YÖK Başkanı Çetinsaya: Protestoları anlamlı buluyorum

Güncelleme Tarihi:

YÖK Başkanı Çetinsaya: Protestoları anlamlı buluyorum
Oluşturulma Tarihi: Kasım 06, 2013 17:42

YÖK Başkanı Gökhan Çetinsaya şiddet içermedikçe her türlü eleştirinin normal olduğunu belirterek “Bugün YÖK’ü protesto eden arkadaşların protestosunu anlamlı buluyorum. YÖK’ün geçmişini savunamayız” diye konuştu.

Haberin Devamı

Yükseköğretim Kurulu (YÖK) Başkanı Prof. Dr. Gökhan Çetinsaya, özel bir televizyon programında kurum olarak yaptıkları '6 Kasım Açıklaması' ve 'Akademik Özgürlükler Bildirisi'ne yönelik soruları cevapladı. Çetinsaya, şiddet içermedikçe demokratik teamüller içinde her türlü eleştirinin normal olduğunu anlatarak şöyle konuştu:

“Bu türlü eleştiriler olmazsa olmazdır. Bugün YÖK’ü protesto eden arkadaşların protestosunu anlamlı buluyorum. YÖK’ün geçmişini savunamayız. Ama bunları artık nostaljik buluyorum. Bugünün sorunlarını çözmek için hep birlikte düşünmemiz ve kafa yormamız lazım”

4 milyon uluslararası öğrenciden sadece 40 binini kabul ediyoruz

Üniversitelerde yurt meselesinin önemli olduğuna değinen Çetinsaya şunları dile getirdi:

“5 milyona ulaşan bir alan için mutlaka yurt sorunu çözülmeli. Yurt konusunda ülke genelinde önemli çalışmalar yapılıyor. Bu çalışmalar daha da hızlanmalı. Yabancı öğrenci politikası ile yurt politikasını gözden geçirmeliyiz. Dünya genelinde 4 milyon uluslararası öğrenciden 40 binini kabul edebiliyoruz. Bunu 140 bine çıkarmaya çalışıyoruz. Yurt meselesi bu öğrenciler için sorun.”

Haberin Devamı

Üniversite sayısı 175’e yükseldi

Bugün 175 üniversite, 5 milyona yakın öğrenci ve 130 bin öğretim elemanı bulunduğunu belirten Yükseköğretim Kurulu (YÖK) Başkanı Gökhan Çetinsaya şöyle devam etti:

“Sayı büyümüş durumda. Bunun planlaması ve koordinasyonu ile kalite denetimi yapılmalı. Kamu kaynaklarının boş yere kullanılması ve ülkemizin yarınlarının dünya ile paralel planlanması için bu koordinasyon sağlanmalı. Mevzuat ve kurumsal yapısı dönüştürülsün ama çağdaş ülkelerdeki gibi bir koordinasyon merkezine ihtiyaç var.”

Yükseköğretim Kurulu (YÖK) Başkanı Gökhan Çetinsaya, özel bir televizyon programında kurum olarak yaptıkları '6 Kasım Açıklaması' ve 'Akademik Özgürlükler Bildirisi'ne yönelik soruları cevapladı. YÖK’ün kurucularının kurumu ilk kurduklarında bir koordinasyon birimi olarak hayal ettiklerini anlatan Çetinsaya, şunları dile getirdi:

“12 Eylül ortamı ve sonrası başka araçlara dönüşmüş. YÖK kurulduğunda ülkemizde 27 üniversite vardı. Bugün 175 üniversite, 5 milyona yakın öğrenci ve 130 bin öğretim elemanı var. Sayı büyümüş durumda, bunun planlaması ve koordinasyonu ile kalite denetimi yapılmalı. Kamu kaynaklarının boş yere kullanılması ve ülkemizin yarınlarının dünya ile paralel planlanması için bu koordinasyon sağlanmalı. Mevzuat ve kurumsal yapısı dönüştürülsün ama çağdaş ülkelerdeki gibi bir koordinasyon merkezine ihtiyaç var.”

Haberin Devamı

YÖK olarak bugün 9 maddelik akademik özgürlük bildirisi yayımladıklarını anlatan Çetinsaya, şunları söyledi:
“Akademik özgürlükler bizim olmazsa olmaz kavramlarımızdan. Medeniyetlerin ilerlemesi akademik özgürlüklerle çok yakından alakalı. Sosyal, siyasi ve iktisadi meselelerin tartışılacağı yerler üniversiteler. Çözüm sürecinde doğu ve güneydoğu illerinde bir dizi ziyaret gerçekleştirdim. Bu ziyaretlerimde bunları dile getirdim. Geçmiş siyasi kültür, YÖK’ün imajını harap eden siyasi olaylar bugün kafalarda soru işareti yaratıyor. Bugün üniversitelerin buna hazır olduğunu düşünüyorum, olmasa bile kendini hazırlamalı.”

'Öğretim üyelerinin araştırma yapmaları için gerekli şartlara var mı?' biçiminde soruya Çetinsaya, şu cevabı verdi:
“Fiziki olarak iftihar edici bir durumdayız. Fonlar olarak ve laboratuvar altyapısı olarak iyiyiz. Buna fiziki imkanları da ekleyebiliriz. Özlük hakları meselesi konusunda dezavantajlı konumdayız. Akademik personelin özlük hakları dünyaya göre kıyaslanınca iyi durumda değil. En parlak beyinleri akademiye çekemiyoruz. Üniversitelerdeki kadroyu dolduramıyoruz. 2023 hedeflerine doğru yürüyeceksek en parlak beyinleri akademiye çekmeliyiz. Akademik özgürlük olmazsa olmazdır. Fiziki imkanlar, özlük hakları ve fikir özgürlüklerinin tartışıldığı zeminde Türkiye’nin yarınlarına umutla bakabiliriz.”

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!