Yalancı medya yalancı basın

Güncelleme Tarihi:

Yalancı medya yalancı basın
Oluşturulma Tarihi: Mayıs 22, 2017 10:01

ALMANYA’da Pegida kısa adıyla tanınan ve Batı’nın İslamlaşmasına Karşı Vatanperver Avrupalılar hareketi olarak sokaklara dökülen aşırı sağcılar ve sağ popülistler, eleştirisel bir tutum sergileyen basına kafayı taktılar.

Haberin Devamı

Yalancı medya yalancı basın

Başta Leipgiz ve Dresden olmak üzere sığınmacılara, özellikle de Müslüman sığınmacılara ve göçmenlere karşı Almanya’nın çeşitli kesimlerinde düzenledikleri etkinliklerde, “Lügenpresse” (Yalancı basın) diye slogan attılar.

Ellerinde “Lügenpresse” yazılı dev afişler taşıdılar.
Aslında bu söylem hiç de yeni bir şey değildir.
Bu söylem Almanya’da 19’uncu yüzyılın ortalarına doğru muhafazakar Katolikler tarafından liberal medyaya karşı kullanılmıştır.
Birinci Dünya Savaşı sırasında daha sık duyulmuştur.
Hitler liderliğindeki Nasyonal Sosyalizm döneminde de komünistlere ve Yahudilere yapılan haksızlıklara eleştirel bir biçimde yaklaşan gazete, dergiler için kullanılmıştır.
Batılı medyayı aşağılamak için bu söylem eski Doğu Almanya olarak bilinen ve 3 Ekim 1990 tarihinde resmen tarihe gömülen Demokratik Almanya Cumhuriyeti (DDR) yöneticileri tarafından da kullanılmıştır.

Haberin Devamı

***
Demokratik hukuk devletlerinde medya ile politikacıların arası hiçbir dönemde sorunsuz geçmemiştir.
Bu Türkiye’de de böyledir, birçok başka ülkede de.
Örneğin Almanya Federal Cumhuriyeti’nin 1982-1998 yılları arasında 16 yılı aşkın bir süre aralıksız başbakanlığını yapan Helmut Kohl, bazı basın organlarıyla barışık olmadığını hiçbir zaman gizlememiştir.
“Ben o malum dergiyi okumuyorum” dediği Almanya’nın önde gelen politik dergilerinden Der Spiegel’e son söyleşisini Rheinland Pfalz Eyalet başbakanlığı döneminde 1976 yılında vermiştir.
Yurtiçi ve yurtdışı resmi ziyaretlerine hiçbir zaman Der Spiegel muhabirlerini davet etmemiştir.
Yani çok açık bir biçimde Der Spiegel dergisini yok saymıştır.
Son dönemlerde de benzer yaklaşımlar görmeye başladık.

***
Amerika Birleşik Devletleri (ABD) Başkanı Donald Trump, bunun ilk sinyallerini verdi.
Göreve başlamadan 7 gün önce düzenlediği ilk basın konferansında, medyaya verdi veriştirdi.
Göreve başladıktan sonra da öyle.
“Basın o kadar yalancı ki bundan bahsetmezsek Amerikan halkına hizmet etmemiş sayılırız. Basın kontrolden çıktı. Basının seviyesi kontrolden çıktı” dedi.
“Gazetelerde, televizyonlarda hep felaket haberleri görülüyor. Ama gerçek bunun tam tersi” dedi.
“Medyanın çoğu halk için değil, bu bozuk düzenden kar edenler için çalışıyor” dedi.
Gazetecilere, televizyon muhabirlerine açık bir biçimde hakaretler yağdırdı.
CNN muhabirine, “Sizin kanalınız tam bir felaket. Siz yalan habersiniz” diye ağır suçlamalarda bulundu.
Rus istihbarat birimlerinden ele geçirilen bir raporu yayınlayan Buzz Feed sitesini “Çökmekte olan bir çöp yığını” olarak niteledi.
Soru sormak isteyen bir muhabire söz hakkı vermeyip, “Otur yerine” diye azarladı.
Attığı bir Tweet’te “Yalancı medya” söylemiyle New York Times, NBC News, ABC, CBS ve CNN gibi ABD’nin önde gelen medya organlarını kastettiğini duyurdu.

Haberin Devamı

***
Fransa’nın yeni Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron da daha göreve başlar başlamaz Fransız medyasını kızdırdı.
Geçen Perşembe günü gerçekleşen ilk Bakanlar Kurulu toplantısının ardından geleneksel hatıra fotoğrafını çekmek için bekleyen foto muhabirleri, kameramanlar tam bir şok yaşadı.
Çünkü Elysee Sarayı’nın girişi onlara kapatılmıştı.
Artık oraya giremeyeceklerdi.
Hatta Elysee Sarayı’ndan başka bir açıklama daha geldi.
Artık bundan böyle Cumhurbaşkanı Macron’un gezilerine katılacak gazetecileri Elysee Sarayı’nın belirleyeceği ilan edildi.
İşte Fransız medyası buna isyan etti.
Medya örgütleri ve gazete yöneticileri, Liberation Gazetesi’nde, “Sayın Cumhurbaşkanı, Elysee’nin sizi izleyecek gazetecileri seçme hakkı yoktur” başlıklı bir açık mektup yayınlayıp, tepkilerini dile getirdiler.

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!