Simit Sarayı'nın serüvenini anlattı

Güncelleme Tarihi:

Simit Sarayının serüvenini anlattı
Oluşturulma Tarihi: Mart 19, 2015 01:34

İZMİR Sanayici ve İşadamları Derneği'nin (İZSAİD) 'Geleneksel Çarşamba Toplantıları'nın Mart ayı ikinci konuğu Simit Sarayı Yönetim Kurulu Başkanı Haluk Okutur oldu. Okutur, bir hayalden yola çıkarak, dünya markası olma yolunda hızla ilerleyen Simit Sarayı'nın başarı hikayesini anlattı, hedeflerinin 100 bin çalışan ve 35 bin mağaza olduğunu belirtti.

Haberin Devamı

Tepekule Kongre Merkezi'ndeki toplantının açılış konuşmasını yapan İZSİAD Yönetim Kurulu Başkanı Hasan Küçükkurt, sözlerine, Çanakkale Zaferi'nin 100. Yılını kutlayarak başladı. Tüm İZSİAD'ları ve misafirlerini 19 Mart Perşembe akşamı Bostanlı Suat Taşer Açıkhava Tiyatrosu'nda sergilenecek Turgut Özakman'ın "Şu Çılgın Türkler" oyununa davet eden Küçükkurt, "Bir ulusun, bir ülkenin kaderinin değiştiği, tarihin en büyük savaşlarından birinin kazanılarak kahramanlık destanının yazıldığı Çanakkale Zaferi'nin 100. yılını kutluyor ve başta Gazi Mustafa Kemal Atatrk olmak üzere tüm şehit ve gazilerimize şükranlarımızı sunuyoruz, ruhları şad olsun" diye konuştu. Başkan Küçükkurt, konuşmanın ardından yeni dernek üyelerine Katılım Plaketi vererek, İZSİAD Ailesi'ne katılımları için teşekkür etti.

Toplanın konuğu Haluk Okutur, Simit Sarayı'nın bir hayalle başladığını belirtti. Okutur, "Üniversiteyi bitirdiğimde, olmayan, yapılmayan bir iş yapmak ve marka yaratmak gibi bir isteğim vardı. Bir yandan bunu araştırırken, diğer yandan bakkalların yaşayabilmesi üzerine bir kitap yazmaya koyuldum, bir yandan kitabı yazarken diğer yandan geçimimi sağlamak için 200'e yakın işte çalıştım, iş kurdum, ortak oldum. Ama hiçbiri bana istediğimi sağlamadı. Bu arada binlerce yıllık simidi keşfettim. İnsanların ekmekten sonra en çok tükettiği üründü. Karlılık oranı da çok yüksekti. Konsepti belirledim, iş planını oluşturdum. Ve bu iş için doğru yer olan İstanbul'da yapmak için Ankara'dan kalkıp, İstanbul'a geldim. Ancak evdeki hesap çarşıya uymadı. Kendime ortak aradım, kime projeyi göstersem, bana 'hayalci' dedi. 'Bu kadar okudun, simitçimi olacaksın' deyip, engel olmaya çalıştılar. İnandığım bir projeydi, vazgeçmedim. Erzincan'daki ailemin yanına da dönmedim. Kırtasiyeci bir tanıdığım vardı, Boğaziçi üniversitesinin karşısında, onun yanında boş bir dükkan vardı ve ben orada başlamaya karar verdim. Onu ikna ettim, ortağını çağırdı ki, bugünkü ortağım. Toplam 10 bin dolarla işe başladık. Projeyi revize ettim. Bu paraya göre bir dizayn yaptık, aslında salaş bir konsept oldu. Odun fırını olması da ilginç geldi. Her şeyi bitirdik, simit ustası sorun oldu. Ben fırıncılıktan gelmediğim için yarın vazgeçerim diye hiçbir usta benimle çalışmak istemedi. En son Kenan Usta diye bir arkadaşla anlaştım. Hala onu yad ediyorum, çünkü bana en büyük derslerden birini verdi. Onu ikna edebilmek adına ücret ve kar anlaşması yapmıştık. Ama işler iyi gittikçe her gün benden zam istedi, yollarımız ayırdık. Bir daha da öyle bir anlaşma yapmadım" dedi.

İlk yıllarda günde 22 saat çalıştığını vurgulayan Okutur, "2002 den 2004'e kadar günün 22 saati çalıştım. Bu dönemde zaman zaman zorluklarla karşılaştım. Ancak hayallerimin gerçekleştiğini görünce daha şevkle çalıştım. İlk bir ayda 10 bin dolarla başladığımız işten 15 bin dolar kar ettik. Ortaklarıma söyledim, sevinmediler bile. Yeni mağazalar açmamız gerektiğini söyleyince de pek istekli olmadılar. Mecidiyeköy'de ki ona ilk gerçek mağazamız da diyebiliriz. Mağaza için 100 bin dolar hava parası istediler. İki bin dolar kaparo verdim, 98 bin dolar için ortaklarıma gittim. İlk tanıdığım olan kabul etmedi. Diğerinin bugün hala yüzde 50 ortağım olan Abdullah Bey'in son model bir otomobili vardı yeni aldığı, onu gösterdim. Anahtarları uzattı, arabayı sattık, mağazayı hayata geçirdik. Mağazalar mağazaları takip etti" diye konuştu.

Yedi yıldır kurumsallaşmaya çalıştıklarını, bunun yanında şirketin büyümesi ve devam etmesi için mutlaka marka yaratmak gerektiğinin altını çizen Okutur, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Biz bir hayalden çıkıp, bir marka yarattık. Daha çok marka yaratmalıyız. Ülkemizin 2023 yılında 500 milyar dolarlık ihracat hedefine ancak o zaman ulaşabiliriz. Biz simidin kilosunu 18 dolara yani 45 lira civarında ihraç edebiliyoruz. Çünkü marka bizim, üretimden nihai tüketime biz hükmediyoruz. Burada 1 TL'ye sattığımız simidi, ABD'de 1.5 dolar, İngiltere'de 1.5 Sterlin, Avrupa'da 1.5 Euro'ya satıyoruz. Bundan dolayı eğer biz ülke hedeflerini gerçekleştirmemiz için markalar yaratmamız gerekiyor. Her alanda bunu yapmalıyız. Dünyaya açılmamız, dünya markası olmamız gerekiyor. Bundan dolayı Borsa'ya açılacağız ve dünya markası olmak için yabancı ortak da alacağız. Bu şirketin geleceğini, kalıcılığını sağlayacak. İki hedefimiz var, sadece ülkemizdeki çalışan sayımızın 100 bin olması, şu anda 8 bin 600 civarında. İkincisi de en çok mağazası olan marka olmak istiyoruz. Şu anda 320 mağazadayız. Mc Donalds 33 bin civarında, ama onu geçmemek için hiçbir mazeretimiz yok. Hedefimiz 35 bin mağaza."

Toplantının sonunda İZSİAD Yönetim Kurulu Başkanı Hasan Küçükkurt ve Danışma Kurulu Başkanı Ayhan Baran, İZSİAD Genel Sekreteri Cengiz Yavaş ve İZSİAD Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Mukaddes Çelik, günün anısına Haluk Okutur'a bir plaket sundu.

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!