Dünyadaki ilk ve tek hayal platformu: Dreamstalk

Güncelleme Tarihi:

Dünyadaki ilk ve tek hayal platformu: Dreamstalk
Oluşturulma Tarihi: Ekim 06, 2016 15:54

CV’sinde akademisyen, yazar, girişimci gibi birçok önemli unvan bulunan, Dreamstalk kurucusu başarılı girişimci Semih Yalman ile gençlik, hayal kurmanın önemi ve en önemlisi hayalleri gerçekleştirmenin yolları üzerine konuştuk. Biz girişimci dedik ama o kendini “Sanatçı” olarak tanıtmayı daha uygun görüyor. Yalman ile hayal kurma sanatına dair gerçekleştirdiğimiz güzel söyleşi Hürriyet Kampüs sayfalarında.

Haberin Devamı

CV’nizde akademisyen, yazar, girişimci gibi birçok önemli unvan bulunuyor. Siz kariyer yolculuğunuzda geldiğiniz noktaya bakarak, kendinizi en çok nasıl tanımlamayı seviyorsunuz?

 

Sanatçı. İşi bilmem önemli değildi. Önemli olan sevmemdi. Ben her yaptığım işte 5 temel unsuru esas alarak çalıştım.

  • Farklı yapmalıydım. Yani inovatif olmalı ve böylece iz bırakmalıydı. Yani taklit etmemeli ve özgün olmalıydı 
  • Üretim içermeliydi. Süreklilik arz etmeli ve süreç oluşturmalıydı. Yani insanları kavramalı ve aidiyet yaratmalıydı,
  • Dürtmeli. Yani dönüp baktırmalı, parmak ısırtmalı ve sorgu uyandırmalıydı. 
  • Estetik. Güzel ve farkların oluşumundan bir uyum sağlamalıydı. Yani çekim sağlamalıydı,
  • Hız. Sıkmamalı ve sıkılmamalıydım, 
  • Hizmet etmeli yani iyiliğe çağrı yapmalı duygulara dokunmalıydı.

Doğru kariyer bence sizin sevginiz ve kabiliyetinize ihtiyaç duyulan ve kendini tekrar etmeyip sizi türeten cinsten olandır. Bunun dışında aynı koltukta oturmak ya da aynı işi farklı yerlerde yapmak benim için hem işi hem de kişiyi değerinden mahrum eder. 

‘Hayal Et Ki Ol’un sizin kariyerinizdeki yeri nedir?  Ya da hayalinizdeki yeri nedir diye sorsak…

 

Bu kitap, bir öğrenim içeren üretimin ilk özet aktarımı aslında. Sonuçta Hayal Et Ki Ol Dreamstalk’un 14 yan ürününden biri olup diğer ürünlerin ve temel kavramın anahtarı konumundadır.

Haberin Devamı

Hayalimin içindeki yeri ise öncelikle insanların hayalleri konusunda harekete geçirmesi ardından da

Dreamstalk’un tüm dünyada farkındalık sağlaması ve yayılımını hızlandırması,

Hayal ettim OLDUM diyeceğiniz hayaliniz doğrultusunda kendinizde değiştirdiğiniz bir şey oldu mu?

 

Her sürecin bir akışı var. Spiral ve dairesel akışlar eko sistemlere ait olup gelişirken geliştirir. Her akış için bir yola ve bu yolun da duraklara ve takıldığı yerlerde geri dönüşlere ihtiyacı var. Hayal kurmak bir süreç. Farkında olunarak yapılması gereken ve bireyin kendi üzerinde çalışıp sonrasında layık olması gereken bir süreç. Benim kendimde değiştirdiğim üç konu var: denge, sabır ve özüm olmayana dahil olmamak. Aslında bu yolda yürürken yolumu değiştirip profesyonel hayata dönmem ve sonrasında tekrar profesyonel hayatı bırakmam buna en güzel örnek. Hayal etmediğinizi hayat sizden alıyor.

Kitapta hayal etmenin bir algoritması olduğundan bahsediyorsunuz. Nasıl açıklanabilir bu algoritma?

 

Haberin Devamı

Algoritma aslında size sürece dair bir yol adımları haritası veriyor. O adımları atarken duraklarda durup bir sonraki adım için hem bilgi hem de duygusal yeterlilik kazanmanız gerekiyor. İnsan hem zihinsel hem de gönülsel birikime ihtiyaç duyuyor. Algoritmanın tamamı bir köprü. Bireye dürtü ve bir şekilde motivasyon veren cinsten ögeler ile donanmış. Duraklar ise gayet basit:

  • Önce Sen
  • Uyan
  • Kur

  • İnan
  • Bakış açını çoğalt
  • Çağır
  • Bürün
  • Liste yap

  • Olman için ne lazım?
  • Hayalindeki biz ve yer
  • İste
  • Layık ol

  • Devam et ve besle

Üniversitelerde de ‘Dreamstalk’ ile bir hayli etkinsiniz. ‘Dremstalk’ nedir?Daha fazla hayal kurdurmak ve hayalin algısını olumluya taşımak üzerine tasarlanmış, kalıplar dışında hayal dinleyen dünyadaki ilk ve tek hayal platformuyuz. Ayrıca bizi destekleyen kurumların da stratejik çözüm ortağıyız. Kurulduğumuz günden beri üniversiteleri, liseleri, sivil toplum kuruluşlarını, şirketleri ziyaret ettik, insanların hayallerini dinledik ve onlara hayallerini gerçekleştirmelerinde köprü görevini üstlendik.

Haberin Devamı

3 yıl içinde 36 farklı üniversitede 50 Dreamstalk gerçekleştirdik. Tüm Dreamstalk kanallarında ve etkinliklerinde toplam 55.000 kişiye offline, 5 milyondan fazla kişiye online olarak erişildi, 30.000 hayal dinledi ve 500 hayali gerçekleştirdi. Üniversitelerde 18 Hayal kulübü olup 3000 gönüllüsü olan Dreamstalk 150’den fazla öğrenciye koçluk aldırdı.

Dreamstalk olarak bizim hayalimiz, dünyanın hayal merkezi olmak ve yurt dışında da bu soft power olan teşebbüsü yaymak. Bunun için de dünya sorunlarına hayal gücü ile çözüm arayacağımız uluslararası "Dünya Hayaller Forumu"nu 2018 yılında Kapadokya'da gerçekleştirmeyi planlıyoruz. Bu forum ile genç insana yaklaşım konusunda dünyada öncü olarak Türkiye’nin algısını gelecek nesiller için somutlaştıracağımızı düşünüyoruz.

Haberin Devamı

Bugün Dreamstalk’un Dünya Ekonomik Forumu’ndan ne de TED’den az kalır bir yanı olmadığı gibi yaklaşım olarak her yaştan zihni dahil eden, söz hakkı tanıyan ve özdeki değeri ortaya çıkartan kapsamı itibarı ile daha evrensel ve evrimsel bir boyut taşımaktadır. İnancım şudur ki eğer Türkiye bu platformu kucaklarsa dünya gençliğine hikayesini subliminal bir şekilde kalıcı olarak anlatacaktır. Çünkü hayal hiç bir ülkenin tekelinde olmadığı gibi içinde barındırdığı öğeler bugün dünya gençliğinin tümünün umut kapılarıdır. Aşk, inovasyon, girişim, barış, bilim, genç kalma… bunların hepsi hayallerin içinde olan kavramlar olup bu sosyal yaşamı kavrayan platformlar günümüzde destekçileri ile birlikte daha çok itibar kazanacaktır.

Haberin Devamı

Gençler, çocuklar hayal kurduran okulları tercih etmeli diyorsunuz. Gençlerin hayal kurması neden önemli?

 

Dünyayı değiştiren fikirlerin, en büyük buluşların temelinde hep bir hayal yatar. Bu yüzden hayal gücü dünyanın ve insanlığın gelişmesi ve değişmesi için en temel unsurdur. Tarih sayfaları sadece hayal eden ve hayalini gerçekleştirenleri yazar.

Sistemler, kalıplar ve önyargılar anaokulundayken %98 olan hayal gücü kapasitesini, üniversite çağına gelindiğinde %2'lere kadar düşürüyor ve bize hayal kurmayı unutturuyor. Dünyadaki tek hayal platformu olarak bizim işimiz hayali geri çağırmak. Hayal gücünü kalıplardan kurtarmak ve daha fazla hayal kurdurmak, çünkü dünya hayal ettiği ölçüde gelişecek, barışacak ve çözecek.

Bu doğrultuda aile kadar eğitimin de önemi çok büyük. Bu aşamada okulların hayal kurmayı teşvik eden, öğrencilerin kalıpların dışına çıkmasına izin veren ve hatta veliye bu çocukların gelişim ve kariyer tandanslarının nerede olduğunu bildiren bir sistem içerisinde çalışması gerekiyor. Öğretmenlerin birer koç mantığıyla bu çocuklara yaklaşarak hayallerini beslemeleri, başarı kriterlerini her çocuk için ayrı yapmaları gerekiyor.  En basitinden bir çocuk derste dalıyorsa onu azarlamak yerine nereye daldığını bulup oradaki ana olgunun ne olduğunu anlaması ve bunu çocuğun velisine iletmesi en doğru yol olacaktır. Bir çocuk matematik dersinde başarısız diye matematik zekası yok damgasını yememeli. Ya da kompozisyon kurallarına uymuyorsa yazı yazamıyor adledilmemeli. Araştırın bakın hep olmadık şeyleri öğretmenlerin ve okulların dışladığı, anlayamadıkları kişiler yapmış tarihte. Sizce bu yeterli bir kanıt değil mi?

Sizin üniversite yıllarınız nasıldı? O zamanlar kurduğunuz ve peşinden koşup mutlu sona ulaştığınız ilham verici hayalleriniz var mı? Üniversiteliler garanti bir iş sahibi olmak, her ay sabit bir maaşa sahip olmaları ya da hayallerindeki işi yapmaları konusunda kafaları karışık görünüyor. Siz gençlere bu iki uç arasında nasıl bir kariyer öneriyorsunuz?

 

Ben istediğim bir bölümde okumadım. Bana kalsa ya konservatuar okurdum ve/veya sahne sanatları ya da sporcu olurdum; mesela dünya çapında bir tenisçi. Ya da dünyaca ünlü bir yönetmen... Ancak ben yurtdışında lise okurken tesadüfen kazandığım Hacettepe Üniversitesi Amerikan Dili ve Edebiyatı ve yan dal olarak felsefe okudum. Okurken hayalimde yurt dışında gelişebilmek vardı. Yurt dışında kozmopolit ve çoklu fikirlerin olduğu farklı ülkelerden kişiler ile ilk orta ve liseyi okudum. Üniversite beni Türkiye ile tanıştırdı desem yanlış olur çünkü bana Türkiye’yi tanıtan Hacettepe’de okurken Daily News Gazetesi’nde yaptığım gazetecilik oldu. Hayaller ortama göre ve sizin onları arzu edişiniz ve etki altında kalışınıza göre değişkenlik gösteriyor. Üniversitede hayalim uluslararası bir çapta ünlü bir gazeteci olmaktı. Bu olmadı çünkü master yapmaya ABD’ye gittim ve yönlendirilmem daha ziyade Fortune 500 şirketlerinden birine masterdan sonra girmemin bana maddi ve kariyer olarak daha fayda sağlayacağı üzerineydi. Bizler toplum olarak çocuklarımız için sağlamcı ve risksiz şeyler istiyor ve o doğrultuda onlara bunu empoze ediyoruz. Halbuki bir genç hayali için düşmeyi göze almalı. Sürünecekse de sürünmeli. Çünkü sonunda inanın mükafatı daha büyük olacaktır. Bu hayali olmadı ve bireyin yaşamında var oluş sebebini bulamayacak demek değil. Hayal her daim kuruldukça varoluş sebebine insanı götürecektir. Gecikme olacaktır ama belki de zamanlama bunu gerektirecektir. Ben şu anda hayalimi yaşıyor ve hayalimi türetiyorum. Sanatçı konservatuar okuyarak olamadım ama yaptığım ve ürettiklerim ile oldum. Yayınlananların dışında henüz 5 şiir kitabım, 3 kısa hikaye, 1 referans/ders kitabım, iki de romanım; 120 tane bestem 11 tane albümüm var. Daha da önemlisi profesyonel yaşamımda ürettiklerim onları yaptığım kurumlar bünyesinde devam ediyor ve yapılış itibarı ile halen takdir alıyor. Başta bahsettiğim ilkelere paralel kendi yaşam döngülerini sürdürüyor. Son olarak Dreamstalk gibi bir platformu kurmak, geliştirmek ve bir gün dünyadan göçüp gittiğimde insanlığa fayda sağlayan ve ışık tutan bir şey bırakma çabasında olmak, hayalim olmayan duraklarda vakit geçirmiş olsam bile elde edilmiş birikimin doğru bir şekilde hayalime entegre edebildiğimi gösteriyor.

 

İnsan hayalini çağırmalı ve gönülden kurmalı.  Bunu göremiyorsa yazmalı, haykırmalı ve başarı kriteri olarak da denemeyi ve deneyebilmeyi kendisine seçmeli. Burada ödüller, kupalar, paralar hiç bir zaman gerçek başarı kriteri olamaz. Denemek ve vardığını türetmek bence farkındalık ile beraber en önemli başarı kriteridir.  Çocuklarımıza, hayallerimi yaşama imkan ve hakkını tanıyalım. Kendi korku, tabu ve kalıplarımızı onlara aşılamayalım. Onları doğru gözlemleyip onlara yönelecekleri alanları tanıtalım ancak kendimizi onlarda tekrar yaratmaya çalışmayalım. Gibra’nın da dediği gibi onlar bize emanet, biz onların ne sahibiyiz ne de onlar bizlerin re-enkarnasyonu.


Röportaj: Erkmen Özbıçakçı

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!