Ege Cansen: Ekonomi ve batık şirketler

Ege CANSEN
Haberin Devamı

TÜSİAD raporunda da yer aldığı üzere, mali sektör reformunun geç başlaması, hatta bir bakıma henüz başlamamış bile olması, elektrik ve telefonda özelleştirmelerde hükümetin ayak sürtmesi ile sair yapısal tedbirlerin alınmasında gevşek davranması, son yaşadığımız krizin teknik sebepleridir. Uygulanan ‘‘döviz çıpalı’’ istikrar programı gereği, Türkiye'nin cari işlem açığı vermesi kaçınılmazdı. Bu açığı kapamak için, ülkeye ‘‘uzun vadeli’’ döviz girmeliydi. Yani Türkiye'nin doğrudan yatırımlara ve Dünya Bankası kredilerine ihtiyacı vardı. Ülkeye yabancı ‘‘soğuk para’’ girişi olmalıydı, olamadı. Üstelik, sonbaharda piyasaların bir miktar TL'ye sıkışması ve faizlerin artması bekleniyordu. Bu iki etki üst üste binince, ‘‘sıcak para’’ telaşa kapıldı. Program aksayacak ve fenersiz yakalanacak diye dışarı kaçmaya başladı. Ancak anormal faizler verilerek ve IMF'den destek alınarak, döviz kaçışı durdurabildi.

***

Bütün bu doğru açıklamalara rağmen ben, yaşadığımız krizin aynı zamanda ‘‘sistemik’’ olduğu kanaatindeyim. Yani kriz, biraz da sistemin kendisinden de doğmuştur. Ne var ki; 25 yıldır devam eden ve ekonomimizin, emsalimiz ülkelerdeki kadar ileri gidememesine sebep olan enflasyonun, başka bir sistemle de normale ineceğine pek ihtimal vermiyorum. Demek ki yola, bu programla devam edeceğiz.

***

Bu son krizle birlikte, mevcut programın daha önce ilan edilen sayısal hedefleri aynen tutturması zorlaştı. Bunun bir sebebi de, üstesinden gelmeniz gereken yeni bir ‘‘problem çocuğumuz’’ daha olmasıdır. Bu da ‘‘batık şirketler’’ meselesidir. Aslında, batık şirketler meselesi, batık bankalar meselesinin bir sebebidir. Kökleri çok eskilere kadar gider. Ancak, bir yandan artan kredi maliyetleri, diğer yandan piyasanın aniden daralması, batık şirket envanterine yeni ilaveler getirecektir.

Batık şirketler meselesini, fırsat buldukça işliyorum. Aslında bu konu daha çok yazı kaldırır. Çünkü ekonomimizin önemli bir meselesidir. Adeta, sırtındaki kamburudur. Şirketlerin batması meselesi iki ana sebeple kritik düzeye gelmiştir:

1) Ülkemizdeki girişimciler ‘‘faaliyet kárı’’ elde etmesini bilmez. Bu yüzden ‘‘faaliyet dışı’’ kár etmeye çalışır. Varlık ve büyüme üzerine spekülasyon yapar. Bunu da borçla yapar.

2) Türkiye'de son 20 yıldır kredilerin ‘‘reel’’ faizi, normal derecede yüksektir. Spekülasyon yaparak para kazanmak imkánsızdır.

Bu iki sebep birleşince ortaya istemediğiniz kadar batık şirket çıkmaktadır. Mali sektörün reformu ile birlikte ‘‘batık sanayi şirketleri’’ meselesi de ele alınmak mecburiyetindedir.

SON SÖZ: Karındaki bebek hastaysa, annenin hayatı da tehlikededir.

Yazarın Tüm Yazıları