Bir dünya markası Madam Z

Güncelleme Tarihi:

Bir dünya markası Madam Z
Oluşturulma Tarihi: Aralık 02, 2006 22:42

Kadınlar. Sosyal hayatımızın en önemli figürleri. Peki, İzmir ve bölgemizin gelişiminde kadınların rolü ne? Ya da ne olmalı?... Kuşkusuz bölgeden çıkarak Türkiye’yi etkileyebilecek başarılar gösteren kadınlarımızın sayısı yeterli değil.

Fakat şu da bir gerçek ki bazılarının başarıları dünya çapında kabul görmüş. İşte her hafta yapacağımız röportajlarda bu başarılı kadınlarımızı sizlerle buluşturacağız. Bazıları başarılarına önceden tanıklık ettiğiniz kadınlarımız bazılarının ismini ise belki ilk kez bizimle duyacaksınız. Hepsinin ortak yönü ise bir şekilde Ege’ye dokunmuş olmaları..Onu henüz öğrencilik yıllarımda tanımıştım. Neredeyse 20 yıl olmuş . Ama o, hala aynı güzellik, heyecan ve enerjiye sahip. Bu köşedeki ilk röportajımı özel bir kadınla yapmak benim için çok anlamlı.Modanın kimi zaman kendini bile tüketen değişimine karşın tarzını yıllardır koruyan sanatçımız Zuhal Yorgancıoğlu.Türk motiflerini kendine özgü çizgileriyle yorumlayan Zuhal Yorgancıoğlu Türkiye’yi, Türk kültür ve sanatını moda yoluyla dünyaya tanıtıyor. Bunun son örneği de, Çin Halk Cumhuriyeti’nde 61 ülkenin katılımıyla düzenlenen "Miss Bikini of The Universe" yarışmasında kazandığı "En İyi Milli Kostüm" ödülü.En iyi milli kostüm dalında aldığınız kaçıncı ödül oldu bu?5. Ödül. Neşe Erberk, Filiz Vural, Nazlı Deniz Kuruoğlu, Meltem Hakarar benim kıyafetlerimle "En İyi Milli Kostüm Ödülü" kazandılar. Neşe Erberk’in Viyana’da Avrupa güzeli olduğu yarışmada bulunan Bedri Koraman, ilk anda diğer yarışmacı kızların yanında onun sönük kaldığını düşünmüş. Fakat sonradan Neşe’yi benim kıyafetlerimle görünce "Neşe kesin birincisin" demiş. Harmandalı kostümü ve omzunda güğümü ile podyumda belirince bazı seyirciler "İşte Türk güzeli, işte Türkiye" diye bağırmış.BENİM ÇİZGİM TAMAMEN TÜRK
/images/100/0x0/56793788f018fb32748b22b7
<ımg>
Osmanlı ve Türk motiflerine ilginiz nasıl başladı?Evvela evde annemden öğrendim bu işlemeleri, daha sonra okuldan. Bizim okul yani Ankara Yüksek Kız Teknik Öğretmen Okulu ve Olgunlaşma Enstitüsü Türk sanatına en çok önem veren okul olmuştur. En güzel örnekler olgunlaşma enstitüsünden çıkar.Modacılık yaşamınız boyunca az da olsa etkilendiğiniz bir dönem, tarz oldu mu?Başka bir milletin modasını kastediyorsanız kesinlikle hayır. Benim çizgim tamamiyle Türk. Ama hep değişik hatlarla çizdim.İstanbul’daki Fransız sokağındaki bir restorana hediye ettiğiniz üzerinde "Bir Fransız sokağı ancak Chanel ile efsaneleşir" yazılı afişten yola çıkarsak?Tabii Chanel ayrı. Çünkü o yoktan yetişmiş modanın m’sini bilmeden, eğitimini almadan 24 yaşına kadar bir manastırda büyümüş. Manastırın bahçesinde kestane ezermiş.. Zaten daha sonra yayınladığı kitabının başında da bunu simgeleyen iki nalın var.Son dönemde mantar gibi biten modacılarımız var. Ne düşünüyorsunuz?Bir kere eğitimli olmalılar. İstisnalar olabilir. Mesela Chanel’in şansı Paris’te yetişmiş olması. Benim şansım ise çok erken iş hayatına atılmam. Ben başladığım zaman ne moda ne de modacı vardı İzmir’de. Bir-iki Musevi kızı vardı dikiş diken o kadar. Öğretmenlikten sonra eşimin atölyesinde çalışmaya başladım. Ben girince havası değişti. Kadın kültürü, zevki geldi. SOKAK KIYAFETİ YAPMIYORUMArtık üniversitelerde de gerekli çalışmalar yapılıyor..Üniversitelerde moda tasarım bölümlerinin açılması müthiş. Çok marifetli, kabiliyetli çocuklar çıkıyor. Şimdi İzmir’de de bir atılım var. Ege ihracatçı birlikleri moda tasarım yarışması yapıyor. Belki tasarımlar ilk anda biraz çılgın geliyor ama daha sonra bunlar da halkın giyebileceği hale gelecek.Aslında sizin için de böyle söyleniyor kimi zaman. Sadece kaftan yapıyor, gelinlik yapıyor deniyor..Ben her şeyi yapıyorum ama sokak kıyafeti yapmıyorum. Sokak kıyafeti yapan modacı çok. Yurtdışında tanınan başka modacılarımız da var. Dice Kayek, Bora Aksu, Rıfat Özbek, Atıl Kutoğlu gibi..Onlar da çok güzel çalışıyorlar. Günlük modayı çok güzel çalışıyorlar. Keşke daha çıksa.Burada tasarımın önemi anlaşılıyor sanırım, taklitçilikle bir yere varılamayacağı.Okullar sayesinde tasarımcılar oluşuyor yalnız bu tasarımcılara tekstilciler önem versinler, para versinler. Benim yanımda staj yapan tasarımcıların çoğu iş bulamazdı. Tasarımcılar da Armani’den, Versace’den ilham alacaklarına orta Asya’dan Anadolu’dan alsınlar. Mahalli kumaşlarımızı kullansınlar. Sonuçlar hem Avrupa’yı hem kendilerini şaşırtacak..MODA OLANI GİYMEK ZORUNDA DEĞİLİMModanın hızla değişmesi hakkında ne düşünüyorsunuz? Moda sadece tüketimi destekleyen bir kavram mı?Bütün bunlar oyundur. Mesela bu sene sarı moda diyorlar. Paris’teki bir adamın elinde fazla sarı kumaş kalmış diye ben mecbur değilim sarı giymeye. Bana da kumaşçılar aman Zuhal hanım size şu kumaşı bedava verelim vitrininize koyun derlerdi. Ben sadece beğendiğim kumaşı yapar koyarım derdim.Peki siz o zaman modayı yakından takip edenlere özellikle kadınlara neler söyleyeceksiniz?İnanın Paris’ten çıkan moda bir parçayı Parisli bir kadın giymeden bizim gecekondu kızı giyiyor. Bu eğitimsizlikten kaynaklanıyor. Bana Çine’den bir çiftçi geldi kızıyla. Kızı Arap prensesine yaptığım en iddialı gelinliğimi istiyor. Şöyle böyle derken kıza kendi sosyal yaşantısına, kocasının durumuna göre bir gelinlik yaptım. Adam nasıl mutlu oldu anlatamam.Peki izmir’de kalmayı tercih etmeyip İstanbul’a ya da yurtdışına gitseydim diye düşündüğünüz oldu mu hiç?Özellikle İzmir’de kalmayı tercih ettim. Yedi göbek İzmirliyiz. İzmir’i çok seviyorum. Esas marifet, İzmir’de kalıp, İzmir’den bu sesleri duyurmak. Şimdiki modacılar daha şanslı onlara daha çok destek var. Ben hiç desteksiz yapabileceğimi yaptım.Hala Türkiye’nin iyi tanıtılmadığından dem vuruyoruz. Bu konudaki önerileriniz.Bakın Doha’daki defileden sonra yanıma Venezuela Büyükelçisi geldi ve (Madam siz ülkenize öyle büyük bir iyilik yaptınız ki. Biz sizi Arap zannediyorduk bu defileden sonra Arap olmadığınızı anladık) dedi. Türkiye’nin tanıtımını tam anlamıyla ben yapıyorum, bu anlamda başka yapan yok.Zuhal Yorgancıoğluİzmir, Bayraklı’da doğdu. Cumhuriyet Kız Enstitüsü’nden sonra Ankara Yüksek Teknik Okulu’ndan mezun oldu. Amerika Maryland Akademisi’nde aldığı moda eğitiminin ardından Türk kültürü üzerine yaptığı moda çalışmalarıyla Türkiye’yi yurtdışında defalarca başarıyla temsil etti. Bu hizmetlerinden dolayı Türk Tanıtma Vakfı’nın en büyük ödülüne layık görüldü.
Haberin Devamı

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!