Üniversiteler hep şehirli oldu

Güncelleme Tarihi:

Üniversiteler hep şehirli oldu
Oluşturulma Tarihi: Ekim 05, 2013 11:12

Üniversite demek sadece diploma yada akademik becerilerin gelişmesi demek değil. Üniversiteler, tarih boyunca hem doğu hem de batı medeniyetlerinde şehirli bir kurum oldular. Ne güzel ki artık Türkiye’nin her şehrinde bir hatta birden fazla üniversite var. Kuşkusuz tüm bu şehirler aynı değil. Ancak, şehir üniversite etkileşimiyle kısa sürede farklar azalacak.

Haberin Devamı

Büyükşehir bir belediye statüsü olarak, nüfusa bağlı bir tanım. Doğal olarak büyükşehirler arasında da farklar var. Ben şehirliliği, şehir olmayı şehrin nüfusu ya da diğer büyüklüklerinden farklı görüyorum. Bugün Anadolu’da çok güçlü şehir kimlikleri var. Şehriler arasındaki olanaklar hemen her geçen gün birbirine benziyor. Bu benzemeler alışveriş merkezleriyle sınırlı kalıyor gibi görünmekle birlikte, yavaş yavaş da olsa şehrin insanlara sunduğu fırsatların artmasıyla farklılaşıyor.

İstanbul tüm şehirlerden farklı bir megapol. O’nu ayırmak gerekiyor. Üniversite öğrencileri için avantaj kadar dezavantajlara da sahip olan bir megapol. Artık eski Türk filmlerinde gördüğümüz Haydarpaşa Garı’ndaki şaşkın ve mahcup bir göç söz konusu değil. İletişim teknolojilerindeki muazzam gelişmeler her yeri ve herkesi yakın kılıyor, tanıdık kılıyor.

Haberin Devamı

Başa dönersek şehirli olmanın en önemli göstergeleri arasında dışa açıklık var. Hayatla farklı temas alanlarında buluşma var. Kültürü, sanatı, sporu daha yaygın ve derinlikli yaşama var. Üniversiteli olmakla şehirli olmak arasında büyük benzerlikler var.

Büyükşehirlerde ama hemen tüm üniversite kampüslerin de benzer imkanlara sahibiz. Bu durumda kültüre, sanata, arkadaşlığa, hayata temas noktalarını arttırmak gereğinin yerine getirilmesi şart.

Ben bugünün gençliğine çok güveniyorum. Doğruyla yanlışı ayırt etme konusunda, geleceğe doğru kendilerini hazırlama yolunda müthiş bir özgüvene sahipler. Dolayısıyla üniversite öğrencisine bir şeyler önerirken dikkatli olmak gerekir. Çünkü karşımızda yetişkin bireyler var. Vaaz verir gibi konuşmayı bir hoca olarak kendime yakıştıramam.

Artık öğrenme sınıflarla sınırlı değil

Ama yine de bir şeyler söylemek gerekiyor. Öncelikle öğrenme artık sınıflarla sınırlı bir olgu değil. Kitapların yanında yeni nesil öğrenme araçlarını, hayatın içinde kendinizi geliştirme imkanlarınızı zorlamanız gerekiyor. İletişim ve ulaşım teknolojilerindeki gelişmeler, küresel dünyanın gerekleriyle birlikte yeni bir dünyanın kapılarını açıyor. Türkiye ile sınırlı bir ufuk değil, dünyayı hedefleyen bir iddiaya sahip olmanızı bekliyoruz.

Haberin Devamı

Öğrenme, durağan edilgen bir kavram olamaz. Hele bugünün dünyasının gerektirdiği şartlar açısından çok daha etkin olmaları gerekiyor. Anadolu Üniversitesi’nde kültürel etkinliklere katılım kredilendirilmiş bir derstir. Bu ders bir anlamda sınıf dışı etkinlikleri de öğrenmenin içine katma gayretimizin ve onları teşvik etme çabamızın sonucu olarak ortaya çıktı. Bunun dışında internetin müthiş imkanlarıyla kendinizi geliştirmenin çok boyutlu yollarını aramanız gerekiyor. Bazen bu olanağın kendi öğrenciliğimde olması durumunda nelerin değişeceğini düşünüyorum da hayıflanıyorum.

Üniversiteli olmak bir meslek sahibi olmakla eşanlamlı hale geliyor. Oysa üniversiteli olmak aynı şehirli olmak gibi çok daha geniş ve çok boyutlu yaşam biçimi. Bu yaşam biçiminde farklılıkları anlamak, sanattan, kültürden hayata dair estetiğin her alanından keyif almak var. Bunun için de “karşılaşmanız” gerekiyor. Tanımak, tartışmak, farkına varmak gerekiyor. Böylece hayata ve zamanın ruhuna yaklaşacaksınız.

Haberin Devamı

Darlaştırılmış bir bilimsel merak tehlikeli

Bir dönem disiplinlerarasılık çok söz ettiğimiz bir olguydu. Ben artık bilimlerarasılık deyimini kullanıyorum. İnsanı, toplumu, zamanı, hayatı anlamak konusunda çok yönlü bilim dallarıyla temas etmek şart. Üniversitelerin ilk yıllarında temel bilimlere yönelik kazanımlara öncelik verilir. Zaman zaman öğrencilerin kendi alanlarıyla ilgili olmayan dersleri önemsemediklerine tanık oluyorum. Darlaştırılmış, sığlaştırılmış bir bilimsel merak çok tehlikeli.

Araştıran, anlamaya çalışan, analitik becerileri yüksek birer insan olarak zihinsel merakınızı farklı alanlarla zenginleştirme gayreti içinde olmalısınız. Artık her bölümde yan dal, ana dal olanakları var. Mesleklerinizle doğrudan ilgili olmayan alanlarla da ilgilenebilirsiniz. Merakınızı, yaratıcı enerjilerinizi arttırmalısınız.

Haberin Devamı

Uzmanlaşmanın getirdiği sıkıntılar sonraki hayatınızda karşınıza çıkacak. Bugünün insanı çok yönlü meraklara ve ilgilere sahip insandır. Kuşkusuz üst sınıflarda daha çok kendi alanlarınızla ilgileneceksiniz. Burada yoğunlaşma ve temel bilimlerle ilişkilendirme içinde daha zengin bir perspektife sahip olmaya öncelik vermelisiniz.

Üniversiteli olmak konusunda birinci öncelik yetişkin tavrıdır. Olayları daha nesnel, daha akılcı değerlendirmedir. Empati becerisi yüksek insan olmaktır. Bunun için de özgürlükçü, önyargılardan uzak bir insan olma çabası gerekiyor.

Kendinizi tanıma konusunda gerçekçi bir öz değerlendirme yapmalısınız. Dünyaya açık ve etkileşim içinde olmanız önem kazanıyor. Kuşkusuz kültürel ve sanatsal ilgilerinizle, akademik kazanımlarınız arasında doğru köprüler atmaya özen göstermelisiniz.

Haberin Devamı

Hayatın içinde, hayatla temas halinde öğrenmeyi, gelişmeyi düstur edinin. Bu çabalar içinde olan bir insan öğrenmekten keyif alan, meraklarını çoğaltan insandır. Bu da benim için iyi üniversitelinin tanımını oluşturur.

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!