Düşüşte ilk sıralarda toparlanmada sonlardayız

BAŞLIK aslında benim değil. Bir bankanın geçen hafta sonunda yayımladığı iktisadi raporda yapılan bir değerlendirmeden aynen aktardım.

Haberin Devamı

Hafta sonundaki bir başka bankanın iktisadi raporunun başlığı ise “Türkiye’nin dış talebi, iç talebinden daha hızlı toparlanıyor” idi...


Bankacıların yaşanan zor süreç nedeniyle kendilerini iyimser kılmak için ellerinden geleni yaptıklarını, işaretleri hep olumlu yorumlama eğilimi içinde olduklarını, o nedenle böylesine yorumları fazla yapmadıklarını biliyoruz. Peki ne oldu da, bankacılar da bizim başlıklarımızla yorum yapmaya başladılar.


“Türkiye krizden sonra en hızlı toparlanan ekonomi olur”
sözlerinin hatırlatıldığı bir bankanın raporunda, ilk aylarda hızla artan öncü göstergelerin (PMI endeksleri) de bu iddiaya destek verir bir görüntü çizdiği, yerli-yabancı bir çok kurum ve analistin bu görüşte olduğu belirtilip, şu değerlendirme yapılıyor:

Haberin Devamı


“Oysa, ekonomi dibe vurduktan yedi ay sonra bugün gelinen noktada, ne öncü göstergeler eskisi gibi ışıldıyor, ne de sanayi üretiminde beklenen güçlü toparlanma gerçekleşmiş durumda.
Ne yazık ki, Türkiye düşüşte başlarda, toparlanmada da sonlarda yer almaya devam etmektedir.”

Geçen hafta açıklanan Satınalma Yöneticileri Endeksleri (PMI) kasım değerleri ile yeni bir değerlendirme yapan banka iktisatçıları, Türkiye PMI endeksinin artık dünya ortalamasının ve bir çok gelişmiş ve gelişmekte olan ülkenin gerisinde kaldığını hatırlatıyorlar. Türkiye’de endeksin 52.8’den 51.8’e gerileyerek, 4 ay üst üste zayıfladığını ve mayıstan bu yana en düşük noktasına geldiğini kaydediyorlar. Zayıflamaya rağmen endeksin genişlemeyi gösteren bölgede kalmasını ise “tek avuntu” olarak görüyorlar.

2010 İÇİN DE UMUT AZ

Aynı raporda iki ayrı uluslararası endeksteki gelişmeler de irdelenerek benzer sonuçların alındığı ifade ediliyor.


“Sonuç olarak, Türkiye ekonomisinin üretim kaybında başlarda, toparlanmada da sonlarda yer almaya devam ettiği izlenmektedir”
denilen raporda, bu nedenle, “Türkiye en hızlı toparlanır” görüşünün altını doldurmanın giderek zorlaştığı ve göreceli piyasa performansının zayıf kalması için ciddi bir temel oluşturduğunun altı çiziliyor. “Bu yıldan umudunu kesenler, bu kez de 2010 yılı için güçlü büyüme tablosu çizmeye çalışacaklardır” denilerek, buna karşılık üretimde Şubat dibinden sonra yakalanan toparlanma eğiliminin gücünü koruyamaması nedeni ile yeni yıla zayıf bir momentumla girilmekte olduğu hatırlatıldı.

Haberin Devamı


Bir banka da geçen hafta dış ticaret rakamlarını değerlendirirken “Türkiye’nin dış talebi iç talebinden daha hızlı toparlanıyor” diyerek durumu özetliyordu.


Ekim ayında ihracat bir önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 3.9 artışla 10.1 milyar dolar olarak gerçekleşti, ithalat ise yıllık bazda yüzde 15.2 azalarak 12.7 milyar dolarda kaldı. Geçen yıl dış ticaret verilerinde ekim ayında başlayan hızlı daralma süreci nedeniyle bu yılın ekiminde baz etkisinin devreye girerek, ihracatta artış görülmesini sağladığı belirtildi. Eylül ayında İstanbul’da yaşanan sel felaketi ve Ramazan Bayramı tatilinin çalışılan gün sayısını azalttığı hatırlatılırken, bu nedenle de dış ticaret verilerinde eylülden ekim ayına kayma yaşanmış olabileceğinin tahmin edildiği belirtildi. Yine de ihracatın ithalata göre daha hızlı toparlanıyor olmasının, dış talebin iç talepten daha hızlı toparlandığını gösterdiği kaydedildi.

Haberin Devamı


Bence bu raporlar birbirlerine tamamlar nitelikte. Türkiye ekonomisi, “sağlam bankacılık sistemi” gibi çok önemli bir avantaja rağmen diğer ülkelerden çok daha fazla küçüldü, şimdi diğer ülkeler büyümeye başlarken, yine zayıf bir performans gösteriyor.


Artık herkes kabul etsin; bunun adı kötü yönetim, başka bir şey değil...

Yazarın Tüm Yazıları