Bir Rehberin Anıları: Türk konukseverliği

Güncelleme Tarihi:

Bir Rehberin Anıları: Türk konukseverliği
Oluşturulma Tarihi: Mayıs 20, 2000 00:00

Haberin Devamı

İnsanımızın geleneksel davranışı pek çok turisti şaşırtıyor. ‘Kaç lira’ diye sorduklarında ‘ikram’ cevabı alınca, çoğu bu sıcak ilgiyi algılayamıyor.

TURİST rehberliğinin zorluklarının yanısıra, çok keyifli yanları da var. Turgut Tür'e gönderilmiş yüzlerce mektup, yeni yıl kartı ve video kasetini görünce, bu gezilerde çok iyi dostluklar kurulabildiğini de anlıyorsunuz. Tür, bu yolla edindiği 10-15 yıllık dostları olduğunu söylüyor.

HER turda ayrı bir grupla karşılaşmak, başka kültürlerdeki insanlarla sohbet etmek, fikir alışverişinde bulunmak, o ülkelerin ve insanların özelliklerini ilk ağızdan öğrenme fırsatı da yaratıyor. Tür'e göre turistleri en çok şaşırtan şey, Türk konukseverliği. Pek çok kişinin karşılık beklemeden kendilerine bu kadar yakın ve sıcak ilgi gösterilmesini anlayamadığını söylüyor, Afyon'un Cumhuriyet Köyü'nde yaşadıklarını anlatıyor:

‘‘GRUP Lideri Bayan Stommel, İstanbul'dan çıktığımızdan beri bir köyü gezmek istediklerini söylüyor, ama ‘Şu köyü gezelim’ demiyor. Bu isteği tekrarlayınca, ‘pek çok köy geçiyoruz, istediğiz zaman söyleyin duralım’ dedim. Bir süre sonra ‘burada durabilir miyiz’ dediklerinde köyü geçmek üzereydik. Otobüsle döndük, köy meydanında durduğumuzda muhtarın evini sordum. Okulda olduğunu söylediler. Haber yolladık, kısa süre sonra geldi. Selamlaşmadan sonra, ‘köyünüzü gezmek istiyoruz. Bize yardımcı olur musunuz’ dedim. ‘Memnuniyetle, ama önce bizim eve gidelim birer çay içelim sonra gezersiniz’ dedi. Şoförle birlikte 27 kişi olduğumuzu hatırlattığımda ‘Olsun be kardeşim. Buyrun’ dedi. Durumu gruba ilettim. İlk tepki ‘çayı kaç liraya içeceğiz’ oldu. Bunun ikram olduğunu söylediğimde şaşırarak kabul ettiler.

ANANELERİMİZE göre eve ayakkabıyla girilmemesi gerektiğini, ayakkabılarını sundurmada çıkarmalarını söyledim eve girdik. Üç oda bir salon mütavazı bir köy evi. Her taraf pırıl pırıl tertemiz. Grup seki ve minderlere yeni yerleşmişti ki köyün ebesi ve biçki dikiş öğretmeni, bardak, çay, tepsi, şeker ve bisküvilerle geldi. Muhtarın eşiyle birlikte üç hanım hemen çayı hazırlayıp ikram etti. Muhtar Habib Kaygısız'ın bu inceliği, aralarındaki yardımlaşma, misafire tüm köyün sahip çıkması, grubumuzda bulunanları çok etkiledi.’’

Turizm neferleri

İLKOKUL öğretmenim Kamuran Öcal, ‘‘Türkiye'den memnun ayrılan turist pek çok kişinin ülkemize gelmesini sağlar’’ derdi. Bir ülkeye gittiğinizde, size hizmet veren kişilerin kalitesi o ülkeyle ilgili yargınızı belirliyor. Turgut Tür, kendisini turizme adamış, amatör ruhla konuklarını ağırlayan işletmecilerin yarattığı olumlu izlenimi yakından gözlemlemiş. Örneğin Nevşehir Şekeryapan Oteli işletmecisinin hazırladığı ve kuş sütünün eksik olmadığı açık büfelerin turisti nasıl etkilediğini, konukların memnuniyetini sık sık duymuş. Tür'e göre Afrodisias yakınlarındaki Doyurum Restoran'ın sahibi Efe Dayı da örnek alınacak bir turizm neferi.

‘‘DOYURUM Restoran'ın kapısında sizi Efe Dayı karşılar, saz çalan görevli masanıza kadar refakat eder. Yemekten önce ikram edilen etli pideyi atıştırır, türkü dinlerken kırmızı ya da beyaz hangisini isterseniz hemen şarap içmeye başlayabilirsiniz. Limitsiz şarap, koca bir tabak süzme yoğurt, salata ve ızgara. Yemeğin orta yerinde grubunuzdan bazı kişileri folklor giysileriyle oynarken görürseniz şaşırmayın. Birlikte çalıp, çığırıp oynamanın en güzel örneğini yaşabilirsiniz. Bu eğlenceye turistler severek katılıyor. Kaset kaset fotoğraf ve film çekiyorlar. Kendiliğinden gelişen, onları da içine alıveren bu eğlence Türkiye tatili anıları içinde önemli yer tutuyor.

GERÇEK turizm neferi Zihni Doyuran, elinde şarap kadehi masaları dolaşıp tüm konuklara tek tek hoşgeldiniz derdi. Şimdi oğulları aynı anlayışla müesseselerini yaşatıyor.’’

Bitirirken

TURGUT Tür'ün 40 yıllık anıları bu kadar değil kuşkusuz. Bu yazı dizisinde şöyle bir dokunup geçtik. Gezdirdiği gruplara, Anadolu'dan kaçırılan eserlerin hangi müzelerde olduğunu anlatmak zorunda kalan, asıl işleri ‘‘Tokatçılık’’ olan acentelerle uğraşan, yaz kış mesleğinin her türlü cilvesiyle karşılaşan, anlayışsız şoförlerle, kaptanlarla boğuşan, daha önce imzalanan anlaşmaları hiçe sayan para göz otel işletmecilerinin diretmesiyle grubuyla rehin kalan, geçen 40 yılı sarsılmaz dostluklarla da süsleyen Turgut tür'ün anıları kitap olur. Belki bir gün. Bekleyin.

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!