Sefertası ’fast food’a karşı

Güncelleme Tarihi:

Sefertası ’fast food’a karşı
Oluşturulma Tarihi: Aralık 29, 2007 00:00

Artık 7’den 70’e herkesin önem verdiği bir konu beslenme. Hazır besinlere karşı ilgi, özellikle çocuklar ve gençler arasında çok yaygın.

Uzmanlar ise fast foodlar konusunda tüketicileri her fırsatta uyarıyor. Bütün bunlar olurken, 1999 yılında sessiz sedasız bir hareket başladı: "Sefertası Hareketi". Ardından sanal aleme taşındı, www.sefertasihareketi.org adlı internet sitesindeki gönüllülerin sayısı her geçen gün artmaya başladı. İşte bu gönüllülerden birisi, Sefertası Hareketi’nin İzmir Temsilcisi Meltem Özen ile konuştuk.

Sefertası Hareketi nasıl doğdu, neyi amaçlıyor?

- Fast foodun geleneksel yemek kültürleri üzerindeki ve fast food zihniyetinin toplum ve yaşam üzerindeki olumsuz etkilerine bir tepki olarak, gazeteci Ümit Sinan Topçuoğlu ve ünlü baklavacı Nadir Güllü tarafından başlatılan bir hareket Sefertası Hareketi ve daha çok internet tabanlı bir örgütlenme. Başlangıçta İtalya merkezli Uluslararası Slow Food Hareketi örnek alındı. Sefertası adı ise halka açık olarak yapılan ilk toplantıda, bir vatandaşın önerisi üzerine oluştu. Böylece, "sefertası" ad ve sembol olarak benimsendi. Kısa zamanda harekete destek olan kişi ve kuruluşların sayısı arttı. 2007 yılına gelindiğinde ise yurt çapında örgütlenmeye başlandı. Şu anda İzmir’den başka Bursa, Ordu ve Sakarya’da bölge temsilciliğimiz var. Sefertası Hareketi, küreselleşmenin hedefi olarak bütün dünya için biçilen tek kültüre karşı, kültürel çeşitliliği, mutfaktan başlayıp hayatın her alanında savunmayı amaçlıyor. Kültürel fakirleşmeye ve fast food zihniyetinin olumsuz etkilerine karşı toplumu uyarmayı ve bu konuda kamuoyu oluşturulmayı öncelikli amaç edindik. Evde yemek pişirilmesini ve aile sofralarını, fast food beslenmenin olumsuz etkilerine karşı toplumun bağışıklık mekanizması olarak görüyor ve teşvik ediyoruz. Bütün bunlar, doğal olarak, geleneksel mutfak ve yemek kültürlerini koruma ve geleceğe taşımayı da kapsıyor. Zaten, "sefertası", korumayı, taşımayı ve hareketliliği sembolize etmez mi?

BESLENME POLİTİKASI

İzmir’deki yapılanmanızdan ve hedeflerinizden bahseder misiniz?

- İzmir’de, diğer illerde olduğu gibi hareketi bir kişi temsil ediyor. Bölge temsilcileri olarak, hareketin bölge halkına tanıtılması, gönüllü, destekçi kuruluşlar kazandırılması, yurt çapındaki etkinliklerin bölgede yürütülmesi, bölgedeki gıda, beslenme, mutfak kültürü gibi konulardaki etkinliklerin takibi gibi faaliyetleri yürütmeye çalışıyoruz. Şu anda İzmir Bölge Temsilciliği, İzmir hinterlandındaki illeri de kapsıyor. Temsilcilik olarak en önemli hedefimiz, Ege mutfağının, zeytinyağı kültürünün yeniden keşfi, zeytinyağı, yenebilir ot, sebze esaslı Akdeniz tipi sağlıklı beslenmenin Türkiye’ye lanse edilmesine katkı ve Türkiye’nin beslenme politikasında Akdeniz tipi beslenmenin ağırlık kazanması yönünde kamuoyu oluşturmak.

GIDA ÜZERİNE BİLGİM VAR

Sefertası Hareketi ile nasıl tanıştınız?

- Gıda eğitimi aldığım ve gıda sektöründe çalıştığım için internet üzerinden konumla ilgili araştırmalar yapıyorum, bilgilenmemi sağlayacak sitelere de üye oluyorum. Bu sitelerden birisi olan www.forumfood.net sitesinde böyle bir hareketin başladığını okudum. Orada hareketin gönüllüleri ile paylaşımlarda bulunduk. Zaten bu konuyla ilgili altyapım ve ilgim olduğu için gönüllü olarak hareketin destekçisi oldum.

Meyve Sebze İşleme Bölümü’nü bitirdi

1983 İzmir doğumlu. Buca Anadolu Kız Meslek Lisesi Gıda Kontrol ve Analizleri Bölümü’nün ardından Ege Üniversitesi Ege Meslek Yüksekokulu Meyve Sebze İşleme Bölümü’nü bölüm birincisi olarak bitirdi. Dondurulmuş gıda, pastacılık sektörü ve tarımsal gıda sektöründe mikrobiyoloji sorumlusu, satın alma yöneticisi, laboratuvar sorumlusu, kalite güvence şefi olarak çalıştı. 2007 Eylül’ünden bu yana Sefertası Hareketi’nin İzmir Temsilciliği’ni yürütüyor.

HEDEFİMİZ ÇOCUKLARIN SAĞLIKLI BÜYÜMESİ

Çocukları beslenme anlamında nasıl bir gelecek bekliyor? Bu konuda önerileriniz?

- Çocukların sağlıklı beslendiği söylenemez. Abur-cubur, neredeyse çocukların öğünlerini oluşturuyor. Sokakta, okulda, hatta evde, çocuk beslenmesine fast food egemen. Hamburger kola kültürü, geleceğin obezite, diyabet ve kalp damar hastalarını yetiştiriyor. Biz Sefertası Hareketi olarak, hiç olmazsa, okulda çocukların sağlıklı gıdalar almasını sağlamak için bir kampanya başlattık. Okul kantinlerinde yüksek oranda yağ, şeker içeren yiyecek ve içeceklerin, abur-cuburun satılmamasını istiyoruz. Ama bunu kantin işletmecilerinden beklemek ne kadar doğru olur bilemiyorum. Yasaklama gerekli bence. Nasıl okul kantinlerinde sigara satılamazsa, bunlar da satılmasın. Kimse bize, "Çocuklarımız okulda ne yiyecek?" demesin. Çocukların beslenmesi okul saatleri ile sınırlı mı? Çocuk, okulda çok acıkırsa, tam buğday unundan, peynirli, domatesli bir sandviç yesin, bir sıkma meyve suyu içsin, eve gidince de, sağlıklı yiyecekler ile karnını doyursun. Ama bir yanda janjanlı ambalajlar içinde yağ deposu cipsler, kolalar dururken, çocuk tabii ki sandviçe kanmaz. Onlar yasaklanacak ki, çocuk sağlıklı gıdaya yönelsin. Kantinlerin nasıl para kazanacağı, okulların geliri ile değil, çocuklarımızın nasıl sağlıklı besleneceği ve geleceği ile ilgiliyiz. Geçtiğimiz günlerde Yerli Malı Haftası kutlandı ve okullarda bu konunun gerektirdiği etkinlikler yapıldı. Fakat ne kadar sağlıklı yapıldığı şüpheli. Öncelikle bu konu ile ilgili ailelerin bilinçlendirilmesi ve eğitilmesi gerekiyor, ki anne- baba çocuğunun beslenme çantasına kola koymasın.
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!