Türk malı yüzen tabut

2000 YILINDAN itibaren çeşitli ülkelerden yaklaşık 23 bin ‘kaçağın’, Türkiye üzerinden Avrupa’ya ulaşmaya çalışırken hayatını kaybettiği tahmin ediliyor. Emniyet verilerine göre, kaçak trafiğinin en yoğun yaşandığı bölgelerin başında da Ege geliyor. Ege’yi, İstanbul ve Mersin izliyor. Sınırlardan karayolu ile Türkiye’ye giren kaçak göçmenlerin büyük çoğunluğu, insan tacirlerince kıyı bölgelere getirilip ilkel deniz araçlarıyla önce Yunan adalarına, buradan da Avrupa ülkelerine taşınıyor.

İLKEL, UCUZ MALZEME

Bu ölümüne umut yolculuğu duraklarından birinde, Yunanistan’ın Sakız Adası’nda bekletilen kaçak göçmenlerle konuştuk. Birkaç baraka ve yıkık binaya eklenen iki çadırdan oluşan kampta, çoğunluğu erkek 150 kişi barınıyor. Kadın ve çocukların Ege’yi geçmeyi pek başaramadığı, çoğunun boğularak can verdiğini anlatan kaçak göçmenler, önemli bir iddiada bulundular. Buna göre, kaçak göçmenleri Ege’nin sularında taşıyan botlar, Türkiye’de özel olarak bu iş için ve ilkel yöntemlerle üretiliyor. Çoğu zaman 40 kadar insanın üst üste bindiği bu botlarda basit yapıştırıcı ve en ucuz malzemeler kullanıldığı için de, fazla yükle birlikte kolayca su alarak insanlara mezar oluyor. Deneyimli denizciler de, botların çok ilkel olduğunu, yetersiz ve ucuz yapıştırıcıyla tutturulduğunu, denizde böyle bir araçla hayatta kalmanın imkânsız olduğunu kaydediyorlar. Yunan emniyet yetkilileri de şu tüyler ürperten bilgiyi veriyor: “Daha önce teknelere kendileri de binen insan tacirleri, yakalanmamak için yöntem değiştirdiler. Bu botları kaçak göçmenlerin eline veriyor, rotayı tarif ediyorlar. Göçmenler bu botları şişirip kaçmaya çalışıyorlar. Ancak çoğunlukla da başarısız oluyorlar.”