Dünyanın incisi İstanbul Erdoğan’ın çiftliği mi yoksa

KİMLER olduğu belli değil. Sözde bazı semt sakinleri ihtiyaç olduğunu ileri sürmüşler ve semtin göbeğindeki parka cami yapılmasını istemişler.

Park, yağmalanan İstanbul’un nasılsa bu talandan kurtulmuş üç beş yeşil alanından biri olan Göztepe Parkı.

Belediye meclisi çok acilmiş gibi hamhum şaralop yöntemiyle parka kocaman bir cami yapılması için kaşla göz arasında karar çıkarıvermiş.

Kendisini İstanbul’un sahibi zanneden Başbakan da ‘Cami yapıla’ diye onay vermiş.

Öyle ya; İstanbul da, Göztepe Parkı da Tayyip Bey’den sorulur. Kime ne demek düşer.

Geçtiğimiz günlerde Dubai Veliaht Prensi İstanbul’a teşrif buyurdular.

Kendilerini Tayyip Erdoğan ağırladı. Başbakan Zincirlikuyu, Levent, Kartal, Yedikule ve Formula 1 pistinin çevresindeki arazileri Prens hazretlerine yatırım yapması için tahsis etmiş.

Prens hazretleri bu arazileri çok beğenmiş olmalı ki 5 milyar dolarlık yatırım yapmak amacıyla İstanbul Büyükşehir Belediyesi’yle anlaşma imzalamış.

Prens hazretlerine tahsis etme sözü verdiği bu araziler kendi malı mı ki Başbakan ‘Verdim gitti’ diyebiliyor.

Başbakan herhalde Türkiye’nin bir hukuk devleti olduğunu unutuyor.

Galataport olayı da aynı mantık sonucu bir başka yatırımcıya verildi.

Bütün bunlar İstanbul halkına danışılmadan, yasalar önemsemeden yapılıverdi.

Şaşırtıcı olan, Başbakan Erdoğan’ın İstanbul’u tamamen kendi çiftliği gibi görerek hareket etmesi.

‘Esas sorumlu ve yetkili Belediye Başkanı Kadir Topbaş değil mi?’ diye bir soru gelebilir aklınıza.

Eğer böyle sanıyorsanız, yanılıyorsunuz.

Bir yurtseveri yitirdik

ATTİLÁ İlhan meslektaşımızdı. Onun gazeteci olması benim için her zaman bir övünç ve gurur kaynağıydı.

Attilá İlhan çok iyi bir şair, çok usta bir romancıydı.

Gençliğimde onun şiirlerini ezbere bilirdim. Hemen bütün romanlarını büyük bir hazla okudum. Usta kaleminin gücünü, anlatım derinliğini ve ilkeli çizgisini kitaplarının her satırında görmek mümkündü.

Attilá İlhan inançlı ve kararlı bir Cumhuriyet aydınıydı. Cumhuriyet aydınlanmasını, Atatürk ilke ve devrimlerini özümsemiş ve onları yaşamı boyunca savunmuştu.

Kişisel çıkarları için siyasi çizgisini hiçbir zaman değiştirmemiş, siyasi dönemlerin koşulları umurunda bile olmamıştı.

Daima onurlu bir insan ve aydın olarak kalemiyle bu ülkenin gerçeklerini dile getirmiş ve halkımıza ışık tutmuştur.

Toplumumuz çok önemli bir insanını yitirdi. Başımız sağ olsun.

Teşekkürler ederim

KALBİME bir müdahale gerekiyordu. Cleveland’ın usta doktorları gereğini yaptılar ve beni sağlığıma kavuşturdular.

Hepsine, ama başta Dr. Murat Tuzcu ile Dr. Bruce Lytle’a çok teşekkür ederim. Onlara olan minnet borcum ödeyemeyeceğim kadar büyüktür.

Ameliyatımın öncesinde ve sonrasında arayan, sağlık dileklerini ileten çok sevgili dostlarıma nasıl teşekkür edeceğimi ve gösterdikleri tanımlanması olanaksız olan vefalarına nasıl yanıt vereceğimi bilemiyorum.

Bazı durumlarda insan minnet duygularını anlatacak sözcükleri ne yazık ki bulamıyor.
Yazarın Tüm Yazıları