Özel Okullar Birliği Sempozyumu

Güncelleme Tarihi:

Özel Okullar Birliği Sempozyumu
Oluşturulma Tarihi: Şubat 01, 2014 16:04

Türkiye Özel Okullar Birliği Derneği hemen her yıl Türkiye ve dünyadan uluslararası bilim adamları ve uzmanları toplayarak bir konu belirleyip, eğitimcilere o konuda yeni ufuklar açıyor.

Haberin Devamı

Artık gelenekselleşen Antalya sempozyumlarının bu yıl yapılan 13’üncüsünde ise konu farklı eğitim ve öğretim modelleri oldu. Uluslararası Bakalorya’dan Montessorie eğitimine, Waldorf School’dan Reggio Emilia yaklaşımına kadar birçok eğitim modeli uzmanlar tarafından eğitimcilere aktarıldı.
Milli Eğitim Bakanı Nabi Avcı’nın da katıldığı, hatta özel okullara kitap müjdesini verdiği sempozyum tam üç gün sürdü. Yıllardır her toplantısına katılırım. Ama ilk kez bu kadar kalabalık gördüm. Ya yapıldığı otel Mardan Palace, ya da konu eğitimcilerin ilgisini çekmiş olmalı ki 1000’i aşkın konuk sempozyumda yer aldı.
Üç gün boyunca süren konferanslar, eşzamanlı sunumlar, panellere özel okul patronlarından, yöneticilerinden ilgi büyüktü. Bu yıl ilk kez dershanelerin de çok ilgi gösterdiğini söyleyebilirim. TÖDER Başkan Yardımcısı İbrahim Taşel, ÖZ-DE-BİR Başkanı Faruk Köprülü ilk gözüme çarpanlar arasında yer aldı.
Yeni okul açmak isteyen, okullarına yenilerini ekleyenler hem bu toplantılarda eğitimde konuşulanları takip ediyor, hem de eğitim dünyasında neler olup bittiğini öğreniyor. Milli Eğitim Bakanlığı bürokratları, özel eğitim kurumlarını temsil eden dernek başkanları, akademisyenler ve öğretmenler üç gün boyunca farklı alanlarda konuşmacıları dinleyerek eğitim metodları konusunda son günlerde konuşulanları uzmanlardan dinlediler.

Haberin Devamı

2D eğitim öldü yaşasın 3D eğitim

Toplantıların ilk gününde kuşkusuz en ilginç konuşmacılardan biri yazar eğitimci Jeff States oldu. “2 D eğitim öldü, yaşasın 3D eğitim” başlıklı konuşmasında kurumların denge arayışları üzerine fikirler verdi.
Jeff States’in konuşmasından önemli bölümler şöyle:
* Hepimiz 2 boyutlu okullarda okuduk. Yeteneklerimiz ve tutkularımız nedeniyle değil, sevmediğimiz dersleri çalıştığımız için diploma aldık. Sonra da 2 boyutlu işlerde çalıştık. Yeteneklerimiz ve isteklerimiz doğrultusunda değil, bizden istenenleri yaptık.
* İki boyutlu okulların çok olumsuz sonuçları oldu. Yetenekli öğrenciler ve yetenekli öğretmenler tutkusuz koyunlar haline geldi.
* 2 boyut yetenek kaybı dönemidir. 3 boyut beyinle, beyni kullanmakla başlar.
İnsanların ne yetenekleri olduğunu bilemezsiniz çünkü bunlar aslında beyinde gizlidir. Bu bir evrim zamanı değil devrim zamanıdır.
* Çocukluğu gençliği televizyon karşısında geçmiş 50-60 yaşlarındaki insanların eğitim sistemleri tasarlaması çok komik.
* Öğrencilerin, elektronik cihazlarını okula getirmesine izin vermelisiniz bu gerçeği kabul etmelisiniz. Teknolojiyi ancak çocuklar gibi kullanabilirsek ondan yararlanabiliriz. Tarihte ilk kez çocuklar ve gençler bilgiye erişimde bizden çok daha iyiler. 2D eğitimin yok olacağını yakında göreceğiz ve okullarda, çalışma hayatında 3D’ye geçmeliyiz.
* Okul kültürünü değiştirmek lazım ama çok zor. Okullar diplomasız olmalı, diploma yerine çocuklara yetkinlik belgesi verilmeli. Çalışma hayatında iş tanımından vazgeçilmeli. Öğretmene, “Sen sadece öğreteceksin başka bir şey yapamazsın” denilmemeli, sınırlar, çitler konulmamalı.
* Emeklilik diye bir şey olmamalı. Bütün hayat çalışmak ve öğrenmek arasında bir denge oluşturarak geçmeli.


Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!