Bakan Nabi Avcı: Türkçe’yi öğretemediğimiz için yabancı dil eğitiminde zorluk yaşıyoruz

Güncelleme Tarihi:

Bakan Nabi Avcı:  Türkçe’yi öğretemediğimiz için yabancı dil eğitiminde zorluk yaşıyoruz
Oluşturulma Tarihi: Haziran 11, 2014 12:04

Milli Eğitim Bakanı Nabi Avcı, “Öğrencilerimize anadillerinde Türkçe’yi yeterince öğretemediğimiz için yabancı dil eğitiminde zorluklar yaşıyoruz. Özellikle sosyal medyanın, dil kullanımında bir bozulmaya, yozlaşmaya yol açtığını görüyoruz. Sosyal medyanın sebep olacağı her bozulmayı, yozlaşmayı eğitimciler olarak dikkatle ve özenle takip etmeli ve bu konuda ciddi tedbirler almalıyız” dedi.

Haberin Devamı

Milli Eğitim Bakanı Nabi Avcı, Avrupa Birliği tarafından desteklenen ve okula devam oranlarının düşük olduğu 12 ilde uygulanacak “İlköğretim Kurumlarına Devam Oranının Arttırılması Projesi” nin İstanbul'da düzenlenen açılış toplantısına katıldı. Çocukların eğitime devam etmesinde öğretmenlerin ve dil eğitiminin önemli olduğunu belirten Bakan Avcı, sosyal medyada dil kullanımına da değinerek şöyle konuştu:
“Eğitimin temel merkezi okul, okulları anlamlı kılan da sınıfları ve bahçeleri dolduran çocuklar. Bu cuma çocuklarımızı yaz tatiline uğurlayacağız. Göreceğiz ki okul binaları, bahçeleri soluk olacak, önemini kaybedecek. İnsan çocukluğunun ülkesine aittir. Çocukluğumuz hayatımızın sınırlarını çiziyor. Hayatımız çocuklarla daha anlamlı hale geliyor. Onların saf ve hesapsız, coşkulu dünyaları var. Bunlara bizim de ihtiyacımız var. Buna karşılık biz büyükler durmadan onların dünyalarını sınırlamakla meşgulüz. Terbiye metotlarımızı, disiplin anlayışımızı çocukların dünyasını sıradanlaştırmak ve bir kalıba sokmak için değil, onlara bahşedilen merak, öğrenme ve keşfetme isteklerini kaybetmemek için düzenlemeliyiz. Çocukların dünyasında asık suratlı ve neşeye yer açmayan anlayış onları okulda tutamıyor. Onların gönüllü olarak güle oynaya okula gelmelerini sağlayamıyor. Bu projenin çocuklarımıza katkı sağlayacağına inanıyorum. Öğrencilerin okula devamlarını arttırmak, kendileri için düzenlenmiş eğitim süreçleri ile mümkün olabilir.

Haberin Devamı

Türkçe öğretimi gözden geçirilmeli

Uluslararası Dil Çalıştayı’nda ele alınacak dil konusu çocukların zihin ve gönül dünyalarını ifade etmeleri açısından oldukça önemli. Eğitimin en önemli konularından biri bu. Öğrencilerimize anadillerinde Türkçe’yi yeterince öğretemediğimiz için yabancı dil öğretiminde de zorluklar yaşıyoruz. Her yerde ve her fırsatta, 'çocuklara neden yabancı dil öğretemiyoruz?' sorusunun cevabını ararken buna bakmalıyız. Okullarımızdaki Türkçe öğretimini ciddiyetle gözden geçirmemiz gerekiyor, bunu yapıyoruz. Öğrencilerimiz 30 soruluk Türkçe testini doğru yanıtlıyorlar. Ama etkili birkaç cümle yazamıyor, düşüncelerini ifade edemiyorsa dikkatimizi Türkçe kullanma yöntemlerine vermeli, bunları gözden geçirmeliyiz, geçiriyoruz. Özellikle sosyal medyanın dil kullanımında bir bozulmaya, yozlaşmaya yol açtığını görüyoruz. Sosyal medyanın sebep olacağı her bozulmayı, yozlaşmayı eğitimciler olarak dikkatle ve özenle takip etmeli ve bu konuda ciddi tedbirler almalıyız. Birkaç yüz kelimeden ibaret bir Türkçe ile çocuklara hitap etmek, onları etkilemek onların ilgilerini dildeki inceliklere , benzetmelere çekmek mümkün değil. Yunus Emre’nin, Evliya Çelebi’nin Dede Korkut’un ışıltılı Türkçe’sine ihtiyacımız var. Türk edebiyatının bin yıllık birikimi hazine değerine sahip. Türkçe eğitimi bir bilim alanının içine hapsedilmemeli. Bütün öğretmenlerimizin Türkçe’yi etkili ve verimli kullanmaları ve öğrencileri de bu konuda dikkatle takip etmeli. Hayret duygusunu yitirmeyen, güzel bir çiçek, ağaç karşısında ona bakmayı, incelemeyi bilen öğrenciler ile duygularını anlatabilen, yazabilen, resme döken, tabiata, gökyüzüne aşina çocuklarımız olsun istiyoruz. Çocuklar zaten böyle ama bizim onların dünyasına uygun süreçleri inşa etmemiz gerekiyor.”

Haberin Devamı

“Verilecek teşvikler için okulları tasnif etmemiz gerekiyordu”

Oturum sonunda gazetecilerin sorularını yanıtlayan ve projenin okullaşma oranının artmasına katkıda bulunacağını belirten Milli Eğitim Bakanı Nabi Avcı okulların A,B,C,D gibi kategorilere ayrılması ile ilgili şunları söyledi:
“ Okullaşma oranında ciddi artışlar var. Son bir yılda yüzde 2-3 gibi artış oldu. Ama bunu zorunlu devamdan gönüllü devama çevirmek istiyoruz. Zorunlu devamı sağlamayı başarmış tedbirler aldık gibi görünüyor. Okul idaresinden, sınıf içi eğitime, okul mimarisinden stratejilere kadar her konuda çocuklar için okulları daha çekici hale getirmek için çalışmalara devam ediyoruz. Özel okulların sınıflandırılması konusunda yanlış anlaşılmalar olmuş. Sanki oteller gibi bir yıldızlı, 2 yıldızlı ,5 yıldızlı tasnifi yapılacakmış gibi algılandı. Bunlar doğru değil. İşin doğrusu şudur. Dershanelerin okula veya başka eğitim kurumlarına, özel okullara dönüştürülmesi sürecinde birtakım teşvikler öngörüyoruz. Bu teşviklerin hangi kurumlara hangi ölçütlerle verileceğini belirleyebilmek için onları tasnif etmemiz gerekiyordu. Dolayısıyla okullarımızı oteller gibi yıldızlamak için değil, teşviklerden yararlanacak özel okullarımızın hangi teşviklerden ne oranda yararlanabileceklerini nesnel olarak ölçebilmek için böyle bir sınıflandırmaya ihtiyacımız var. Bu öğrencilerin sınıflandırılması anlamına gelmiyor. Tam tersine okulların hangi düzeyde teşvik, hangi düzeyde destek ihtiyacı almaya hak kazanacağını belirlemek için yapılan bir çalışma. Özel okullar arasında rakabeti teşvik eder mi, evet edebilir. Asıl okulları sınıflandıracak olan onların akademik başarısı. Yani her okul akademik başarı ile diğerlerinin önünde olmakla övünebilir. Onu da nesnel kriterlere bağlamak için bu çalışmalar yapılıyor. Bunların ne zaman olacağı konusu ise bütün bunlarla birlikte yürüyen bir süreç. Şu veya bu tarih diye bir şey yok. Ama önümüzdeki yazı bu bakımdan çok yoğun geçireceğiz.”

Haberin Devamı

Önümüzde uzun bir yol var

MEB Temel Eğitim Genel Müdürü Funda Kocabıyık ise eğitim hakkına erişimin her bir çocuk için çok önemli olduğunu belirterek, Bakanlığın bu konuda yaptığı çalışmaları anlattı. Çocukların zamanında eğitim alması gerektiğine, kaliteli bir sistemin oluşmasının önemine vurgu yaptı. Kocabıyık, şunları söyledi:
“Çocukların önlerine çıkan engelleri kaldırmak hepimizin en temel görevi. Okullaşma oranı neredeyse yüzde 100’e yaklaştı. Çocukların okula erişim sorunu azaldı ama onları okulda tutma ve mezun etmede önümüzde uzun bir yol olduğunun bakanlık olarak farkındayız. MEB diploma ile mezun olacak çocuklara yönelik çalışmalarını sürdürüyor. Öğrenci izleme sistemi için çalışmalar devam ediyor. Okula gitmeyen öğrencilerin tespitinin ardından bunlara yapılacak müdahaleler belirlenecek. Proje ile çocukların dil becerilerini gelişmek için Türkçe dil planı uygulanacak. Bakanlık politikalarını, mevzuatlarını yeniden gözden geçirecek. 12 ilde pilot uygulamaları yapılacak.”

Haberin Devamı

Projenin bütçesi 3.2 milyon Euro

Avrupa Birliği Türkiye Delegasyonu Baş Katibi Javier Menendez Bonilla, 3.2 milyon Euro’luk bütçesi olan projeden umutlu olduğunu söyledi. Okul terk oranlarının yüzde 10’un altına indirilmesi gerektiğini vurguladı.

Hakkari, Şırnak, Van proje kapsamında

Türkiye’de 12 yıllık zorunlu eğitimin ilk 8 yılını kapsayan ilköğretim kurumlarında devam oranlarının arttırılması için geliştiren “İlköğretim Kurumlarına Devam Oranının Arttırılması Projesi” Avrupa Birliği finansal desteği ile Milli Eğitim Bakanlığı Temel Eğitim Genel Müdürlüğü bünyesinde yürütülüyor. 1 Ekim 2013’te başlayan ve Ekim 2015 ‘te tamamlanması planlanan projenin amacı ise ilk ve ortaokulda devamsızlık oranlarını azaltmak. İçeriği oluşturulan ve Van, Mardin, Ağrı, Hakkari, Bitlis, Siirt, Muş, Bingöl, Şanlıurfa, Diyarbakır, Batman, Şırnak olarak 12 pilot ilde gerçekleştirilecek çalışma, 120 okulda uygulamaya konulacak. Proje ile dil becerisi gelişmemiş öğrencilere destek verilecek, e-okul sistemi üzerinden öğrenci izleme sistemi 12 yıllık zorunlu eğitimi uygun hale getirilecek.
Proje kapsamında Uluslararası Dil Konferansı da bugün başladı ve 3 gün boyunca devam edecek.

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!