Vurun gazeteciye!
Güncelleme Tarihi:
Basına karşı şiddet, az gelişmiş ve demokrasi kültürü tam oturmamış ülkelerin ayıbı ve önemli bir sorunu. Son günlerde Beyaz Rusya, Güney Amerika ülkelerinden Kolombiya ve Peru ile Afganistan'da yaşananlar - ülkemiz açısından son derece düşündürücü - bu gerçeğin sadece birkaç örneği.
İletişim dünyasında teknolojinin hızla ilerlemesiyle birlikte özellikle geri kalmış ve demokrasi oturmamış ülkelerde, iktidarı elinde bulunduranların basına karşı şiddet uygulamasını yoğunlaştırdığı belirlendi. Kamuoyunun daha şeffaf bilgi almasına engel olmayı amaçlayan bu durum, son günlerde Beyaz Rusya ile Latin Amerika ülkelerinden Kolombiya ve Peru'daki olaylar ile Afganistan'da gözler önüne serildi.
1- Peru'da dinleme skandalı
Geçen hafta içinde, Peru'da Devlet Başkanı Fujumori, aleyhindeki yayınlar üzerine basını sindirme kampanyasına girişti. Devlet Başkanı ile basını karşı karşıya getiren olay, bir televizyon istasyonunun, polisin muhalefet ile gazetecileri gizlice dinlediğini ortaya çıkarması ile başladı. Devlet Başkanı Fujimori, ülke politikasını karıştıran ve 5 Bakan'ın istifasına yol açan skandal üzerine, haberi yayınlayan televizyon istasyonunun sahibini cezalandırma kararı aldı. Ve Başkan'ın emrini alan bir Emniyet Müdürü, daha önce kabul edildiği bildirilen televizyon sahibinin vatandaşlık başvurusunu geri çevirdi. Geçtiğimiz günlerde Fujimori'nin özellikle gazetecilerin yarısından fazlasının telefonlarını gizlice dinlettirdiği ortaya çıktı. Skandalların ardından, polis, gazetecilere karşı şiddet uygulamaya başladı.
2- Kolombiya'da şiddet
Kolombiya'da ise, ABD'nin uyuşturucu kaçakçısı ilan edip vize vermeyi reddettiği Devlet Başkanı Samper, dün Guatelamala'da Amerikan Gazeteciler Birliği'nin toplantısında, ‘‘Medya, şiddet olaylarına çok yer veriyor'' şikayetinde bulundu. Gazetecilerin ise, ortak cevabı şöyle oldu: ‘‘Şiddet olayları cereyan ediyorsa bunları görmeyelim mi. Bu kadar çok şiddet olmazsa bu kadar çok da konuyla ilgili haber olmaz''
Birlik, son 10 yıl içinde 200 gazetecinin öldürüldüğünü ve cinayetlerin sistematik bir sansür aracı olarak kullanıldığını vurguladı.
3- Beyaz Rusya'da casus var
Beyaz Rusya'da Devlet Başkanı Alexander Lukaşenko'nun emri ile Rus gazetecilerin birbiri ardına tutuklanması, son günlerde dünya gündemine giren önemli haberler arasında yer aldı. Tutuklamalar, tarihi bir entegrasyon anlaşması imzalayan Rusya ile Beyaz Rusya ilişkilerini de bozdu. Kriz, Pavel Şeremet adlı televizyon muhabiri ile kameramanı Dmitri Zavadski'nin Beyaz Rusya ile Litvanya sınırında güvenliğin yetersiz olduğunu belirten bir haber çekimi yapması ile başladı. Polis iki gazeteciyi hemen tutukladı. Ardından, ülkede bulunan 11 Rus gazeteci Devlet Başkanı'nın önünde protesto gösterisi düzenledi. Ancak, Lukaşenko'nun, 10 kişiden fazla kişinin biraraya gelmesini yasakladığını bilmiyorlardı. Bu gazeteciler de tutuklandı. Rus medyasının da yoğun baskısı üzerine, Rusya Devlet Başkanı Boris Yeltsin, Beyaz Rusya'dan açıklama istedi. Lukaşenko dün yaptığı açıklamada, ‘‘Tutuklanan Pavel Şeremet adlı gazeteci, yabancı ülkelere casusluk yapıyor'' dedi.
4- Taliban'dan sınırdışı tehdidi
Afganistan'dan kadınların topuk sesini bile yasaklayan aşırı dinci Taliban örgütü de yabancı basına taktı. Taliban örgütünün İçişleri Bakanı Hayrullah Hayırha, basını yalan haber yayınlamakla suçlayarak, yabancı gazetecileri, ‘‘Savaşla ilgili doğru haber yazın yoksa sınırdışı edilirsiniz'' diye uyardı. Taliban'ın özellikle, kendi saflarında Pakistanlı askerlerin savaştığı yolundaki haberlerden rahatsızlık duyduğu belirtiliyor. Molla Hayrullah, bu konuda da saflarında yer alan Pakistanlıların sayısının 50'yi geçmeyeceğini savunarak, bunların da resmi görevli değil islami davaya inanan din kardeşleri olduğunu iddia etti.