Karşılıksız verilen hizmet

SSK'lıların özürlü çocuklarına yapılan yardımın prim karşılığı olmadığını belirten yetkililer, ‘‘SSK bu yardıma 1997'de başladı. 3 yılda yaklaşık 6-7 bin çocuk için özel eğitim merkezlerine ödenen para 7.3 trilyon lira. İzmir'de Eylül ayı itibariyle yaklaşık 900 özürlü çocuk için eğitim merkezlerine yapılan bir aylık ödeme 71 milyar lira’’ diyerek şöyle konuştu:

‘‘SSK, Maliye Bakanlığı'nın Bütçe Uygulama Talimatı gereğince yayınladığı genelgeyle merkezlerde çocuk gelişimi ve eğitimcisi, psikolog, özel eğitimci, sosyal hizmet uzmanı, psikoterapist, fizyoterapist, konuşma terapisti bulundurulmasını istedi. Ama özür çeşidine göre bu uzmanların tümünün bir arada bulunması da mümkün görülmedi. Bu belirsizlik sürecinde sağlık kurulu toplanmadı. Sevk yapılmadığı için yığılma oldu. Kurul ancak haftada bir toplanıp 15 çocuğu değerlendirebiliyor. Ancak daha önceden bir merkeze sevki yapıyıp, bu kapalı dönemde bir yıllık sevk süresi dolan çocukların eğitimlerinin aksamaması için geriye dönük ödeme yapılacak.’’

Suiistimal var

SSK'nın bu yardımı başlatmasının ardından özel eğitim merkezlerinin hızla çoğaldığını, İzmir'de sayılarının 35'i bulduğunu belirten yetkililer, ‘‘SSK özürlüye sahip çıkıp bu yardımı yapıyor. Ancak aynı iyi niyeti her merkezden görmüyoruz. Suistimale açık’’ diyerek şunları söyledi:

‘‘Zihinsel, bedensel, ruhsal, duyumsal ve grup eğitimi olmak üzere özür sevklerimiz var. Bir çocuk 4 özür grubu ve grup terapisi aldığında kurum o merkeze ayda 110 milyon ödüyor. Ama bazı merkezler ücreti yetersiz bulup aileden açıktan para alıyor. Bazıları çocuk hastanede tedavi görürken, hizmet vermiş gibi kurumdan tam para alıyor. Maalesef özürlü çocukların üzerinden para kazanılıyor. Heyet günlerinde bazı merkezlerin elemanları gelip, anne babaları ayartıyor. Servisle getirip götüreceği vaadiyle velinin kendi merkezini tercihi sağlanıyor. Yeterli görülmeyen merkezler konusunda veliler uyarılsa da kendi tercihlerine göre sevk yapılıyor, kimse karışmıyor. Elinde 5-6 raporla gelip iş takipçiliği yapan merkez elemanları var. Bilinçli aileler çocuklarının gelişimini takip edebiliyor ancak kandırılan bir grup olduğu da ortada. Ama kanıtlamak mümkün değil. Gerçekten kaliteli hizmet verenlere de yazık oluyor. Halen 35 civarındaki merkezden 23'üne sevk yapılıyor.’’

Denetim yetkisi yok

ÖZEL eğitim merkezlerinin MEB ya da Sosyal Hizmetler Müdürlüğü'nce denetlendiğini belirten yetkililer, ‘‘Olay SSK'nın sevk sorunu değil. Bu özürlü çocuklara bir hizmet veriliyorsa bunun ne kadar yararlı olduğu ortaya çıkarılmalı. Ruhsat alınırken ilan edilen uzman kadroların çalışıp çalışmadığı önemli. Neyse ki iş müfettişlerinin çalışma planına bu konu alındı. Merkezler sigortalı işçi çalıştırmak zorunda oldukları için bu yönüyle denetim mümkün olacak. İşe giren çıkanı, niteliğini bileceğiz. Ama en iyi denetimi aileler yapmalı’’ dedi.