Ecyad Kalesi devremülk oldu pazarlamasını Türkler yapıyor

Suudiler’in 2002 Ocak’ında buldozer kepçeleriyle yerlebir ettikleri Mekke’deki Ecyad Kalesi’nin yerinde çok yakında 11 adet gökdelen yükselecek, bu gökdelenlerden biri ‘Zemzem Kulesi’ adını taşıyacak ve kulede 4 bin 668 adet daire bulunacak.

Suudiler, 2006 yılında tamamlanacak olan daireleri şimdiden devremülk sistemiyle ve 24 yıllığına satıyorlar. Kábe’ye bakan dairelerin dönem fiyatları 5 bin 972 dolar ile 284 bin 273 dolar arasında değişiyor ama işin çok daha ilginç olan başka bir tarafı var: Mekke’yi ve Kábe’yi asırlar boyunca Bedevi saldırılarına karşı korurken can veren askerlerimizin hatırası olan Ecyad Kalesi’nin yerinde yükselecek olan kulelerdeki dairelerin satışını, İstanbul’da faaliyet gösteren bir Türk şirketi yapıyor.

TÜRKİYE, bundan iki sene kadar önce, 2002 ilkbaharında Mekke’deki ‘Ecyad Kalesi’nin yıktırılmasını tartışıyordu. Suudiler Mekke’de Türk döneminden zamanımıza kadar gelebilmiş birkaç eserden biri olan Ecyad Kalesi’ni buldozerlerle yerle bir edince Ankara ile Riyad arasında haftalar süren bir kriz yaşanmış, olay bir ara uluslararası boyut bile kazanmış ama zamanla unutulmuş, daha doğrusu dışişlerimiz ‘unutulmasını’ tercih etmişti.

Vaktiyle Ecyad Kalesi’nin bulunduğu alanda şimdi devása bir inşaat yükseliyor. Buraya 11 adet kule dikiliyor, ‘Zemzem’ adını taşıyacak olan en yüksek kulede 4 bin 668 adet daire ile 1220 odaya sahip beş yıldızlı bir otelin yeralması planlanıyor ve halen devam etmekte olan inşaattaki daireler devremülk sistemiyle şimdiden satılıyor. İşin çok daha ilginç olan tarafı ise, yıkılan yüzlerce senelik Türk Kalesi’nin yerinde yükselecek olan kulelerdeki dairelerin satışını da bir Türk şirketinin; İstanbul’da, Harbiye’de faaliyet gösteren ‘Turco Tour’un yapması.

Burada hiçbir yoruma girmeden, Turco Tour’un Zemzem Kulesi’ndeki daireleri devremülk yoluyla satış maksadıyla hazırladığı metinden alıntılar yapmakla yetineceğim.

İşte, Turco Tour’un üslubu ve ifadesiyle Zemzem Kulesi’ndeki dairelerin faziletlerinden bazıları:

‘...Zemzem Kulesi ‘El Beyt Kuleleri’ projesinin beş kulesinden biridir. Zemzem Kulesi bulunduğu yer Mekke’den tam olarak Kabe’yi görebilen bir konumdadır. Bu önder projenin ilk temel taşı, İki Kutsal Kent Hizmetçisi Ekselansları Prens Abdullah Bin Abdul Aziz adına projeye dair işlerin başladığını ilan etmek için 28.11.2002 tarihinde atılmıştır, Allah’ın izni ile 2006 yılında tamamlanması öngörülmektedir’

‘...Yapılmakta olan proje İki Kutsal Kent Hizmetçisi, Kral Abdul Aziz Vakıfları’nın mülkü üzerine kurulmaktadır. Bu tür bir proje Mekke’de ilk defa yapılmaktadır ve uluslararası yap işlet devret sistemine göre gerçekleştirelecek ve intifa müddeti 24 yıl sürecektir. Toplam alanı 91.326 metrekare olan bu projede, Münşeat Emlak Projeleri Şirketi, Zemzem Kulesi’nin yatırımını üstlenerek, 31 kat ve 1240 otel suitini kiralamıştır’

‘...Zemzem Tower (kulesi), Harem-i Şerif’in yanıbaşından olma özelliği nedeniyle sizlere; kendi dairenizden çıkıp bahçenize indiğiniz andan itibaren Harem-i Şerif’in içine girmiş olma imkánını sunmaktadır. Bu sayede, bulunduğunuz her yerde Harem-i Şerif’in içinde ibadet etmiş sayılmaktasınız. Oysa; Mekke şehrinin herhangi bir yerinden Harem-i Şerif’e gelmek için yol katetmek ya da herhangi bir kapıdan girmek zorundasınız’

Bilmeyenler yahut şaşıranlar için, metinde geçen ‘İki Kutsal Kent Hizmetçisi’ ifadesinin ne olduğunu da söyleyeyim: Yavuz Sultan Selim, kutsal toprakları Osmanlı idaresine katmasından sonra ‘Hádimu’l-Haremeynu’ş Şerifeyn’, yani ‘İki kutsal kentin, Mekke ile Medine’nin hizmetkárı’ şeklinde bir unvan almış, bu unvan daha sonra bütün Osmanlı hükümdarları tarafından kullanılır olmuştur. Metindeki ‘hizmetçi’ sözü ise, Suudi Arabistan Kralı Fahd’ın da 1980’lerde takındığı aynı unvanın fena tercümesinden ibarettir!

Türk Kalesi’nin yerinde yükselecek olan kulede yedi çeşit daire bulunuyor: Şehir ve Harem-i Şerif yani Kábe manzaralı stüdyolar, yine şehre yahut Kábe’ye bakan küçük süitler, büyük süitler, emirlik daireleri ile kral daireleri. En küçüğü 33, en büyüğü ise 76 metrekare olan daireler dayalı-döşeli şekilde satılıyor ve günlük temizliğin yanısıra oda servisi hizmeti de veriliyor. Kábe’ye bakan dairelerin dönem fiyatları 5 bin 972 dolar ile 284 bin 273 dolar arasında değişirken hisse sahiplerinden ayrıca yine farklı oranlarda aidat da alınıyor. Devremülk hisselerinin sahipleri bu haklarını 24 yıl boyunca kullanabiliyor, isterlerse satabiliyor yahut başkalarına kiralayabiliyorlar.

Mekke’deki bu kárlı yatırım konusunda daha başka söz etmeyecek ve yorum da yapmayacağım. Şimdi, kutsal kenti ve Kábe’yi asırlar boyunca Bedevi saldırılarına karşı korurken can veren askerlerimizin hatırası olan Ecyad Kalesi’nin yerinde yükselecek olan Zemzem Kuleleri hakkında ayrıntılı bilgi edinmek isteyenlerin yahut Kábe’yi şehidlerimizin kemiklerinin üzerinden seyretmekten çekinmeyecek devremülk heveslilerinin yapacağı tek bir iş var: İnternette ‘www.torcotour.com’ adresine, yani Ecyad’ı pazarlayan Türk şirketinin sitesine girip Zemzem Kuleleri’nin bağlantısını tıklatmak, o kadar...

Sultanların kemiklerini köpeklere böyle kaptırdık

BU
sayfada geçen iki hafta boyunca kültür tarihimizin en hazin ve en garip hadiselerinden birinin, Anadolu Selçuklu Devleti’nin önde gelen sekiz hükümdarının kemiklerini 1990’lı senelerde köpeklere kaptırmamızın öyküsünü yazmıştım.

Önceki haftaki ilk yazımın yayınlanmasından sonra Konya Valisi Ahmet Kayhan bir açıklama yaptı ve ‘böyle bir olayın olmadığını’ iddia etti. Vali Bey’den, açıklamasındaki tarih ve bilgi hataları hakkında geçen hafta yazdıklarıma da bir cevap alamadım.

Konuyu artık fazla uzatmak istemiyor ve burada yayınladığım 1993’ün 23 Eylül günü çekilmiş olan iki fotoğrafla noktalıyorum. 1993’ün 23 Eylül günü çekilmiş olan fotoğraflarda türbenin bir duvarının restorasyon maksadıyla tamamen yıkıldığı, içerisinde sultanların kemiklerinin bulunduğu láhidlerin parçalanmış halde avluya dağıldıkları ve asıl türbe kapısının da açık olduğu net şekilde görünüyor. Fotoğraflar 1993 Eylül’ünde Konya’yı ziyaret eden bir dostum tarafından tesadüfen çekilmişti.

Hükümdarlarının kemiklerini köpeklere kaptıran ilk millet olduğumuzu belgeleyen bu resimleri hafta içerisinde bana ulaştıran dostuma teşekkür ederken, Konya Valisi Sayın Ahmet Kayhan’a kendisini ‘yanlış bilgilendirdiklerini’ hatırlatmadan edemiyorum.

Suudiler yıktı, Bin Ladin ailesi gökdelen dikiyor

ECYAD
hadisesinin ayrıntılarını mutlaka hatırlıyorsunuzdur ama, ben gene de yazayım:

Yüzlerce senelik geçmişi olan ve 1600’lü yılların sonunda Türkler tarafından baştan aşağı yeniden inşa ettirilen kale, Arap yarımadasının elimizden çıktığı Birinci Dünya Savaşı’na kadar, Mekke’deki birliklerimizin garnizonuydu.

Türk dışişleri, 2002’nin son aylarında kalenin yıkılacağı yolunda bazı söylentiler işitmiş ama Suudi yönetimi ile görüştükten sonra ‘yıkımın önlendiği’ yolunda açıklamalar yapmıştı. Hatta bir ara ‘kalenin korunmasına karar verildiğine’ inanarak, Suudi tarafına üstüne üstlük bir de ‘memnuniyetimizi’ ifade etmiştik.

Derken, Suudiler, dışişlerimizi bir güzel şaşırttılar ve Ecyad Kalesi 3 Ocak 2002 günü buldozer kepçeleriyle gümbür gümbür yıktırıldı. Kalenin yerle bir edilmesi Ankara ile Riyad arasında diplomatik kriz yarattı; Suudiler, Ecyad konusunun kendi ‘iç işleri’ olduğu ileri sürdüler, hattá ‘Tarihten söz edebilecek son ülke, Türkiye’dir ve önce Ermeni meselesini halletmesi gerekir’ gibisinden küstah açıklamalara bile muhatap olduk ve doğru dürüst bir cevap bile veremedik.

Suudiler daha sonra, yıkımın Kral Fahd’ın imzaladığı bir emirnameye dayandığını söylediler. Kale’nin bulunduğu alana güya hacıların ihtiyacı olan bazı binalar yapılacak ama Ecyad aynı şekilde yeniden inşa edilecekti!

Aradan birkaç ay geçti ve Ecyad’ın kimin ve neyin uğruna yerle bir edildiği ortaya çıktı: Kral Fahd’ın 26 yaşında olan en küçük oğlu Abdüláziz iş hayatına atılmış, kalenin bulunduğu tepeye bir binalar kompleksi dikmek istemiş ve yıkım fermanını kral babasına imzalatmaya muvaffak olmuştu.

Derken, vaktiyle Ecyad’ın bulunduğu yerde devásá bir inşaat başladı. 1 milyar 600 milyon dolara malolacak olan faaliyetin resmi adı ‘699 sayılı proje’ idi, inşaat 23 bin metrekareye yayılıyor ve ‘El Beyt Kuleleri’ adını alacak 11 adet kuleden meydana geliyordu. Kulelerin en yükseği 31 kat olacak, içlerinde 4 bin 668 adet daire ile 1220 odaya sahip beş yıldızlı bir otel yeralacak ve 2 bin araç kapasiteli bir de otopark yapılacaktı.

İşin çok daha ilginç olan tarafı, Ecyad’daki inşaatı, Usame bin Ladin’in ailesine ait olan ‘Ben Laden Construction Group’ adındaki Suudi şirketinin üstlenmiş olmasıydı. Şirket, Kuveytli iki İslami yatırım grubuyla, ‘Arif’ (Aref Investment Group) ve ‘İcare’ (International Ejarah and Investment Company) isimli bir şirketlerle bir konsorsiyum kurdu ve bu gruplar El Beyt kulelerinin en yükseği olan ‘Zemzem Kulesi’nin yapımına 390 milyon dolarla katıldılar.
Yazarın Tüm Yazıları