‘Yeni Türkiye’nin eğitimi Cumhuriyet dönemiyle hesaplaşmalı’
Güncelleme Tarihi:
Anadolu Eğitim ve Davet Gönülleri Platformu (Anadolu Platformu) Başkanı Turgay Aldemir, ‘Yeni Türkiye’nin eğitim paradigmasının, Cumhuriyet dönemi eğitim sistemiyle bir hesaplaşmaya girmek zorunda olduğunu ifade ederek, “Çünkü eğitim sistemimiz amaç, ilke ve yapı olarak Batı dünyası görüşünün eğitim ve öğretim alanındaki yöntem ve hedeflerine göre maalesef şekillendirilmiştir” dedi.
Turgay Aldemir, ‘9. Öğretmen Sempozyumu’nda yaptığı konuşmada, eğitimin süreklilik ve yenilik dengesini optimal düzeyde inşa edici bir role sahip olması gerektiğini belirterek, sürekliliğin, gelenek ve tarih, yeniliğin ise bu çağla gelecek olduğunu söyledi. ‘Yeni Türkiye’ terkibindeki ‘yeni’ sözcüğünün, geleneği ötekileştirici, dışlayıcı bir rol üstlenmemesi gerektiğini dile getiren Aldemir, “Bu ifade geleceğimizi inşa için geleneğimizi yeniden keşfetmek olarak anlaşılmalı. Yeni süreç çok özneli ve tek hakikat telakkisi merkezinden yola çıkarak ele alınmalı. Yeni Türkiye’nin eğitim paradigması, Cumhuriyet dönemi eğitim sistemiyle bir hesaplaşmaya girmek zorunda. Çünkü eğitim sistemimiz amaç, ilke ve yapı olarak Batı dünyası görüşünün eğitim ve öğretim alanındaki yöntem ve hedeflerine göre şekillendirilmiştir” diye konuştu.
Hocalar, öğrencileri içinde bulunduğumuz tarihsel sürece göre yetiştirmeli
Turgay Aldemir, bilgiyi elde etmedeki hedefin, muhakeme gücünü geliştirebilmek, bilgiyi tasnif edebilmek ve yeni bilgiler üretebilmek olduğunu belirterek, uygulanan eğitim politikalarının devletin geleceğini şekillendireceğini söyledi. Yeni dönemde “Nasıl Bir Eğitim?” sorusunun sorulması ve doğru cevabın bulması gerektiğini ifade eden Aldemir, ezberden çok, analitik, sorgulayan ve eleştiren bir eğitime geçilmesinin önemini anlattı. Öğretmenlerin farklı alanlardan faydalanması gerektiğini dile getiren Aldemir, şöyle devam etti:
“Büyük resme tevhidi bakış ve bütüncül yaklaşım atılan adımlarda belirleyici olmalı. İyi olanla, doğru olanın güzel olanda birleşmesi, bir araya gelmesi gerekir. İşte bu süreci tamamlayan, terbiyeyle talimi bir araya getiren edeptir. Üniversiteler eğitim kurumlarımıza muallim yetiştiren kilit bir role sahip. Bu milletin değerlerinin yeniden toparlandığı yerlerdir. Öğrencileri, öğretmenler, öğretmenleri de üniversitelerimiz, akademisyenlerimiz yetiştiriyor. Sağlıklı düşünen, sorgulayan, değerlerine bağlı, özgür akademisyenler yeni dönemi şekillendirecek. Kendi alanında donanımlı ama sosyal alanda da duyarlı, vicdanlı, empati yapabilen akademisyenler olmalı. Hocalarımız öncelikle içinde bulunduğumuz tarihsel sürecin neye karşılık geldiğini bilmeli, öğrencilerini ona göre yetiştirmelidirler.”