu kabul ederek benlik gelişim süreçlerini desteklemelisiniz.

Haberin Devamı

- Çalışmayla ilgili beklentilerinizi çocuğunuza ifade ederken ne tür kaygılar oluşturabileceğini dikkate almalısınız. “Bütün gün dizi izlersen sınavı kazanamazsın”, Sürekli bilgisayarda oyun oynarsan sonuçlarına katlanırsın” tarzı cümleler çocuğunuzda kaygı ve endişelerin artmasına neden olur.

OLUMLU İLETİŞİMİ KOPARMAYIN
- Sınava dair beklentinizi çocuğunuza sözel ifadeyle iletirken yapıcı dil kullanmalısınız. Örneğin; “planlı ve programlı çalışma seni başarıya ulaştıracaktır”, “zamanı etkin kullanmayı öğrenirsen hedeflediğin okulu kazanabilirsin” gibi.

- Sınav sürecinde kendinizden verdiğiniz ödünlerde aşırıya kaçmamalısınız. Kendi yaşam kalitenizi aşağı çekmek, rutin olarak yaptıklarınızdan vazgeçmek, çocuğunuza sınavın hayati bir önem taşıdığını hissettirebilir. Çocuğunuz düşük puan aldığında olumsuz bir benlik algısı geliştirmesine ve hayal kırıklığına neden olabiliyor.

Haberin Devamı

- Bu süreçte çocuklarınızla olan olumlu iletişimi koparmamalısınız. Onların duygusal iniş-çıkışlarının farkında olmalı ve kabul edici tutum ve davranışlar sergilemelisiniz.

Gerektiği takdirde Okul PDR servislerinde hizmet veren psikolojik danışmanlardan veya psikologlardan profesyonel destek alabilirsiniz.

FİLİZ GEDİK KİMDİR?
1967 yılında İstanbul’da doğdu. Lisans eğitimini Marmara Üniversitesi Atatürk Eğitim Fakültesi Eğitim Bilimleri Bölümü Rehberlik ve Psikolojik Danışmanlık alanında 1990 yılında tamamladı. 1990 yılından beri  Milli Eğitim Bakanlığı’nda Rehber ve Psikolojik danışman olarak çalışıyor. İlk  görev yeri Yozgat Anadolu Lisesi sonra sırasıyla Şenesenevler Lisesi, Hasan Akan İlkokulu, Kadriye Faik Koparan İlkokulu’nda çalıştı. Halen Ataşehir Emlak Konut Ortaokulu’nda çalışmaya devam ediyor. Evli ve bir çocuk annesidir.

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!