Edebiyatın topçuları..

‘İçi havayla dolu meşin topu, coşturucu ve yaratıcı bir derinlikle, iki direk arasından geçirmektir.’

Haberin Devamı

Nâzım Hikmet’in gol tarifi böyle olur elbette...
Bakmayın siz, ‘Edebiyatçılar futbola mesafelidir’ sözlerine... Onlar da topa sıkça girdi. Topu yazdı. Emin olun, şimdi yazsalardı Fatih Terim-Ünal Aysal gerilimiyle ilgili bir-iki çift laf ederlerdi. Kimbilir, ‘Aysal, pişmiş aşa su kattı, hem de tankerle’ diye yorum yapabilirdi birisi. Bilemeyiz. Neyse girmeyeceğim o konuya,  sevgili Bilgin Gökberk o tartışmayı güzel özetledi zaten...
Ben futbol oynayan ve futboldan da beslenen edebiyatçılarımızı araştırdım. Çarpıcı sonuçlara ulaştım. Mutlu oldum.
Edebiyatın harika adamlarını kelimelerle tablo yapmaktan, meşin yuvarlakla dansa aldım. İşte söz ustalarının futbolla tangosu...

NÂZIM HiKMET: ‘FUTBOLDA ESKi KURDUM’

NÂZIM Hikmet... Onun futbolla muhabbetine şaşıracaksınız. Mikrofonlarımız Orhan Kemal’de:
‘Nâzım Hikmet’in futbol maharetini gösterdiği sahalar, hapishane avlularıdır. Bursa Hapishane’sinin bahçesi futbol için adam akıllı müsaitti. Mavi gözlü dev takımın en zor yerinde oynuyordu: Ortahaf! Hele çalım yapar, yutturursak öyle içerlerdi ki, sahada faul kralı kesilir, elle, kolla, tekmeyle girişirdi. Bir gün esaslı bir tekmesini yemiştim, hani laf aramızda nefis bir tekmeydi.”
Nâzım Hikmet, şairib şiirinde topa hükmedişini şöyle betimliyor:
‘...Futbolda eski kurdum. En ağır hafbekleri yere vururdum. Bana mahsustur bu vuruş, futbol potinlerim,  kurşun kalemimden öğrendi bu zanaatı!’

Haberin Devamı

FANATiK FENERBAHÇELi SANTRAFOR: ORHAN KEMAL

ORHAN Kemal... Aslında hayali, futbolcu olmaktı. Seyhan ve Adana İdman Yurduspor’da oynadı. Mikrofonlarımız tekrar Orhan Kemal’de:
‘Yığınla futbol hastasından biri de bendim. Laf aramızda iyi penaltı atardım. İyi bir santrafordum ha. Bir iki gol her maç sağlamdı.’ Bu yazıyı yazarken oğlu Işık Öğütçü’yü aradım: ‘Babam çok iyi bir futbolcu ve fanatik Fenerbahçe taraftarıydı’ dedi.

Altunizade’deki o maç

ÜLKÜ Tamer... 8 Haziran 1964’te tarihe geçen bir bir maç oynandı, Altunizade’de. Edebiyatçılar Birliği ile Keşanlı Ali Destanı oyuncuları arasında. Edebiyatçılar Birliği’nin kaptanı Orhan Kemal’di. Şimdi de Ülkü Tamer’e bağlanıyoruz: ‘Ben santrafordum takımda. Orhan Kemal’le çift santrafor yani. 2 gol attım. Bir penaltı yaptırdım. Beni ceza sahasında biçtiler.’ Ülkü Tamer, Beşiktaş taraftarıdır.

Haberin Devamı

Çilingir Mehmet Seyda

HALDUN Taner... Aynı maçta Keşanlı grubunun kaptanıydı. O maçta oynayan bir çok edebiyat kurdu daha vardı. İşte onlar... Egemen Berköz.. ‘Basit bir yalnızlık da yeterdi. Basit bir kareli defter de’ diyen usta şair, delici bir sağ açıktı.
Mehmet Seyda... Aynı zamanda Cemal Süreya’nın bacanağı da olan Seyda, ‘Anahtarcı Salih’ kitabının adı gibi takımın zor anlarında çilingir vazifesi görürdü.

FAZIL HÜSNÜ DAĞLARCA’NIN TAKIMI

ŞÜKRAN Kurdakul... Kitleler önünde yüksek sesle okunmaya elverişli toplumcu şiirlerin yazarı, bitmek bilmez enerji ve hırsıyla takımın dinamosuydu.
İşte bu maçı usta spiker Halit Kıvanç yönetti. Peki sahada döktüren edebiyatçıların o zamanki teknik direktörü kimdi? Sıkı durun... Fazıl Hüsnü Dağlarca...

Haberin Devamı

FATiH TERiM’iN TAKIM ARKADAŞI ŞAiR KiM?

AHMET Erhan... Usta şair de sizi şaşırtacak. Fatih Terim’in, Adana Demirspor’dan takım arkadaşı. Adıyamanspor’un sağ beki kaval kemiğini kırdığında,
‘Anne ben geldim, ağdaki balık
bardaktaki su kadar umarsızım
dizlerin duruyor mu başımı koyacak?
Anne ben geldim, oğlun, hayırsızın...’ dizeleriyle biten şiirini yazdığı annesinin yüreği cız etti. O gün futbolla muhabbetini kesti Erhan. Takım arkadaşı Terim futbolun zirvelerine, o ise romantizme koştu. Ama Erhan’ın içindeki futbol tutkusu hala devam eder. Koyu bir Galatasaraylı.
Sunay Akın: Eski bir kalecidir. Babasının kararı onu üç direkten mahrum etti. Lakabı Şenol’du (Şenol Güneş) koyu bir Trabzonsporludur.

Haberin Devamı

MEMET FUAT NEYi ISKALADI...

YERİ geldi ustalar futbolu yazdı. Bakın onlarca futbolcu portresi yazan Cemal Süreya, Lefter’i ve Metin Oktay’ı nasıl anlattı:
‘...yalnızlığın büyük serüveninden dönen Ulysseus. Evde kimseyi bulamadı. Attığı golleri bir de İstanbul surlarının burçları arasından geçirirdi. Metin Oktay jimnastikçi. Lefter sanatçı. Metin’de destan. Lefter’de roman.’
Yeri geldi futbol rıhtımında edebi iddialara girildi... Bir gün, Cemal Süreya D Yayınevi’ni yeni açan Memet Fuat’a seslendi.
‘Fuat geç kaleye. Üç penaltı atacağım. Üçü de gol olursa bizim bir arkadaşın şiir kitabını ücretsiz basacaksın.’ ‘Tamam’ cevabı alınır, üç atış da gol olur ama kaleci Fuat sözünün üstüne yatar. 1 yıl sonra başka bir yayınevinde basılan şiirler kimin biliyor musunuz? Ahmet Arif... ‘Hasretinden Prangalar Eskittim’.

Haberin Devamı

VE ASRIN EN ROMANTiK 11’i...

VERİLER böylesine özel ve anlamlı olunca ben de edebiyatın topçulardan bir takım kurmaz mıyım? Alın size efsanevi bir takım...
Ne dersiniz? Bu takım nasıl oynardı acaba? Bence ‘şiir gibi’...

1- Sunay Akın
2- Şükran Kurdakul
3- Haldun Taner
4- Cemal Süreya
5- Ahmet Erhan
6- Mehmet Seyda
7- Egemen Berköz
8- Memet Fuat
9- Orhan Kemal
10- Nazım Hikmet
11- Ülkü Tamer

Teknik Direktör: Fazıl Hüsnü Dağlarca

Yazarın Tüm Yazıları