Dokuz mizaçtan bir ya da birkaçı sizin çocuğunuzun olabilir... Sizin çocuğunuz hangisi?

Güncelleme Tarihi:

Dokuz mizaçtan bir ya da birkaçı sizin çocuğunuzun olabilir...  Sizin çocuğunuz hangisi
Oluşturulma Tarihi: Kasım 03, 2014 10:05

Dokuz Tip Mizaç Modeli (DTMM) ile öğrencilerin mizaç yapılarına uygun olarak hangi öğrenciye nasıl bir eğitim verileceği, nasıl davranılacağı tespit edilebiliyor.

Haberin Devamı

Dokuz mizaçtan bir ya da birkaçı sizin çocuğunuzun olabilir...  Sizin çocuğunuz hangisi
Çocuklar, gençler, yetişkinler farklı farklı kişilik ve mizaç özelliklerine sahip. Kırılgan, içe dönük, doğal, meraklı, araştırmacı, titiz veya düzenli olabilirler. Gazi Üniversitesi Gazi Eğitim Fakültesi Sınıf Öğretmenliği Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ziya Selçuk, Türkiye Özel Okullar Birliği Derneği tarafından hizmet içi eğitim programları kapsamında düzenlenen seminerde öğretmenlere Dokuz Tip Mizaç Modeli’ni (TDMM) anlatarak, çocuklara, buna göre yaklaşmaları önerisinde bulundu. Dokuz Tip Mizaç Modeli’ni, “Öğrencilerin mizaç yapılarına uygun olarak hangi öğrenciye nasıl davranılacağının belirlenmesine yardımcı olan bir model” olarak açıklayan Selçuk, şu bilgileri verdi:

Haberin Devamı

“Herhangi bir kişilik veya yetenek testi belli sınırlılıklar taşıyor. Dokuz Tip Mizaç Modeli’nde aslında her bir mizaç tipinin kanatları var ve insan eşzamanlı olarak hem bu ana mizaç yapısını taşıyabilir hem de bir kanada kayabilir. Bu da dokuz değil, 18 olur veya 27 olur. Ama temelindeki ana faktörler dokuz tane. Bir öğretmen, öğrenci ve velinin mizacını bilirse onlara ne tür bir eğitim verebileceğini çok daha rahatlıkla tespit edip, toplumu bütün olarak ele alma şansı olur. Öğrencinin ailesi, arkadaşı, bütün sosyal faktörler bir çocuğu etkiliyor. DTMM, bu etkileri bütünsel olarak ele almamızı sağlıyor. Hemen yarın gidip okulda uygulama olanağı da var. Bazı kuramsal testler de var ama sonra nasıl uygulanacağı konusunda bilgi vermiyor, bu nedenle DTMM hemen uygulanabilir ve sonuç veriyor. Eğitim modelinin tümü için bir model teşkil ettiğinden, biz nasıl bir insan modeli yetiştirmek istiyoruz, bu araçlar nedir, sistemi nasıl daha güçlendirebiliriz, nasıl daha uyumlu toplum geliştirebiliriz hatta toplumdaki liderlerin bile mizaç yapılarından yola çıkarak ne tür davranış yapıları geliştireceklerini kestirmek mümkün.”

1 -YENİLİK VE HAZ ARAYANLAR

Haberin Devamı

- Girişken, çok hareketli, dikkati dağınık
- Çabuk ilişki kuran, çok konuşan, dağınık, düzensiz, savurgan
- Dışadönük, pratik, sıkıntıdan kaçınan
- Meraklı, tecrübe eden, kısıtlanmaktan çok rahatsız olan
- Neşeli, muzip, iyimser, gailesiz
- İnovatif, çağrışımları hızlı, çabuk sıkılan, sabırsız
- Hayalci, vizyoner, keyif ve eğlenceye düşkün

2 -SEVGİ VE İLGİ BEKLEYENLER

- Sevgi dolu, çok duygusal - çabuk etkilenen
- Samimi, sempatik - ısrarcı, tutturmacı
- Sıcakkanlı, dışadönük - alıngan
- İletişim yetenekleri güçlü - manipulatif
- Arkadaş canlısı - sitemkar
- Yardımsever, fedakar - ölçüsüzce veren

3 -BİREYSELLİK VE ÖZGÜNLÜK SEVENLER

- Sıra dışı, aykırı
- Doğal, içten, nazik, içedönük
- Empatik, duyarlı, naif, hassas
- Aşırı duygulu, romantik,
- Sanatsal, estetik bakış açısına sahip, duygularının anlaşılmasını bekleyen
- Kendini bulmaya çalışan, Kusursuzluk ve imrenen

Haberin Devamı

4 -BAŞARI VE POPÜLER İMAJCILAR

- Hedefine kilitlenen, duygularını kendisine engel yapmayan
- Yarışmacı, hırslı
- Pratik, pragmatik, kurnaz
- Adaptif, çıkarını önceleyen
- Çalışkan, üretken, dinlenmeyi ihmal eden
- Motive eden

5 -KUSURSUZLUK VE DÜZEN İSTEYENLER

- Mükemmeliyetçi, idealistve detaycı
- Olgun, prensipli, gergin, katı
- Adil, ahlakçı, sorumluluk sahibi, hata ve kusurlara tahammül etmekte zorlanan
- Titiz, düzenli, programlı, eleştiren, yargılayan
- Sistematik, tanımlayıcı, sınıflandırıcı, kategorize eden

6 -GÜÇ VE HAKİMİYET KURANLAR

- Hükmedici, otoriter, müdahaleci
- Önder, kendinden emin, sert, despot
- Kudretli, dayanıklı, zorlayıcı
- Koruyucu, cömert, tahammülsüz
- Girişimci, mücadeleci, kavgacı
- Net, dobra, cesur, öfkeli, çabuk parlayan

Haberin Devamı

7 -BİLGİ VE UZMANLAŞMA PEŞİNDEKİLER

- Gözlemci, analitik, içedönük, asosyal
- Derin meraklı, araştırmacı, kibirli
- Soyutlayıcı, kavramsallaştırıcı, mesafeli
- Objektif, duyguya uzak
- Mantık odaklı, soğuk
- Arşivci, paylaşmaktan hoşlanmayan

8 -HUZUR BULMAYA ÇALIŞANLAR

- Uyumlu, sakin, çekingen, eyleme geçmekte zorlanan
- Sabırlı, esnek, erteleyen, akışına bırakan
- Barışçıl, yumuşak, “hayır” diyemeyen, pasif-agresif
- Arabulucu, yargılamayan, rahatına fazla düşkün
- Bütünleşmeci, çatışmaktan kaçınan, yavaş hareket eden

9 -TEDBİRLİ VE KURALCILAR

- Tüm ihtimalleri gözeten, tedbirli, sorgulayan, sınayan, kötümser
- Rengini belli etmeyen, sivrilmeyen, kontrolcü
- Uyumlu, kuşkucu, endişeli
- Kurallara uymaya dikkat eden, inisiyatif almakta zorlanan
- Ketum, tutumlu, kararsız, emin olmayan
- Titiz, düzenli, hesapçı
- Otoritenin gerekliliğine inanan, bağımlı

Haberin Devamı

HANGİ ALANLARDA ETKİLİ

Eğitsel, kişisel, mesleki rehberlik ile öğrenme biçimlerini anlamada, öğretmenin öğrenciyi tanımasında, aileyi tanımada ve öğretmeni tanıyarak onunla ortak dil oluşturmada etkili.

EĞİTİMCİLERE YOL HARİTASI ÇİZER

- Sistemi bütünsel değerlendirmeyi,
- Bireysel farklılıkları yaşam boyu değişmeyen mizaç temelinde tespit etmeyi,
- Mizaç yapısının çevresel şartlarla etkileşerek nasıl bir kişilik oluşturacağını öngörmeyi,
- Sağlıklı karakter ve kişilik gelişimine destek olmak için uygun yaklaşım belirlemeyi,
- Öğrenciyi merkeze alarak, okul yönetimi, öğretmen, veli ve öğrenci arasında kurulması gereken işbirliğinin yapısal modelini ortaya koymayı,
- Mizaç yapısı üzerinden öğrencinin gelişime açık potansiyellerini tespit etmeyi,
- Potansiyellerin ortaya çıkması için çevreyi uygun şekilde düzenlemeyi,
- Olumsuzluğa açık riskleri tespit etmeyi,
- Psikopatolojileri öngörebilmeyi ve önlemeyi sağlıyor.

PANO

Burs ve öğrenim kredisi için son gün 9 Kasım

Gençlik ve Spor Bakanlığı Yüksek Öğrenim Kredi ve Yurtlar Kurumu, 2014-2015 öğretim yılı için burs ve öğrenim kredisi başvurularını almaya başladı. Buna göre ÖSYS’ye girerek ilk defa bir yükseköğretim programına kayıt yaptıran öğrencilerle, bir programa devam eden ara sınıftakiler burs ve öğrenim kredisi için başvuru yapabilecek. Başvurular 9 Kasım’a kadar YURTKUR’un “www.kyk.gov.tr” internet adresinden alınacak.

TEV yurtdışı burs başvuruları başladı

Türk Eğitim Vakfı 2015-2016 Yurtdışı YüksekLisans (Master’s Degree)burs başvuruları başladı. Adayların ABD, Fransa, İtalya, Almanya, Japonya gibi ülkelerde eğitim almak için gereken belgeleri TEV’e iletmesi gerekiyor. 2015 Mart ayı sonuna kadar devam edecek başvurularla ilgili detaylı bilgi www. tev.org.tr internet adresinde.

BUNLARI BİLİYOR MUSUNUZ?

- Milli Eğitim Bakanlığı (MEB) İnsan Kaynakları Genel Müdürü Hamza Aydoğdu, Türkiye genelinde aynı okulda 8 yılını dolduran öğretmen sayısının 125-127 bin arasında olduğunu açıkladı.
- MEB’in bu yıl ilk defa uygulamaya koyduğu ‘Örgün ve Yaygın Eğitimi Destekleme ve Yetiştirme Kursları’na kayıt yaptıran öğrencilerin devamsızlıkları velilere cep telefonu mesajı ile bildirilecek.
- Üniversitede bir derse üç kez kayıt yaptıran öğrencilerden, ilgili dönem için öngörülen katkı payı ya da öğrenim ücreti alınacak.

Dokuz mizaçtan bir ya da birkaçı sizin çocuğunuzun olabilir...  Sizin çocuğunuz hangisi
VELİ REHBERİ
5 soru 5 cevap

Çocuk istismarı

Hacettepe Üniversitesi Çocuk Gelişimi Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Zeynep Çetin, çocuk istsimarı ile ilgili soruları yanıtladı.

1) Çocuğun istismara maruz kaldığı nasıl anlaşılabilir?
-Bir çocuğun istismara maruz kaldığı belli yara izleri, yanıklar, açıklanamayan kırıklar, vücutta kesikler, morluklar, kanama, cinsel organında yabancı cisimlerin olması, genital bölgede enfeksiyon, hamilelik, uyku bozuklukları ile genel olarak anlaşılabilir. Çocuğun okuldan eve gitmek istememesi, eve gitmekten korkması gibi özellikler çocuğun istismara uğramış olma ihtimalini akla getirebilir. Ancak tüm bu bulguların derinlemesine incelenmesi ile sağlıklı bir sonuç elde edilebilir.

2) Çocuklar en çok hangi tür istismara maruz kalıyor?
-Fiziksel istismar ve ihmal en sık görülenlerden. Özellikle dayak gibi geleneksel disiplin yöntemi konusundaki inançlardan dolayı fiziksel istismarla fazlasıyla karşılaşılıyor. Bununla birlikte duygusal yönden destek alamayan, çocuklarına bakacak kimseleri olmayan anne-babalar tarafından şiddet uygulanabiliyor. İhmal, çocuğun temel ve bakım ihtiyaçlarının anne-baba veya onlara bakan tarafından karşılanmaması olarak tanımlanabilir. Sevgi yoksunluğu gibi duygusal ve cinsel istismar da en fazla görülen durumlardan.

3) Çocuk istismarının en fazla görüldüğü yaş grubu nedir?
-Yapılan araştırmalara göre istismara uğrayan çocukların yüzde 70’i okul öncesi grubundan, yüzde 30’u ergenlik evresindekilerden oluşuyor.

4) Cinsel istismara maruz kalan çocuklar bu durumdan nasıl etkileniyor?
-Cinsel istismara uğramış çocuklarda gözlenen duygusal etkiler, utanç, suçluluk, korku, kaygı, şaşkınlık, çaresizlik, güvensizlik, aşağılık duygusu, değersizlik, öfke, kin oluyor. Utanan bir çocuk, bu duyguyu saklamaya çalışıyor. Aile üyeleri veya arkadaşlarıyla samimi olmaktan kaçınıyor. Çocuk bu sırrını korumak için yakınlıktan uzak duruyor. İletişim kurmuyor, sessiz oluyor. Bebeklik döneminde cinsel organı ile oynama,
uyku bozuklukları görülebiliyor. 2-4 yaşlarında cinsel eylemlerin diğer çocuklarla veya bebeklerle taklit edilmesi, tuvalet eğitiminde bozulmalar gibi etkileri gözleniyor. 4-6 yaş aralığında yetişkinlerden korkma, cinsel organları gösterme veya organla fiziksel uğraş, 7-12 yaş grubunda ise okul başarısında düşme, yetişkinlerden korkma, travma sonrası stres bozukluğu belirtileri görülüyor. Ergenler ise kendilerine zarar verebiliyor, ilaç ve alkole yöneliyor, uygunsuz cinsel davranışlar sergiliyor. Okuldan ve evden kaçma, yalan söyleme, çalma ve saldırgan davranışlar da olabiliyor. Ayrıca istismara uğramış bazı çocuklar okulu daha güvenli bulduğu için burada daha çok
başarı gösterebiliyor.

5) Böyle bir durumda anne -babaya düşen görevler neler?
-Çocuğun travmadan sonra tek ihtiyacı korkularının giderilmesi oluyor. Öncelikle istismara uğrayan mağdurun güvenini kazanmak gerekiyor. Ailenin, yetişkinlerin ve ilgililerin olaydan sonra çocuğun yanında olmaları önemli. Ortaya çıkan bu durumun onun suçu olmadığı anlatılmalı. Çocuk ve ergenlere karşı cezalandırıcı tutumlar sergilenmemeli.

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!