Bakan Yılmaz: YÖK ve üniversitelere ayrılan kaynak 27 milyarın üzerinde

Güncelleme Tarihi:

Bakan Yılmaz: YÖK ve üniversitelere ayrılan kaynak 27 milyarın üzerinde
Oluşturulma Tarihi: Mart 24, 2018 17:08

Milli Eğitim Bakanı İsmet Yılmaz, “Nitelikli bilgi üreten ve nitelikli bilim adamlarını yetiştiren kurumlar, üniversitelerimizdir. Uluslararası alanda dikkati çekecek bir yükseköğretim sistemine sahip olmak istiyoruz. Bu nedenle de üniversitelerimize ayırdığımız kaynağı artırdık. 2018 yılında Yükseköğretim Kurulu (YÖK) ve üniversitelerimiz için 27 milyarın üzerinde bir kaynak ayırdık” dedi.

Haberin Devamı

 

Milli Eğitim Bakanı İsmet Yılmaz, Hasan Kalyoncu Üniversitesi'nde (HKÜ) Başbakan Binali Yıldırım’a fahri doktora unvanı verilmesi için düzenlenen törene katıldı. Burada konuşan Yılmaz, eğitimin Türkiye'nin bilgi ekonomisine geçişi, demokrasinin gelişmesi için de olmazsa olmaz bir unsur olduğunu belirtti. Türkiye'nin her alanda hedeflerine ulaşabilmesi ancak nitelikli bilgi üretimi ve nicelikli insan kaynağıyla mümkün olduğunu belirtti.     

Yılmaz, tam bağımsızlık için nitelikli bilgiye ve bunu ürüne dönüştürecek bilim adamlarına ihtiyaç olduğuna işaret ederek, "Nitelikli bilgi üreten ve nitelikli bilim adamlarını yetiştiren kurumlar, üniversitelerimizdir. Bilimsel ve teknolojik alanlarda gerçekleştirilecek yenilik ve başarılar, ülkemizin sürdürülebilir kalkınmasının ve sosyo-ekonomik gelişmesinin de anahtarıdır. Uluslararası alanda dikkati çekecek bir yükseköğretim sistemine sahip olmak istiyoruz. Bu nedenle de üniversitelerimize ayırdığımız kaynağı artırdık. 2018 yılında Yükseköğretim Kurulu (YÖK) ve üniversitelerimiz için 27 milyarın üzerinde bir kaynak ayırdık" diye konuştu.     

Haberin Devamı

Bunun toplam eğitim bütçesinin yüzde 20'sinden fazla olduğuna değinen Yılmaz, Türkiye'de bugün itibarıyla 112'si devlet, 68'i vakıf üniversitesi, 5'i vakıf meslek yüksekokulu olmak üzere 185 yükseköğretim kurumu bulunduğunu, buna Milli Savunma Bakanlığı'na bağlı Milli Savunma Üniversitesi’ni ile özel statüye sahip Türk-Japon Bilim ve Teknoloji Üniversitesi de eklendiğinde 187'ye çıkacağını vurguladı.     

"KIZLARIMIZIN OKULLAŞMA ORANI ERKEKLERDEN ÇOK DAHA FAZLA"    

Bakan Yılmaz, 2002 yılında yükseköğretimdeki öğrenci sayısının 1 milyon 600 binken bu rakamın bugün 7 milyonun üzerinde olduğuna işaret ederek, şunları söyledi:     

"Ülkemizde yükseköğretime erişim ve yükseköğretim okullaşma oranını istiyoruz. Bundan dolayı da yeni yeni üniversiteler kuruyoruz. 2002-2003 eğitim yılında yükseköğretimde okullaşma oranı net yüzde 14'tü, bugün yüzde 42. 2002'de kızların yükseköğretimdeki okullaşma oranı yüzde 12'ydi, erkeklerin gerisindeydi. Bugün kızların yükseköğretimdeki okullaşma oranı net yüzde 44, erkeklerin yüzde 40. Kızlarımızın okullaşma oranı erkeklerden çok daha fazladır. Yükseköğretim sistemimizde yaşanan büyüme sürecini, niteliklilik ve kalite anlamında da yaşanması için Yükseköğretim Kalite Kurulu'nu kurduk. Üniversitelerimiz bütün alanlarda faaliyet gösterirken bir alanda çalışmasıyla öne çıkmasını istiyoruz. Bir alanda ihtisaslaşmasını istiyoruz. Bu amaçla 'Misyon Farklılaşması ve İhtisaslaşma Projesi' hayata geçirildi. Bölgesel Kalkınma Odaklı Misyon Farklılaşması Projesi’nin pilot yükseköğretim kurumları Bingöl, Burdur Mehmet Akif Ersoy, Düzce, Kırşehir Ahi Evran ve Uşak üniversiteleri belirlendi. 10 üniversiteyi araştırma üniversitesi olarak belirledik. 5 üniversitemizi aday araştırma üniversitesi olarak belirledik."     

Haberin Devamı

İsmet Yılmaz, yükseköğretimde yapılan yasal değişikliklerle, Eğitim Programları Danışma Kurulu ve Meslek Yüksekokulları Koordinasyon Kurulu'nu oluşturduklarını, doktora sonrası araştırmacı istihdamını mümkün hale getirdiklerini aktararak, şöyle devam etti:     

"Devlet yükseköğretim kurumlarında 6 yıl çalışmış olana yurtiçi veya yurtdışında ücretli olarak Ar-Ge'de bir yıl izin verilebilmesine imkan tanındı. Sermaye Statüsü Şirketi'nde teknoloji transfer ofisinin kurulabilmesinin önü açıldı. Yine bilimsel araştırma projelerinde görevlendirilecek tezli yüksek lisans ve doktora öğrencilerine burs ödenmesine imkan tanındı. OSB'lerde hisseler vardı, bundan sonra meslek yüksekokulları açıldığında o öğrencilere de destek verebileceğiz. Yine öğretim üyelerinin 75 yaşına kadar üniversitelerde çalışabilmesi imkan verildi. Yardımcı doçentlikten doçentliğe geçiş süreci de değiştirildi. Bundan sonra da yükseköğretim sistemimizde kaliteyi artırmak için gereken çalışmalarımıza devam edeceğiz. Türkiye, beşeri sermayesini kendisine güç olarak dönüştürebilmeyi başarabilmiş ender ülkelerden biridir. Eğitimin nihai çıktısı milli gelirdir. Son 10 yıllık süre içerisinde OECD ülkeleri arasında milli gelirini en çok artıran ülke Türkiye'dir. Okul öncesi eğitimden yükseköğretime, eğitimin her kademesinde yatırımlar yaptık yapmaya devam ediyoruz."     

 

    

 

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!