Türkiye’siz olmaz

Güncelleme Tarihi:

Türkiye’siz olmaz
Oluşturulma Tarihi: Kasım 15, 2016 09:37

Almanya’da aylardır süregelen cumhurbaşkanı adayı arayışı nihayet son buldu.

Haberin Devamı

Türkiye’siz olmaz

2005-2009 yılları arasında olduğu gibi 2013 yılından beri iktidarda bulunan büyük koalisyon hükümeti (Hıristiyan Demokrat/Hıristiyan Sosyal Birlik Partileri (CDU/CSU) ile Sosyal Demokrat Parti (SPD) Federal Dışişleri Bakanı Frank-Walter Steinmeier’i ortak aday gösterme kararı aldı.

Hiç şüphesiz çok uygun bir cumhurbaşkanı adayı olmasına rağmen, CDU Genel Başkanı olan Başbakan Angela Merkel için de, kardeş parti CSU için de Steinmeier’i ortak aday göstermek hiç de kolay olmadı.

Çünkü hem CDU, hem de CSU, gelecek yıl sonbaharda yapılacak genel seçimler için SPD’li birinin kendilerinin desteğiyle Cumhurbaşkanı seçilmesinin yanlış bir sinyal olacağını düşünüyorlardı.
Ama sağduyu kazandı.
Merkel de, aynı zamanda CSU Genel Başakanı olan Bavyera Eyalet Başbakanı Horst Seehofer de, Steinmeier’in adaylığına “Evet” dedi.
Yani SPD’li Frank-Walter Steinmeier’in 12 Şubat 2017 tarihinde Almanya’nın 12’nci Cumhurbaşkanı seçilip koltuğuna oturması kesinleşti.

***

Haberin Devamı

Steinmeier’i 1990’lı yılların ilk yarısında, sonradan Almanya’nın başbakanlığını yapan Gerhard Schröder’in Aşağı Saksonya Eyalet Başbakanlığı döneminde, Bonn’daki Yabancı Gazeteciler Cemiyeti’nin (VAP) Hannover’e düzenlediği bir seyahat sırasında tanıdım.
O zamanlar Schröder’in Özel Kalem Müdürü’ydü.
Gerhard Schröder, 1998 yılında genel seçimleri kazanarak CDU’lu Helmut Kohl’ün 16 yılı aşkın süren iktidarına son verip başbakanlık koltuğuna oturunca, Steinmeier’i Başbakanlık Dairesi Başkanlığı’na getirdi.
O dönemlerde kendisiyle birkaç kaz karşılaştık ve ayaküstü sohbet ettik.
2005-2009 yılları arasında Angela Merkel başbakanlığında kurulan ‘büyük koalisyon hükümeti’nde Federal Dışişleri Bakanı olarak görev alan Steinmeier’le birkaç kez söyleşi yaptım.
Hem Almanya’da yaşayan Türklere ve Türk kökenli insanlara hem de Türkiye’ye ve Türk-Alman, Türkiye-Avrupa Birliği (AB) ilişkilerine son derece önem veren bir politikacı olarak tanıdım Steinmeier’i.
İstanbul’da Türk-Alman Üniversitesi’nin kurulması için çok yoğun çaba gösterdiğine de yakından tanık oldum.

***

Haberin Devamı

Daha sonraki yıllarda da Steinmeier’le birkaç kez söyleşi yaptım.
Yıllar önce yaptığımız bir söyleşide kendisine “Orta Doğu’daki komşu ülkeler arasındaki sorunların çözümü için Türkiye’nin daha önemli bir rol üstlenmesini istiyorsunuz. Türkiye’den ne bekliyorsunuz?” diye sormuştum.

Yanıtı çok açıktı: Avrupa açısından Türkiye’nin Yakın ve Orta Doğu’da önemli bir köprü işlevi var. Benim için şu çok açık: Ancak Türkiye ile birlikte biz bu sorunların üstesinden gelebiliriz. Türkiye’siz olmaz.

Tabii her seferinde Türkiye’nin AB üyeliğini ve CDU’nun imtiyazlı ortaklık önerisini de sormuştum.

Steinmeier, “Şunu çok açık bir biçimde söylüyorum. Biz Türkiye ile başka bir şey değil, üyelik müzakereleri sürdürüyoruz” yanıtını vermişti.

Haberin Devamı

Steinmeier, Almanya’daki göçmen kökenli insanların da her alanda eşit haklara sahip olmalarını savunan bir politikacı.

Devlet adamı olarak Bellevue Sarayı’na yerleşince de bu kararlı tutumunu sürdüreceğinden hiç şüphem yoktur.
Her ne kadar önceki hafta Berlin’de düzenlenen bir etkinlikte karşılaştığımızda, “Türkiye zor bir dönemden geçiyor” dese de, Türk-Alman ilişiklerinin iyileştirilmesi için yoğun çaba göstereceğinden de.

 

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!