Bodrum'da İknici Bahar: Zeki’yi Bodrumlu yaptım

Güncelleme Tarihi:

Bodrumda İknici Bahar: Zeki’yi Bodrumlu yaptım
Oluşturulma Tarihi: Mayıs 26, 2000 00:00

Haberin Devamı

Büyük kentlerin özel yaşamı tüketen çarkından kurtulmak, karmaşık işleyişe tepki gösteren sanatçı Zaliha da, Bodrum'da sürekli yaşamayı seçenlerin arasına katıldı. Zeki Müren'e Bodrum'u anlatıp, yerleşmesinde etkili olduğunu söyleyen Zaliha, ‘‘Beni Bodrum'dan kimse koparamaz’’ diyecek kadar da, bu şirin ilçenin fanatiği olmuş.

DENİZ tutkusu, iyi bir dalgıç olan babasından geliyor. Müzik yeteneğini besleyen tutku ise, 1952 yılında kendi harçlığını biriktirerek aldığı mandolinle başladı. Bu iki tutku O'nu hiç bırakmadı. Türkiye'nin sanat elçisi olarak yurt dışında konserler veren Zaliha, 1960'lı ve 70'li yıllarda müzik tutkusunun sağladığı pırıltılı bir dönem yaşadı. Şimdi sıra deniz tutkusunun peşinden sürüklendiği Bodrum'da ikinci baharı yaşamaya geldi.

İNANDI, BAŞARDI

İSTANBUL'da Nişantaşı Kız Lisesi'nde öğrenciyken sıkı müzik dersleriyle kendine ünlü sanatçıların arasında yer açmayı başaran Zaliha, Hemşire Ebe Okulu'nu bitirip iki yıl askeri hastanede bu görevini yaptı. Müzik tutkusu yakasını bırakmadı ve ilk kez 1964 yılında Kulüp Reşat'ta sahneye adımını attı. Müzik yaşamında karşılaştığı zorlukları aştı.

İLK plağını 1968 yılında ‘‘Dağlar Kızı Reyhan’’ ı çıkaran Zaliha, Bebek Belediye Gazinosu'nda başlayan sahne yaşantısını şöyle anlatıyor:

‘‘O YIL İstanbul Tarabya Oteli'nde çalışırken Dışişleri Bakanlığı'nın isteğiyle Türkiye'yi ziyaret eden Ürdün Kralı Hüseyin'e bir konser verdim. Ürdün o sıralarda İsrail'le savaş halindeydi. Ben konserimde ‘Herkese selam’ şarkısını İbranice okudum. Kral Büyükelçi Şefik Fenmen'e benimle tanışmak istediğini söylemiş. Birlikte kral ve oğlu Hasan’ın kaldığı Hilton Oteli'ne gittik. Kral, barışın ne kadar değerli olduğunu bu şarkıyla daha iyi anladığını söyledi.’’

KAZIK YEDİM

GEÇMİŞ yıllarından kopamıyor birden Zaliha, Ankara'daki sanat yıllarında arkadaşlarına karşı fedakarlıklarına rağmen, beklediğini bulamamanın sıkıntısını yaşadığını söylüyor. Bazı sanatçı arkadaşlarına kırgınlığını da ifade eden Zaliha, ‘‘Ekrem Bora'dan ayrılan Semiramis Pekkan, Ankara'da benim evimde kalıyordu. TRT Ankara Radyosu'nda program yapan Erkan Özarman da O'nun arkadaşıydı. Özarman, ‘Plak yapacağım, plaklarını radyoda çalacağım’ diye benden bir takım senetler aldı. Ardından hiç olmayan bir firma adına benimle kontrat yaptı. Plak yapmadığı gibi bir süre sonra senetleri tahsile kalktı, evime haciz getirdi, eşyalarımı aldı. Gerçi açtığım davayı dört yıl sonra kazandım ama en yoğun çalıştığım o dönemde kontrat nedeniyle tek plak bile yapamadım. Erkan aynı kötülüğü Selda Bağcan'a, Esin Afşar'a, Sevda Aydan'a da yaptı. Yaptıklarını hiç unutamıyorum’’ diye konuşuyor.

BİR DE Dışişleri Bakanlığı tarafından kendisine verilen Türkiye'yi tanıtma görevinden çok etkilendiğini belirten Zaliha, ‘‘Romanya'dan Yugoslavya ve Rusya'ya kadar konserler vererek gittim. Özbekistan, Türkmenistan, Gürcistan ve Azarbaycan konserleriyle ülkemi tanıttım. Konserde önceden hazırladığım Türk bayraklarını, Atatürk rozet ve yüzüklerini kelle koltukta gizlice Türkler'e dağıttım. Tabii Rusya beni ikinci kez kabul etmedi. Konserlerime bir sanat ilçesi olarak Avrupa ülkelerinde devam ettim’’ diyor.

BODRUMLU OLDU

BODRUM'a ilk kez 1962 yılında İzmir'den 11 saatte ulaştığını anlatan Zaliha, sonraki yıllarda düzenli olarak gelip çılgınca eğlencelere katıldığını söylüyor. Yörenin karakteristik kişileriyle tanışıp, daha anlamlı bir mekan haline dönüşen Bodrum'a yerleşmeye karar verdiğini söyleyen Zaliha Bodrumlu yıllarını şöyle anlatıyor:

‘‘RAŞİT'in yalın ayak servis yaptığı kahvesi, köy düğünlerinde çökertme oynamak, yırtık gömlek ve çıplak ayakla dolaşmak, para beklemeden ikramlar, güvenli bir ortam olması beni iyice bağladı kendisine. Ben de Zeki Müren'e anlattım. O da çok etkilendi. Paşa'nın Antalya'dan sonra Bodrum'a gelmesine sebep olanlardan birisi de benim. Bundan sonra Bodrum'a borçluyum. Doğasını, tarihini canım pahasına koruyacağım. Bodrum'dan ölünce bile ayrılmayacağım.’’

PORTRE

Zaliha 29 MAYIS 1942'de İstanbul Feriköy'de doğdu. Tatar baba Halit Bey'le Türkmen anne Fatma Hanım'ın tek evladı. İlkokulu Feriköy İlkokulu, orta ve liseyi Nişantaşı Kız Lisesi'nde bitirdi. 1962 yılında İstanbul Kızılay Hemşire Ebe Okulu'ndan mezun oldu. 2 yıl Kasımpaşa Askeri Deniz Hastanesi'nde görev yaptı. Sahneye ilk kez 1964 yılında İstanbul Suadiye'deki Reşat Kulüp'te çıktı. Türkiye'nin ilk sanat elçisi olarak yurtdışında konserler verdi. İki kez yılın kadın sanatçısı seçildi. Murat Soydan'la Pembe Dünya filmini çevirdi. Asıl adı Zaliha Arvay olan sanatçı, soyadını sadece resmi yazışmamalarda kullanıyor.

Haberin Devamı

YARIN: Müzeyyen Senar'ın asi kızı Feraye

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!