Ege’nin yiğit sesi göklere uçtu

Onun davudi sesi insanın içini okşardı.. Özellikle Kurtuluş Savaşı ve kahramanlık programlarında uzun yıllar boyunca radyolarda ve televizyonda destansı sesini dinledik..

Haberin Devamı

İNTERNET kafede İzmir Gazeteciler Cemiyeti’nden bir ileti aldığımda dondum kaldım: “Cemiyetimizin üyesi Günsenin Çamdoruk’un eşi vefat etmiştir. Cenazesi bugün toprağa verilmiştir. Merhuma Allah’tan rahmet, kederli ailesine ve yakınlarına başsağlığı dileriz. İletişim: 0533.2583815..”
Mesajı  okuyunca, müthiş üzüldüm.. Hemen verilen cep telefonunu aradım. Günsenin Hanım, eşini ağır hastalanınca ne yazık ki kaybettiklerini ve son yıllarında huzur içinde yaşadıkları Ulucak Köyü’ne gömdüklerini söyledi. Başsağlığı diledim. Hemen, Taylan Çamdoruk’un Facebook’taki profilini açtım. Fotoğrafındaki kalın dalgalı gür beyaz saçlarına hüzünle bakıp onu gizlice öptüm. Sonra elim titreyerek ona bir mesaj attım: “Sevgili Taylan ağabeyim.. Sana rahmet diliyorum. Sen benim çocukluğumdan arta kalan bir şiirdin. Öte alemde annemi görürsen ona söyle, beni merak etmesin, ben iyiyim, idare ediyorum. Seni çok, çok öpüyorum arslan ağabeyim.. Kardeşin Yaşar..”
Bilgisayarı kapattım.. Gözlerim ıslaktı.. Dışarda yağmur yağıyordu.. Sakız Adası’nın tepelerinde şimşekler çakıyordu.. Gök gürleyince, o davudi sesi duyar gibi oldum..

Haberin Devamı

BAĞIMSIZLIK GECESİ

Yıllar geçti.. Taylan Çamdoruk TRT’de ünlendi, tam 21 yıl bu kuruma hizmet etti.. Gür ve gümrah sesiyle dinleyicileri büyüleyen bir sunucu ve spiker olmuştu. Radyoda ve televizyonda onun benzersiz sesini hemen fark ederdik. Kahramanlık ve istiklal savaşı programlarının değişmez ismiydi. Fon müziğine gerek yoktu, anlamlı sesi bir doğal beste gibiydi sanki.
15 Mayıs 1979 günü, İzmir’de kurtuluş savaşı’nın ilk kurşununun atılmasının 60. yıldönümü idi. Hasan Tahsin’i Yaşatma Derneği başkanı idim. Ülke çapında bir şiir yarışması düzenlemiştik, ödülleri İş Bankası Sanat Galerisi’nde sahiplerine verdik ve bir Hasan Tahsin sergisi açtık.
Akşama Çınar Sineması’nda “Bağımsızlık Gecesi” düzenledik. Ricam üzerine Taylan Çamdoruk, gecenin sunuculuğunu üstlendi. Tiril tiril bir beyaz ceket giymiş yakışıklı Taylan Çamdoruk’un yönetiminde ve sunumunda muhteşem bir gece yaşadık. Suat Taşer, İhsan Alyanak, Emre Kongar, Zeynel Kozanoğlu güzel konuşmalar yaptılar, folklorcular ortalığı kaynattı. Taylan Çamdoruk, bir aktör gururu içinde, doruklara uzanan bir çam gibi sahneyi kavramıştı, hemen arkasındaki pankartta yazılı olanları arada tekrarlıyordu, beyinlere akıtıyordu: “Hasan Tahsin silahımız.. Kuvayı milliye kavgamız.. Mustafa Kemal önderimiz.. Bağımsız olacak ülkemiz..”

TRT BELGESELİ

Haberin Devamı

1990 yılında TRT, benim “Atatürk ve Kurtuluş Savaşı Şiirleri” kitabımı belgesel yapıp yayınlama kararı aldı. Başarılı yönetmen dostum Nihat Onat kollarını sıvadı. Belgesel dört bölüm halinde 15 Mayıs, 26 Ağustos, 30 Ağustos ve 9 Eylül günleri yayınlanacaktı.
Şiirlerimi program metni haline getirdim. Sunucumuz sevgili Taylan Çamdoruk idi. Üçümüz çalışıp çabaladık, ilgiyle izlenen bir belgesel hazırladık. 9 Eylül programını gazetede boş bir odada televizyondan izlerken Taylan ağabeyin o destansı sunumunu  içime çekiyordum, aniden 1955’lere dönüp Karşıyaka Lisesi’ndeki tiyatro sahnesinde göklere fırlattığı o çağlayıcı sesini yeniden dinlediğimi sandım. Tarih, geçmiş, gelecek , herşey o davudi sesin ahengi içinde akıp gidiyordu.. Gökkubbede yankılanıyordu..
Kuş sesleri içinde uyu sevgili ağabeyim..

Haberin Devamı

KARŞIYAKA LİSELİ

1937 doğumlu Taylan Çamdoruk, 1955’li yıllarda Karşıyaka Lisesi’nde annem tarih öğretmeni Zehra Aksoy’un çok sevgili bir öğrencisiydi. Annem onu çok sever, üzerine titrerdi.. Bu iri yarı, simsiyah sert dalgalı saçlı, erkek güzeli delikanlının davudi bir sesi olduğunu fark etmişti. Bir kuvayı milliye piyesinde ona önemli bir görev verdi. Şövalye ruhlu Taylan ağabey, o piyeste bir anda yıldızlaşmıştı, bacak kadar çocuktum, sahnenin hemen altında en önde ayakta, bu müthiş sesli kahraman görünümlü ağabeyi hayranlıkla izlemiştim. Bu rol, onun ilerde ünlü bir spiker ve sunucu olmasının yolunu açtı.
Annem beni sınıfa sokardı. Taylan ağabeyimin yanına oturur, onun sımcaklığında mutlu ve mesut olurdum. Öğrenci gezilerinde Kadifekale’ye, Agora’ya, Bayraklı kazılarına gittiğimizde Taylan ağabeyin elini sımsıkı kavrardım, okul pikniklerinde katı yumurtamı tokuşturduğum daima onun yumurtası idi. O gür sesli ağabey, benim için bir masal kahramanıydı o günler..

Yazarın Tüm Yazıları