Veriye dayalı politikalar geliştirebilmek
Güncelleme Tarihi:
OECD tarafından geliştirilen PISA dünyadaki en kapsamlı bilgi ve beceri ölçme değerlendirme sistemlerinden birisi. Her 3 yılda bir dünya ekonomisinin yüzde 90’ını temsil eden ülke ve ekonomiler eğitim sistemlerini bu uluslararası teste tabi tutuyor. 15 yaş grubu öğrencilerin katıldığı ve ilk olarak 2000 yılında başlayan PISA’ya Türkiye 2003 yılından beri katılıyor.
PISA’nın en önemli faydalarından biri, sonuçlar kamuoyuna açıklandığında tüm dünyada eğitimi bir numaralı gündem maddesi yapmasıdır. Karar vericiler, medya ve aileler ülkelerindeki okulların öğrencileri modern dünyaya ne derece hazırladığı sorusuna PISA verileriyle yanıt ararlar. Pek çok ülke eğitim politikalarını belirlerken PISA verilerini temel aldığı için, bazı akademisyen ve eğitimci tarafından eleştirilmeye başlandı. Hatta bu sene 2012 PISA sonuçları açıklandığında, bir grup akademisyen, veli ve eğitimci, OECD’nin bir süre bu sınavı yapmaya ara vermesine yönelik Amerika ve İngiltere’de tam sayfa gazete ilanları verdi.
PISA soruları ve elde edilen sonuçların analizleri ölçme ve değerlendirme bilimi açısından eleştirilebilse de, PISA sonuçları yıllar itibarıyla verilerin düzenli olarak temin edilmesi, eğitim sistemlerinin almış olduğu mesafeyi görmek ve yıllar içinde yapılan reformların etkisini ölçmek için önemli bir fırsat sunuyor. Eğitimle ilgili herkesin bir inancı, bir görüşü vardır elbette. Ancak veriye dayalı hareket etmeden, tutarlı, etkin ve etkili politikalar üretmek mümkün değil.
PISA sonuçları her sene birkaç ciltlik rapor halinde yayınlanıyor. Akademisyen ve uzmanların dışında bu kadar detaylı verinin olduğu raporları okumak ve yorumlamak, eğitime ilgi duyan veliler ve vatandaşlar tarafından çok da kolay olmuyor. Bu sebeple OECD, PISA verilerinden çıkan bazı ana başlıklar ile ilgili politika geliştirmeye yardımcı olacak aylık, kısa bir değerlendirme serisi çıkarmaya başladı: PISA in Focus.
Bahçeşehir Üniversitesi Eğitim Bilimleri Enstitüsü olarak, PISA’nın bir ürünü olan PISA in Focus serisinin Türkçe’ye çevirisini resmi olarak üstlenmiş bulunuyoruz. Dünyanın pek çok ülkesinde ses getiren bu sınavdan elde edilen bazı önemli verilerin, Türkiye’de de kamuoyu tarafından tartışılmasını ve eğitim politikaları geliştirilirken kısmen de olsa dikkate alınmasını çok isteriz. Bu önemli yayının daha geniş kitlelere ulaşabilmesi için Hürriyet’in desteğini aldık. Artık bu önemli seri, her ay Hürriyet Eğitim’de.
Serinin bu sayısı matematik öğrenme ve öğrencilerin farklı seviye ve okul türlerine göre gruplandırılmaları arasındaki ilişkiye yönelik.