130 yıllık okulun 101 yaşındaki efsane hocası

Güncelleme Tarihi:

130 yıllık okulun 101 yaşındaki efsane hocası
Oluşturulma Tarihi: Şubat 16, 2019 13:14

HAYDAR Göfer, 101 yaşını 12 Şubat’ta, bir zamanlar öğretmenlik yaptığı Türkiye’nin en köklü eğitim kurumlarından 130 yıllık Tarsus Amerikan Koleji’nde (TAC) eski mezunlarıyla kutladı.

Haberin Devamı

Efsane hocayı görmeye sadece Türkiye’nin değil, dünyanın dört bir yanından öğrencileri geldi. Asırlık çınar için düzenlenen doğum gününde dostluklar, arkadaşlıklar tazelenirken muhabbetler, şakalar, espriler, taşlamalar ve doyasıya ‘mavra’ yaşandı. 80’li yaşlardaki öğrencileri bile o gün efsane hocayı yalnız bırakmadı.

Türkiye ve dünyada birçok iş insanı, politikacı, üst düzey yönetici, akademisyen, sanatçı, gazeteci ve yazar yetiştiren efsane edebiyat öğretmeni Haydar Göfer, 13 Şubat’ta da okulun öğrencileriyle buluştu. Öğrencilerle edebiyat hakkında sohbet eden ve eski okul anılarını anlatan unutulmaz hoca hayat dersi de verdi: “Başarılı olmamın arkasında en başta öğrencilerime evlat sevgisi geliyor.”

TARSUS’A UZUN BİR TREN YOLCULUĞU

130 yıllık okulun 101 yaşındaki efsane hocası

Haberin Devamı

1919’da İstanbul’da doğan Göfer, İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi’nden mezun olduktan sonra bir süre öğretmenlik yaptı. 1948’de bir gazete ilanında görüp telefonla başvurduğu Tarsus Amerikan Koleji’ne edebiyat öğretmeni olarak atandı. Uzun bir tren yolculuğu sonunda geldiği garda kolejin öğretmen ve öğrencileri tarafından karşılandı. O günden sonra Tarsus’tan hiç kopmadı. 1975’te kolejden emekli oldu ancak 101 yaşına kadar tiyatro topluluğunun ve fotoğraf kulüplerinin sorumluluğunu aralıksız sürdürdü, okula hep gitti.

ABİ, BABA, ARKADAŞ GİBİ BİR HOCA

130 yıllık okulun 101 yaşındaki efsane hocası

Başından eksik etmediği şapkasıyla hep gülümseyen Haydar Göfer, aslında bir öğretmenden çok daha ötesi. Binlerce genci yönlendiren Göfer, bazen bir abi, bazen bir baba, bazen de her türlü sorunun paylaşılabildiği bir arkadaş olarak yüzlerce hayata dokunan bir bilge çınar. Haydar Hoca’nın mezun ettiği öğrenciler arasında kendi alanına damga vuran birçok isim var. Öğrencilerinin “Hamurumuzu yoğuran, bizi şekillendiren kişisiniz” dediği Haydar Göfer’i ‘efsane hoca’ yapan en önemli özelliklerinden biri de ders anlatım tarzı. En derin edebiyat konularında araya hayat tecrübelerini sıkıştıran, estetikten Yunan tarihine doğru yolculuğa çıkaran hocanın okuduğu rubai ve beyitler, öğrencilerini edebiyat tiryakisi yapmış.

Haberin Devamı

MAVRA YAPAR TAHTAYA KALDIRMAZ
Haydar Göfer, kendisini ‘mavracı’ olarak tanımlıyor:
“Örneklerle, öğrencileri sıkmadan dersi anlatırdım. Tatlı tatlı, yumuşak, sıkmadan öğretirim. En ağır metni bile çocuğun anlayacağı şekle getirip, yarı ciddi yarı yumuşakça, onları sıkmadan anlatırım. Ben öğrencilerimi hem sevdim hem de saydım. Çünkü onlara çocuk diye bakmadım.”

Geçici görevleri dahil toplam 34-35 yıl öğretmenlik yapan Haydar Hoca, çocuklarını tahtaya kaldırmayan bir öğretmen: “Hiçbir öğrencimi tahtaya kaldırmadım. Sorularıma hep yerlerinde cevap vermelerini istedim. Zira çok iyi bilen çocuğun bile tahtaya kalktığında bildiğini unuttuğunu gördüm. Herkesin karakterinin farklı olduğunu bilirim. O yüzden tahtaya öğrenci kaldırmazdım.”

Haberin Devamı

ONA SAYGIMIZ SONSUZ
Sağlık ve Eğitim Vakfı (SEV) Genel Müdürü Binnur Karademir:
“Mezunlarımız dünyanın neresinde, hangi yaşta ve konumda olursa olsun birbirlerinden, okullarından ve vakfımızdan kopmazlar. Bir bölümü halen gönüllü olarak vakfımıza, okullara destek vermeye devam ediyor. Bu geleneğin ve ruhun bugüne kadar taşınmasında öğretmenlerimizin payı da çok büyük. İşte bu emektar öğretmenlerimizden biri de bu yıl 101’inci yaşını kutladığımız Haydar Göfer Hocamız. 1948’de Tarsus’un tarihi kampusuna girmiş ve öğrencilerimizin yolunu aydınlatmış. Ona saygımız sonsuz.”

UZUN HAYATIN İKİ SIRRI 
“Hatıralarım hep kafamda, tek üzüldüğüm nokta iki senedir gözlerim iyi göremediği için okuyamıyorum. Boş adamım, hayaller kuruyorum. Hayatım boyunca hep yürüdüm, uzun yılların ve sağlıklı olmamın en önemli nedenlerinden biri bu. Diğeri de aşırı yememek. Sofraya oturduğumda aşırıya kaçmadan yemek yedim. Çünkü, İkinci Dünya Harbi’nde et yok, her şey pahalı, gençliğimin en faal zamanlarıydı, ama herşeyi az yemeye alıştım.”

Haberin Devamı

ÖĞRENCİLERİN MEKTUPLARI KİTAP OLDU
- Haydar Göfer’in mezun ettiği ve 'En büyük servetim' dediği öğrencilerinden yıllar boyunca aldığı mektuplardan oluşan ‘Sevgili Hocam-Bir Öğretmene Mektuplar’ adlı bir de kitabı bulunuyor. 2016 yılında aramızdan ayrılan TAC mezunu gazeteci Mete Akyol’un araştırmasıyla toparlanan kitabın birinci sayfası 1953 yılında, son sayfası 1985 yılında yazılmış ve 60 ayrı kişi tarafından kaleme alınmış. Tarsus’un ‘Tonton Amca’sı, uzun yıllar birlikte olduğu okuluna ve öğrencilerine yakın olabilmek için Tarsus’ta yaşamaya devam ediyor. Türkiye’nin ve dünyanın dört bir yanına dağılmış öğrencileriyle bir araya geliyor, onlara tecrübelerini aktarıyor, gerektiğinde de ‘kulaklarını çekiyor’.

Haberin Devamı

ÖĞRETMENLİK BİR SANATTIR
- “Sınıfta öğrencilerime ‘evlat’ diye hitap ederim, onlar da bana teslim edilmiş evlat. 14-15 yaşlarında liseye gelirlerdi, onlar benim evladımdı. Anası babası yok yanlarında. Analığı da babalığı da benim yapmam lazım. İyi bir öğretmen mutlaka çok okumalı. Öğretmenlik aslında ulvi bir meslek, sonra da zevkli bir sanat. Nasıl sanatçıların seslerini duymak için onları dinlemeyi biliyorsak, öğrenciler de bizi dinlemek, söylediklerimizi takip etmek için karşımıza geliyor. Hemen hemen aynı heyecanı yaşıyoruz.”

ATATÜRK’ÜN BİZE BAKTIĞI AN
- “Atatürk’ü üç kez gördüm. İkisi Ankara’da Cumhuriyet Bayramı’nda halkı selamlarken. Ama en önemlisi 1938’de sınıf arkadaşlarımla Paşabahçe’ye giderken arabada eğilmiş bize bakarken karşılaştığım andı. Hiç o gözleri, bakışı unutamadım.”

BAKMADAN GEÇME!