Editör

Güncelleme Tarihi:

Editör
OluÅŸturulma Tarihi: Eylül 03, 2005 00:00

Ulusal matematik sempozyumu1948 yılında Ä°stanbul’da kurulmuÅŸ olan, halen Prof. Dr. Tosun TerzioÄŸlu baÅŸkanlığında çalışmalarını sürdüren ve Ankara’da bir ÅŸubesi bulunan Türk Matematik DerneÄŸi, 1987 yılından bu yana, çeÅŸitli üniversitelerin veya özel eÄŸitim kurumlarının katkıları ile, matematikçileri biraraya getirme, bilimsel araÅŸtırma sonuçlarını sunma ve tartışmaya açma, aynı konuda çalışan bilim insanları arasında fikir alışveriÅŸini saÄŸlama ve özellikle genç matematikçilerin deneyimli meslektaÅŸlarıyla tanışmalarını ve onların engin birikimlerinden yararlanmalarını amaçlayan Ulusal Matematik Sempozyumları düzenlemekte.ÇaÄŸrılı konuÅŸmacıların sunumları ile dizi konuÅŸmaların yanısıra, doktora çalışmalarını yeni bitirmiÅŸ, ya da kısa süre içinde bitirecek olan genç matematikçilerin tez çalışmalarını, konunun tarihsel geliÅŸimini, üzerinde çalıştıkları problemin önemini ve kendi getirdikleri yenilikleri de açıklayacak ÅŸekilde sundukları "Genç AraÅŸtırmacılar" oturumlarının geniÅŸ ilgiyle karşılandığı bu ulusal sempozyumların onsekizincisi, 05-08 Eylül 2005 tarihleri arasında Ä°stanbul Kültür Ãœniversitesi, Fen-Edebiyat Fakültesi, Matematik-Bilgisayar Bölümü’nce, Ãœniversitenin Ataköy YerleÅŸkesinde düzenlenecek. ÇeÅŸitli üniversitelerden yaklaşık 300 bilim insanının katılacağı ve 102 bildirinin sunulacağı bu sempozyumda ÇaÄŸrılı KonuÅŸmacılar olarak Prof.Dr. Erdal Ä°NÖNÃœ (Feza Gürsey Enstitüsü, Sabancı Ãœniversitesi), Prof.Dr. HurÅŸit ÖNSÄ°PER (Orta DoÄŸu Teknik Ãœniversitesi), Prof.Dr. Varga KALANTAROV (Koç Ãœniversitesi), Prof.Dr. Åžahin KOÇAK (Anadolu Ãœniversitesi), Doç.Dr. Yıldıray OZAN (Orta DoÄŸu Teknik Ãœniversitesi) ve Genç AraÅŸtırmacılar olarak Yard.Doç.Dr. Cem GÃœNERÄ° (Sabancı Ãœniversitesi) ve Yard.Doç.Dr. Müfit SEZER (BoÄŸaziçi Ãœniversitesi) ilginç konuÅŸmalar yapacaklardır.Ayrıca 6 Eylül 2005 Salı akÅŸamı, Türk Matematik DerneÄŸi’nin ve Ä°stanbul Ãœniversitesi, Fen Fakültesi, Matematik Bölümü’nün kurucularından, merhum Ord.Prof.Dr. Kerim ERÄ°M’in torunu olan, Devlet Sanatçısı Gülsin ONAY tarafından bir konser verilecek.Prof.Dr. Hülya ÅženkonSempozyum Düzenleme Kurulu BaÅŸkanıTürk Matematik DerneÄŸi Genel Sekreterihttp://fen-edebiyat.iku.edu.tr/matsemp2005/h.senkon@iku.edu.tr 7. Ulusal İç Hastalıkları Kongresi İç hastalıkları konusunda Türkiye’de düzenlenen en geniÅŸ kapsamlı kongre olan, "7. Ulusal İç Hastalıkları Kongresi" 16-20 Eylül 2005 tarihleri arasında Antalya‘da gerçekleÅŸtirilecek. Konusunda ulusal ve uluslararası düzeyde uzman konuÅŸmacıların katılacağı kongrede; Nefroloji, Kardiyoloji, Hematoloji, Geriatri, Göğüs Hastalıkları, Alerji, YoÄŸun Bakım vb. konu baÅŸlıkları altında: Osteoporoz, BaÅŸ AÄŸrısı, Öksürük, Tüberküloz, Kronik Böbrek Hastalığı, YaÅŸlanma Durdurulabilir mi?, Beslenme Destek Tedavisi, Alerjik Hastalıklarda Sık Görülen Sorunlar, Sindirim Sistemi Kanserlerinde Erken Tanı, Sık Rastlanan Tiroid Sorunları, Ä°nsülin Tedavisinde Yenilikler, Virüs Dışı Hepatitler gibi pek çok konuda bildiri, panel ve konferans düzenlenecektir. Kongre öncesinde ise, "İç Hastalıklarında Aciller Kursu" gerçekleÅŸtirilirken, "Yeni Türk Ceza Kanunu ve Hekimlerin Sorumlulukları" gibi konulu panellere yüksek katılım beklenmekte. U.Ãœniversitesi’nde akademisyenlik çıta yükseldiUludaÄŸ Ãœniversitesi, yeni ölçütlerle, yabancı indekslere giren dergilerde yayın yapmayı ağırlıklı olarak önemserken, Türkiye’de bir ilke de imza attı. Ãœniversite, Tıp Fakültesi’nde öğretim üyesi olabilmek için uzmanlık eÄŸitiminin ardından doktora eÄŸitimi yapma koÅŸulunu getirdi. UludaÄŸ Ãœniversitesi Öğretim Elemanlığına ve Lisansüstü Programlara BaÅŸvuru KoÅŸulları ve Yükseklisans, Doktora ve Tıpta Uzmanlık EÄŸitimi DeÄŸerlendirme Ölçütleri (Akademik Ölçütler), 21 Aralık 2004 tarihli Senato toplantısında kabul edildikten sonra 1 Ocak 2005 tarihi itibariyle yürürlüğe girdi. UludaÄŸ Ãœniversitesi Rektörü Prof. Dr. Mustafa Yurtkuran, ÅŸu açıklamayı yaptı: "UludaÄŸ Ãœniversitesi Akademik Ölçütleri, lisansüstü eÄŸitimin araÅŸtırma esaslı olarak yapılmasını saÄŸlamayı, eÄŸitim programlarını ve içeriklerini dünyanın önde gelen üniversite programları ile eÅŸdeÄŸer hale getirmeyi amaçlamaktadır. Bu nedenle eÄŸitim programlarının içeriklerini her yıl yeniden gözden geçirerek sürekli geliÅŸim ve iyileÅŸtirmeyi, öğrenci geri bildirimlerinin eÄŸitim programlarına yansıtılmasını, çağın gereÄŸi toplumun gereksinimi olan alanlarda farklı disiplinleri kapsayan doktora programlarının açılmasını, öngörülen puanlama sistemiyle bilimsel araÅŸtırmalarda grup çalışmasını teÅŸvik etmeyi ve lisansüstü eÄŸitimin kalitesini yükseltmeyi hedeflemektedir."Öğretim Elemanlığına ve Lisansüstü Programlara BaÅŸvuru KoÅŸullarının, UludaÄŸ Ãœniversitesi’nin vizyon ve misyonunu gerçekleÅŸtirmek için gerekli akademik kadroyu oluÅŸturmak amacıyla yeniden tanımlandığını kaydeden Prof. Dr. Yurtkuran, "Bu ilkeler ile gerçekçi, tarafsız ve adil deÄŸerlendirmeler sonucunda, akademik birimlerin kadro gereksinimlerini geliÅŸme hedefleri doÄŸrultusunda karşılamak, öğretim üyelerinin atama ve yükseltmelerinde, bilimsel erkin temel ilke olduÄŸu bir ortam hazırlamak, akademik personelin sürekli bilimsel geliÅŸimini teÅŸvik etmek ve öğretim üyesinin akademik ilerlemesinde SCI, SSCI ve AHCI ile SCI-Expanded vb. indekslere giren dergilerde yayın yapılmasını hedef haline getirmek istiyoruz" dedi. Hasta toplum"Tarımsal ürün"!.. BuÄŸday, sebze, yaÄŸ, süt, fındık vb. Bunlar arasında hayvanların da topluca "tarımsal ürün" kategorisinde sayıldığını okuduÄŸumda, birden fenalık bastı!.. "Düne kadar..dı" diyeceÄŸim, ama henüz deÄŸil. Bilim, hayvanların da aslında zeka, düşünce, duygu gibi kavramlara, bir alt düzeyde bile olsa sahip olduÄŸunu ortaya çıkardıkça, hatta tavuklardan tutun koyunlara varıncaya kadar, hayvanlar kısmen tarımsal ürün kategorisinden çıkmaya baÅŸladılar. Ayrıca Avrupa BirliÄŸi de yine bilimsel araÅŸtırmalar ışığında hayvanlara yönelik, haklar konusunda standartlar geliÅŸtirme çabasında. Bu hafta size bu alandaki geliÅŸmeleri üç parçalı bir dosya olarak sunuyoruz; dosyanın diÄŸer parçalarını önümüzdeki sayılarda birer ikiÅŸer okuyacaksınız. Bu yazıyı yazarken, bir yabancı dergide ilginç bir seri katil haberi dikkatimi çekti. Bu tür katillerin biz genellikle insanları, kadınları veya çocukları öldürdüklerini düşünürdük. Aslında bu tür caniler hayvanları seri halde öldürürmüş. Yeni evlenen bir Alman, bir cinayetten tutuklanır. Ortaya çıkar ki, aynı zamanda onlarca hayvan da öldürmüş: Midilli atları, atlar, koyunlar ve sayısız deney faresi... Peki neden hayvanları da öldürmüş? Ä°fadesinden: "Onları öldürerek, içimdeki pislikleri tamamen yok edebileceÄŸimi sandım!" Psikiyatrlardan, yıllardır çok sayıda katilin ve ırz düşmanının, gençliklerinde hayvanlara iÅŸkence ettiklerini öğreniyoruz. Amerikalı araÅŸtırmacılar, seks suçluları (ırza tecavüz) arasında hayvanlara iÅŸkence edenlerin oranını yüzde 70 olarak saptamış. BaÅŸka bir bakışla: Hayvanlara eziyet edenlerin, herhangi bir zamanda ÅŸiddete dayanan bir suç iÅŸleme olasılığı beÅŸ kez daha fazla. Psikopatların bir kısmının böyle bir yönü var. Uzmanlar diyor ki, hayvana eziyet etmek, açıkça bir eÄŸilim iÅŸaretidir! Fakat bu ne kadar genelleÅŸtirilebilir, henüz bir bilgi yok. Alman polisi ve psikiyatrları bu olaydan yola çıkarak, Kuzey Almanya’da 100’den fazla atın sebepsiz yere öldürülmesi olayını da aydınlatacaklarını düşünüyor. * * *Özetle, hayvan sevgisinin ve hayvanları korumanın, insanları uygarlaÅŸtırmada, toplumsallaÅŸtırmada ve ehlileÅŸtirmede çok önemli bir görev üstleneceÄŸi açık. Hayvanlar, ÅŸu evrende ve yeryüzündeki serüvenimizde yol arkadaÅŸlarımızdır. Büyük evrim nehrinde onlarla birlikte akıp gidiyoruz..Ä°nsanlığımızın mihenk taşıdır, onlara karşı tutumumuz. Gelecek haftaya kadar sevgi ve dostlukla... EditörÂ
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!