Ege'de barış kültürüne doğru

Güncelleme Tarihi:

Egede barış kültürüne doğru
Oluşturulma Tarihi: Mayıs 17, 1998 00:00

Haberin Devamı

Türkiye ile Yunanistan arasındaki gerginliğe çözüm arayan iki ülkenin aydınları, Paris'te buluştu. Bu buluşmanın üç mimarı var. UNESCO Direktörü Federico Mayor, İyiniyet Büyükelçisi sanatçı Zülfü Livaneli ve ünlü Yunan asıllı sinema yönetmeni Costas Gavras. Nur Batur, Costa Gavras ile konuştu.

Ünü Avrupa Kıtası'ndan Amerika'ya kadar uzanmış, Dustin Hoffmann gibi aktörleri yönetmiş bir usta... 60 yaşlarında ama hâlâ 50'lerini yaşıyor gibi yakışıklı, sade ve son derece mütevazı. Sıcaklığı ve sevecenliğiyle bir Akdenizli... Duygusallıktan uzak, akılcı yaklaşımıyla ise Batı Avrupalı. Gavras'la Paris'te UNESCO'nun organize ettiği Türk- Yunan Gazeteciler Konferansı'nda birlikteydik. Ege'de barış için çalışıyor Gavras. Tarihin esiri olmayan bir Yunanlı, bir Fransız, bir Avrupalı olarak...

400 yıl birlikte yaşadık, bir çok ortak değere sahibiz, ama neden bir türlü dost olamıyoruz sizce?

- Bence öncelikle birbirimizi kabul etmemiz gerekiyor. Olayın Yunanlılar açısından psikolojik bir yanı var. Haritaya bakınca 65 milyonluk kocaman bir Türkiye görüyoruz. Yunanistan ise 10 milyonluk küçük bir ülke. Kendisini güvende hissetmiyor.

1995'te AB'nin bir kamuoyu yoklaması Yunan halkının yüzde 88'inin Türkler'den hoşlanmadığını gösterdi. Türkiye'de ise Yunanlılar'dan hoşlanmayanların oranı sadece yüzde 24. Bu ürkütücü tabloda, Papandreu'nun büyük rolü yok mu?

- Papandreu döneminde milliyetçilik şiddetle işlendi, ama bence sorun Kıbrıs Eğer açık ve samimi olarak konuşursak, çözüm yolları bulmak kolaylaşır. Evet, savaşsak da sonunda barış yapmayacak mıyız?

- Tabii... Herkes üzerimize çullanacak. Savaşı durduracaklar, ama birkaç saat bile felaket olacak. Nefretler daha da derinleşecek, bakın benim babam Sakarya'da savaşmıştı. Üç yıl kaldı Türkiye'de. Türkçe konuşurdu. Ne zaman savaştan söz açılsa, 'Niye bizi Sararyus'a (Sakarya) gönderdiler?' derdi. Tüm arkadaşları orada ölmüşler. Bizans İmparatorluğu'nu yeniden kurmak gibi aptalca bir fikir uğruna binlerce insan öldü. Anadolu'daki Rumlar Türklerle mutlu yaşıyorlardı. Ama savaştan sonra büyük bir trajedi yaşandı.

Ben Yunanlıların tarihin esiri olduğunu hissediyorum.

- Kesinlikle... Öncelikle tarih kitapları değiştirilmeli. Türkiye'ye ilk gittiğim zaman ben de Constantinopol diyordum. Sonra kendi kendime, 'Burası Türkiye ve bu şehir de İstanbul' dedim. Constantinopol tarihte kaldı. Halbuki, bir rüya gibi öğretilmeye devam ediliyor bu saçmalık. Saçma sapan bir kayalık için kriz çıktığı zaman Yunanlılar Kıbrıs'ta olduğu gibi Türklerin bu kez de Midilli'ye çıkacağından korktular. Yunan paranoyası denilebilir.

UNESCO ne yapabilir?

- Bence AB'ye büyük rol düşüyor. Türkiye AB üyesi olursa, Ege'deki sorunların da ortadan kalkacağına inanıyorum.






Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!