Dünyamı yıktılar

Bulgaristan'a dönen şampiyon boksör, gelecek garantisi verildiği taktirde Türkiye'de ringe çıkacağını belirterek, ‘‘Canım yanıyor, canım. Caner Doğaneli dünyamı kararttı. Ama artık akıllandım. Bir miktar para ve garanti vermezlerse Türkiye'ye kesinlikle dönmeyeceğim’’ dedi.

Cebinde sinir ilaçları, vitrindeki kupa ve madalyalarına baktıkça mazisini düşünüp sürekli ağlıyor Ahmet Sabri... Dünya şampiyonu boksör, iltica edip, daha sonra ilgisizlik gerekçesi ile döndüğü babaocağı Peştera'da ‘‘Dünyamı yıktılar. Canım yanıyor, canım. 50 bin doları bana çok görenler, şimdi dünya ajanslarının geçtikleri haberlerden acaba yüzleri kızarmıyor mu?’’ diyerek HÜRRİYET'e içini döktü.

‘‘Bulgaristan'da sıfırdan başlıyorum’’ diyen Ahmet Sabri, Türkiye'ye gelecek garantisi aldığı takdirde dönüp ay yıldızlı formayı giyebileceğini belirterek şunları söyledi: ‘‘Artık akıllandım. Caner Doğaneli dünyamı kararttı. Türkiye'ye hiçbir şart ileri sürmeden sadece şampiyon olmaya ve daha sonra da her Türk sporcusu gibi kazanacağım ödüllerle ailemi iyi şartlarda yaşatmayı düşündüğüm için gelmiştim. Aldanmışım. Başkan Doğaneli Türkiye'ye ilk geldiğim günden beri medya mensuplardına ‘Biz Ahmet Sabri'yi Türkiye'ye davet ve transfer etmedik. Kendisi geldi' diye demeçler verdi. Bir Türk çocuğu olarak Türkiye'ye ay yıldızlı formayı göğe çıkartmaya geldiysem, suç mu işledim? Bana vizeyi kim aldırttı? Bana ‘vizeni al gel' diyen kendisi değil miydi? Eşim ve çocuklarımın geleceklerini garanti altına almak için bir miktar para istiyorum. Bu para verildiği takdirde Türkiye'ye verdiğim sözü Avrupa, Dünya ve Olimpiyat şampiyonlukları madalyası ile yerine getireceğim.’’

Türkiye'ye ilticası ile dönüşü olay olan Ahmet'in evi medya ordusu ile kaynıyor. Ahmet, Türkiye ile ilgili bazı kasıtlı sorular sorulduğunu belirterek, ‘‘Ben cebimde TC pasaportu ve yüreğimde Türkiye aşkı ile yaşıyorum. Kimse bana Türkiye aleyhinde sözler söyletemez. Türkiye'de bazı kişiler benim canımı çok yaktıysa da başta kulübüm Beşiktaş ve manevi ağabeyim Cemal Öner'den, antrenörlerim Yurdakul ve Erdinç Güleren ile komşularımızdan yakınlık ve ilgi gördük’’ dedi.

Evinden dışarı çıkmayan Ahmet, hem spor hem de iş dünyasından teklifler aldığını söyledi. Öncelikle boksu düşündüğünü söyleyen Ahmet, Almanların profesyonel teklifinden sonra eski kulübü Slavya'dan çok cazip teklif aldığını belirterek, ‘‘Seni Türk'ler 50 bin dolar için döğüştüremediler, ama gel biz sana 50 bin dolar verelim, eskiye sünger çek o eski mutlu günlerimize dönelim' diyorlar. İçişleri Bakanlığı boksu bırakmam halinde beni kasabam Peştera'da polis yapma teklifini de getirdi’’ dedi.

TÜRKİYE’Yİ AĞLAYA AĞLAYA TERKETTİK

Türkiye'yi ve komşularını çok sevdiklerini söyleyen eşi Hanife, ‘‘Ahmet'i dünya şampiyonasında döğüştürmeyenler hiç mi iki küçük yavrumuzu düşünmediler. Çocuklarımız ağlaya ağlaya Bulgaristan'a döndü. Madem ki, Bulgarlar'ın istediği 50 bin doları bulamadılar. Türk insanı çok yardımseverdir. Bir kampanya açsalardı pekala bu parayı toplayıp Bulgarlar'a verir, kocamı da Dünya Şampiyonası'nda döğüştürürlerdi. Utanç duyuyorum. Oğlum Emrah'ı iki sezondur okula gönderemiyorum. Pazara çıkmaya bile utanıyorum’’ derken hıçkırıklara boğuldu.

Ahmet'in evinde tam bir matem havası esiyor. Annesi, babası, dedesi, anneannesi, kardeşleri, ‘‘Ahmet'e neden bu oyunu yaptılar. Döğüştüremeyeceklerdi neden iş işten geçmeden geri göndermediler’’ dediler.