Ecevit'in Saddam'a hassas mesajı

TALİBAN'ın çöküşüyle birlikte Amerika'nın Irak'ı hedef alacak bir saldırı kararından caydırılması, önümüzdeki dönemde Türk diplomasisinin en önemli önceliklerinden biri haline geldi.

Başbakan Bülent Ecevit'in, ABD Dışişleri Bakanı Colin Powell'dan aldığı yanıtı rahatlatıcı bir gelişme olarak görmesine karşılık, Ankara'nın bu konudaki endişelerinin ortadan kalktığı söylenemez. Bunun nedeni, Powell'ın, Başkan George Bush'un Irak'ı vurmaya dönük bir karar almadığını belirtirken, yanıtını ‘‘Bu aşamada’’ kaydıyla vermiş olmasıdır.

ABD yönetimi içinde, bu konuda sürmekte olan tartışmanın taraflarından biri olan Powell, kendisini Irak konusunda geleceğe dönük olarak kesin bir şekilde bağlamaktan dikkatle kaçınmıştır.

Çünkü Powell, yönetim içinde özellikle Savunma Bakanlığı'nda kuvvetli bir grubun, Başkan Bush'u, Irak'ı vurma kararı için etkilemeye çalıştıklarını, Başkan'ın bu konuyu, kafasında tartmakta olduğunu Washington'da en iyi bilen aktörlerden biridir.

* * *

Burada not edilmesi gereken husus, Powell'ın da Irak'ı vurma seçeneğine ihtiyatla yaklaşıyor olmasıdır.

Powell'ın başında bulunduğu ABD Dışişleri Bakanlığı, bu denklemde, Irak'a dönük harekátın Arap dünyası içinde yaratacağı büyük tepkileri, ayrıca bölge jeopolitiğinin altüst olabileceği ihtimalini, bir bu kadar önemlisi ABD'nin uluslararası alanda yalnız kalabileceğini çok iyi hesaba katmaktadır.

Ancak, son aşamada, kararı verecek olan ABD Başkanı Bush'tur. Yönetim içindeki mücadalede sertlik yanlısı grubun Bush'u ikna etmesi halinde, Powell'ın Beyaz Saray'ın vereceği talimatın gereğini yerine getirmekten başka yapacağı bir şey yoktur.

Powell'ın, Ankara gezisinin önemi belki de Washington'daki tartışmada Irak'a askeri müdahaleye karşı çıkan grubun elini güçlendirmiş olmasıdır.

ABD, Irak konusunda nihai kararını alırken kuşkusuz Türkiye'nin muhalefetini de dikkate almak durumundadır.

* * *

Kritik soru bu noktada karşımıza çıkıyor: ABD, Türkiye'nin itirazını bile bile müdahale kararı alabilir mi?

Bir başka soru şekliyle, Türkiye'nin rahatsızlığı ABD'yi kararından caydıracak ölçüde bir ağırlık taşır mı?

Bu soruya kesin bir yanıt verebilmek güçtür.

Aslında, askeri seçeneğin gündemden düşmesine, en büyük katkıyı yapabilecek olan taraf, muhtemel bir saldırıda en çok zararı görecek olan Irak'tan başkası değildir.

Irak'ın, kitlesel imha silahları denetlemekle görevli Birleşmiş Milletler denetçilerine kapılarını açması, muhtemel bir gerginliğin aşağı çekilmesine yardımcı olacaktır.

Başbakan Bülent Ecevit'in, önceki gün bu yönde Irak'a yaptığı kuvvetli çağrı, Irak Lideri Saddam Hüseyin'e, ‘‘aklını başına toplaması’’ yönünde bir mesaj olarak görülebilir.
Yazarın Tüm Yazıları